Tedbirler, fiyatlar ve şüphesiz denetim…

A -
A +

İTO Başkanı Şekip Avdagiç çok doğru söylüyor: “Roket hızıyla yukarı çıkardığınız fiyatları, paraşüt hızıyla indirmeyiniz!” Hakikaten bir günde tavana zıplayan fiyatlar, acaba kaç günde makul seviyeye inecek?

 

Son dört-beş ayda büyük türbülans yaşatan, döviz ve altın fiyatlarındaki müthiş dalgalanma, yeni tedbirlerle önemli ölçüde kontrol altına alındı…

Şimdi de vatandaş fiyat etiketlerine sirayet eden yangının söndürülmesini istiyor haklı olarak! Evet, gerçekten çarşı-pazardaki yangının da, bir an evvel söndürülmesi gerekiyor. Bakalım ne kadar zaman zarfında, doların yükselmesi gerekçe gösterilerek fiyatı üçe beşe katlanan ürünler, gerçek maliyetlerle vatandaşa sunulacak…

 İTO Başkanı Şekip Avdagiç’e katılmamak mümkün değil. Şöyle diyor: “Roket hızıyla yukarıya çıkarılan fiyatların indirilmesi paraşüt hızıyla olmamalı…” Öyle ya, etiketler zam için de indirim için de aynı rakamlarla yazılıyor!

Döviz kurlarının henüz etki etmediği ürünleri dahi, bir gecede astronomik fiyatlarla raflara yerleştirenlerin biraz insaf etmesi nasıl olur? Ancak ne yazık ki, o insaf ölçülerini pek fazla görmek mümkün olmuyor! Elbette, her hâl ve şart altında, dürüstlüğü elden bırakmayan; üretici, toptancı, esnaf ve iş dünyasında iştigal eden vicdanlı bütün insanları peşinen tenzih ederiz. Fırsatçılığa tenezzül etmeyen, helali haramı ayırmakta titizlik gösteren; sadece kendisini değil, karşısındakini de düşünen her meslek erbabına, asil davranışından dolayı teşekkür borçluyuz. Lakin tam aksi yönde hareket edenlere de, dünyayı dar etmek gerekmez mi? Şimdi kamu yönetiminin ilgili her kademesinden, insanlarımızın beklediği şey budur. Fırsatçılara, vurgunculara, stokçulara ve hangi ad altında olursa olsun, haksız ve hukuksuz kazanç için kirli tezgâh kuran kötü niyetli kişilere, âleme ibret olacak derecede bir ceza tatbik edilmesi elzem…


Biliyoruz ki, devletin elindeki bilgi ve belgelerde, kanunsuzluğa tevessül eden kişilerin nerede ne yaptığı en ince detayına kadar mevcuttur. Bütün iş bu bilgilerden yola çıkarak, yanlış yapanlara gerekli cezayı kesmekte…

Yetki ve sorumluluk, devlet dediğimiz mekanizmada, burada bilhassa Maliye ve Hazine Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve ilgili diğer mekanizmaların sırtında. Bir an evvel harekete geçmeleri ve hızla beklenen sonuçları ortaya koymaları gerekir. Aksi takdirde, medya organlarına ayaküstü verilen demeçlerin bir kıymeti harbiyesi yoktur. Muhakkak denetim ve gerektiğinde ceza uygulanması…

Müşahhas olarak bunların görülmesi gerekiyor. Bu çalkantılı dönemde, kimler, nasıl bir cambazlıkla vurgun vurdular? Mesela devletin ilgili birimleri, yılda kaç adet otomobil ithal edildiğini, bunların kaç tanesinin satıldığını veya hangi garaj ve depolarda bekletildiğini bilmiyor mu? Bilmemesi mümkün mü? Şu hâlde birdenbire sırra kadem basan arabaların, kimler tarafından ortalıktan çekildiğini acilen irdelemek gerekmiyor mu? Araba konusu sadece bir örnek…

Yerli üretim veya ithal, ham veya mamul madde; mevcut olduğu hâlde, fiyat bindirmek için gizlenen, saklanan her türlü ürün için mutlaka etkili kontrol ve denetim yapılmalı. Tabiatıyla  gecikmeden!..


İş işten geçtikten sonra, yapılan kontrollerin bir manası kalmaz. Mesela şu sorunun cevabını, toplum merak ediyor: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, pazartesi akşam saatlerinde yaptığı açıklamalardan sonra, bir günde yaklaşık 1,75 milyar dolarlık döviz satıldı. Velakin aynı zaman diliminde başka birileri de, en az 1,5 milyar dolar alım yapmış!..

Kimdir bunlar? Öğrenebilecek miyiz acaba? 2001 Krizi sırasında, bir gecede Merkez Bankasından satılan beş milyar dolarlık dövizin kimlerin kasasına girdiği çok ama çok konuşuldu. Bu konuda ilgili üst düzey bürokratlar hakkında ceza davaları da açıldı. Fakat ne yazık ki, mesele hiçbir şekilde vuzuha kavuşturulamadı. Hep aynı acıklı hikâyenin tekerrür etmesi üzüntü verici hakikaten! Peki, olması gereken nedir? Bu ülkede yanlış iş yapanlar, hak ettiği cezayı görmeli. Aksi hâlde toplumun güveni sarsılıyor…
                

     YERLİ AŞI HAYIRLI OLSUN

 

Dört gözle beklediğimiz, yerli ve millî aşımız nihayet piyasaya çıktı. Milletimiz ve bütün insanlık için hayırlı olsun… Türkiye, salgının en başında verdiği devlet sözü gereğince, TURKOVAC aşısını bütün insanlığın hizmetine sunacak. Keşke bu hizmet, aşı üretme kapasitesine sahip diğer gelişmiş devletler tarafından da örnek alınsa. Ve hâlâ aşıya ulaşamamış memleketlerdeki muhtaç insanların da hakkı olan bu hizmet, ayırım yapılmadan dünyanın dört bir tarafına ulaştırılsa. İnsanlık ve medeniyet namına!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.