Ümit Özdağ neyin peşinde?..

A -
A +

Öteden beri siyasi söylem ve eylemleriyle tartışma konusu olan bir kişilik Prof. Ümit Özdağ… Hayat hikâyesinde, “Türk Siyasal Bilimler Profesörü” diye yazılı. Bu denli atraksiyonlarla Prof. Özdağ acaba neyin peşinde?

 

Prof. Ümit Özdağ, siyasal bilimler alanında yirmiden fazla kitap yazmış bir kişi…

Ancak bilimsel alanda ismi, siyaset arenasındaki kadar tartışma konusu olmamıştır herhâlde! Bir dönem Milliyetçi Hareket Partisinde idi. 2006 yılında Devlet Bahçeli’ye karşı genel başkan adaylığına soyundu.

Parti Merkez Disiplin Kurulu kararıyla ihraç edildi. Aday olduğu kongrede salona dahi giremedi anlayacağınız. Daha sonra mahkeme kararıyla yeniden MHP’ye döndü.

Gaziantep’ten milletvekili seçildi. Genel Başkan Yardımcılığı görevinde de bulundu…

Ama parti içinde birtakım faaliyetleri dolayısıyla ikinci defa ihraç edildi. Derken İyi Parti’nin kurucuları arasında yer aldı. Strateji, iletişim, propaganda ve tanıtımdan sorumlu genel başkan yardımcısı oldu.

Fakat burada da, Özdağ’ın parti yönetimine muhalefeti devam etti ve aynı şekilde oradan da ihraç edildi.

Tabii yine mahkemeye gitti ve iptal kararıyla birlikte partiye döndü. Ancak bu şartlar altında orada kalması mümkün olamayacaktı. Nitekim kısa bir müddet sonra kendisi bu defa istifa etti ve akabinde “Zafer Partisi"ni kurdu.

MHP ve İyi Partideki siyasi tavırlarına ve gördüğü tepkilere burada detaylı girme niyetinde değiliz. Zira konumuz o değil.

Daha aktüel bir olaya karıştığı için bu satırları kaleme alıyoruz. Yoksa Özdağ’ın bizatihi kendi siyasi programı pek de ilgimizi çekmiyor doğrusu.

Özdağ nasıl bir siyasi zaferi hedefliyor, bilemeyiz. Hedeflediği zafere ulaşabilir mi, orası da en azından şimdilik meçhul. Ama şimdiye kadarki siyasi performansına bakılırsa, sürekli muhalif tavır ve aykırı eylem içinde öne çıkan portresiyle Özdağ’ın hep minimal noktada kalması kaçınılmaz gibi gözüküyor!..

Bugüne kadarki söylem ve eylemleriyle daima olumsuz bir pozisyonda görünür oldu. Böyle bir siyasi kimlikle ciddi başarılar yakalamak hiç kolay olmasa gerek.

Fakat Ümit Özdağ, bilerek ve isteyerek böyle bir çizgide devam etmekte ısrarlı görünüyor. Her neyse kendisi bilir diyelim, ama bazı atraksiyonları hakikaten çok tehlikeli…

Son olarak İzmir’de Suriye kökenli bir vatandaşa karşı sergilediği tavır, büyük infial uyandırdı. Ümit Özdağ en başından beri Suriyeli sığınmacılara karşı, agresif bir olumsuzluğun içinde… 

“Düşene vurmak” diye bir tabir vardır. Özdağ’ın söylemleri ve son eylemi tam olarak böyle bir şeyi ifade ediyor! İzmir’de kuyumcu dükkânı açmış bahse konu vatandaşın iş yerine gidiyor. Kimlik soruyor, vergi kaydını talep ediyor. Başka sorular soruyor ve bütün bunları muhatap vatandaşın rızası olamadan görüntülü kayda alıyor…

Özdağ’ın bu şekildeki saçma sapan teftişi nedense bir dönem Cemal Tural’ın PTT Genel Müdürlüğünü yetkisiz bir biçimde denetlemeye kalkışması ve peşinden Genelkurmay Başkanlığından uzaklaştırılması olayını hatırlattı…

Öyle ya, milletvekili olması ona bu türden kanunsuz ve kuralsız işler yapma yetkisi vermez. Ondan da ötesi, Özdağ’ın bu sakıncalı atraksiyonu, çok daha büyük problemlere ve olaylara kapı aralayabilir. Dolayısıyla, bu sorumluluğun altından kalkması mümkün olmaz!..

Hangi şartlarda, canlarını kurtarmak için; memleketimize sığındıklarını en iyi bilmesi gerekenlerden biri olan Özdağ, buna rağmen çaresiz insanların üzerine üzerine gidiyorsa, orada başka bir maksat ve niyet vardır. Hiç kusura bakmasın.

Evet, şu tweet, Ümit Özdağ’ın iyi niyetli bir tutum içinde olmadığının belgesidir. “7 sene önce Türkiye’ye gelmiş. Türkçesi çok az. Vatandaşlık almış. Üstüne silah ruhsatı. Şanlıurfa’da aldığı kuyumculuk kimlik kartı ile İzmir’de kuyumcu dükkânı açmış. (Dikkat ediniz; şahsın silah ruhsatını kuyumculuk mesleğinden önce belirtiyor… Oysa kuyumculara silah ruhsatının normal bir prosedür olduğu ortada.) Bunlardan 900 bin tane daha var. Türkiye, tehlikenin farkında değil misin?” 

İşte böyle diyor Bay Özdağ. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilgili kurumları, sığınmacı veya mülteci durumundaki kişilere vatandaşlık hakkı verirken, hangi şartların yerine getirilmesi gerektiğini bilmiyor mu?

Mutlaka Özdağ’ın ikazına mı ihtiyaç var? Hem de 900 bin kişiye böyle bir hak verilmişse. (Bu rakamın doğru olup olmadığı, devletin ilgili makamlarının açıklamasıyla belli olur.) Ama anlaşılan Özdağ kendi kendine bir misyon biçmiş. Belki de kurmuş olduğu tabela partisinin misyonu da bu minvalde…

O yüzden tepkilere aldırmıyor. Tam aksine ırkçı yaklaşımından dolayı kendisini kınayanları “stratejik salaklar” siye suçluyor...

Bazı şeyler zamanla açığa çıkar. Dolayısıyla kimin stratejik salak olduğunu da, en iyi zaman gösterecektir. İşte o zaman Özdağ’ın siyasi çapının ne olduğu da halk tarafından kesin biçimde ortaya konacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.