Pandemi gölgesinde bir yıl daha geçti…

A -
A +

Dünya yaşlandıkça daha sıkıntılı bir hâl alıyor!.. Artan salgın hastalıklar, olağanüstü tabiat olayları, fırtınalar, kasırgalar, afete dönüşen yağışlar, su baskınları, toprak kaymaları ve depremler…

 

Yıl sonu-yılbaşı yazısına klasik cümle ile başlayalım…

Takvimin son yaprağı bir kere daha duvardan indi. Ama endişeye mahal yok, yenisi de onun yerine hemen asıldı. Hep öyle oluyor zaten! Dün 2021, bugün 2022…

Hayat devam ediyor. 

Fakat hayattan kopanlar da az değil. Kimi salgın hastalıktan, kimi salgın olmayan ama türü itibarıyla da sürekli görülen ve gitgide yaygınlaşan yani münferit olarak her gün daha fazla sayıda insanı etkisine alan hastalıklardan hayatını kaybediyor.

Kalp, karaciğer-akciğer, böbrek vs. vs... İ

nsanın vücudundaki her organa sirayet eden ve onu fonksiyon dışı bırakan yeni yeni hastalıklar. Hayattan koparan sadece hastalıklar değil elbet. Kimi katil bir kurşundan kimi de kaza kurşunundan ölüyor. Kimi trafik kazasından.

Netice aynı kapıya çıkıyor. Kimi de tabii afetlere maruz kalarak hayattan kopuyor. Velhasıl eceli gelen insanlar, bir sebeple bu dünyadan göçüyor.

Dünyanın kendisi de yaşlandıkça daha sıkıntılı bir hâl alıyor aslında. Olağanüstü tabiat olayları günbegün artıyor. Dünyanın hemen her yerinde, iklim değişikliğinden dolayı geçmişte görülmeyen, en azından böyle sıkça görülmeyen hadiseler artık sıradanlaştı.

Okyanuslara komşu olan bölgelerdeki kasırga ve tropikal fırtınalar, artık dünyanın diğer bölgelerinde de sık sık tekrar ediyor. Mesela Antalya’da son bir yıl içinde meydana gelen iklim olayları şayanı hayrettir.

Kastamonu’nun Bozkurt ilçesindeki felaket tek başına dehşet verici bir hadisedir… Örnekleri çoğaltabiliriz. Lakin kısaca arz etmeye çalıştığımız husus şudur: Dünyanın tadı maalesef kaçıyor!..

Bir tarafta afete dönüşen yağışlar, su baskınlarıyla; heyelanlarla hayatı tehdit ederken, diğer tarafta kuraklıktan dolayı canlıların yaşantısı günbegün daha büyük risk altına giriyor. Karaman Belediyesi’nin su kıtlığına dikkat çekmek için yaptığı etkinlik çok dikkat çekici ve takdire şayan…

Şehre içme suyu sağlayan tek kaynak olan Mamasın Barajı'nın su kapasitesi 165 milyon metreküp. Velakin kuraklıktan ötürü, her sene azala azala 26 milyon metreküpe düşmüş…

Belediye bu tehlikeye insanların dikkatini çekmek için, 5 litrelik suyu 500 TL’den satışa sunmuş. Bugün için tuhaf gelen veya bizi hayrete düşüren bu fiyat, ne yazık ki gelecekte zaruri olarak karşımıza çıkabilir. Evet, içme suyunun litresinin 100 TL’den satıldığını düşünün. Hangi hanenin bütçesi bunu kaldırabilir ki?..

Hazır su meselesine temas etmişken şunu da hatırlatalım: Aslında dünyanın birçok yerinde suyun fiyatı, izafi olarak bu rakamlara benzer durumda. Ve hâlihazırda, bir buçuk milyar insan yeteri kadar içme suyuna erişemiyor. Yaklaşık üç milyar insan da, temiz ve sağlıklı suya erişemiyor…

Hâl böyle olunca da her sene milyonlarca kişi (Ki, çocuklar bunun içinde en büyük yaş grubunu teşkil ediyor) su kıtlığı ve kirliliğine bağlı olarak, çeşitli hastalıklardan hayatını kaybediyor. Maalesef bütün canlıların yegâne hayat kaynağı olan su konusunda, dünyanın durumu hiç ama hiç iyi görünmüyor.

Dünyanın tadı kaçıyor dedik. Ama sadece tabiat düzeninin bozulması değil, beşerî hayattaki dengelerin kötüleşmesi de dünyanın tadını kaçıran temel unsurların başında geliyor. Ekonomik ve sosyal düzendeki bozulmalar, beşerî huzursuzluğu fena hâlde tetikliyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, hem tek tek ülkeler bazında hem de zengin-fakir veyahut gelişmiş-gelişmemiş tasnifiyle, küresel ölçekte insanlığın huzuruna kastediyor!..

Heyhat! İnsanlığın bu kanayan yarası, emperyalist politikalarıyla dünyanın her köşesine musallat olan, küresel güçlerle onların koltuğu altındaki bölgesel piyonlar tarafından olabildiğince azdırılıyor. İşte bu emperyalist politikalar, en yıkıcı kasırga ve depremlerden daha korkunç tahribat yapıyor.

Bugünkü dünya düzeninde, kilit noktalarda hâkimiyet sağlayan ve kontrolü ele geçiren emperyalist güçler, adalet ve hak-hukuk yerine zulümden yana ağırlık koyunca, kantarın topuzu kaçıveriyor. Dünya bu şekilde yol alırken, insanlık hangi ölçüde mutlu ve bahtiyarlığa erişebilir ki!..

Özetlersek, 2021 yılını pandemi gölgesinde geçirdik, ama dert yalnızca bu olsa kolay. Eninde sonunda virüs etkisini kaybedecek. Dileyelim ki, 2022 bitmeden bu illet yeryüzünden kalkmış olsun… Bu temenniyle herkese iyi seneler!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.