İsrail Polisi Mescid-i Aksa’da yine saldırdı!..

A -
A +

“Ramazan ayının sabah namazında, kadınlara gaz bombaları attılar. Ey Araplar, ey Müslümanlar neredesiniz?” Mescid-i Aksa avlusunda sesini duyurmaya çalışan, Filistinli yaşlı kadının haykırışı. Sözün bittiği yer… 

 

Her sene ramazan ayında, işgal altındaki Filistin topraklarında, İsrail zulmü daha bir katmerleşir!..

İşgalci İsrail ne yapıp edip, tahriklerle ve tuzaklarla zemin hazırlar; Filistinlilere karşı zalimce, gaddarca saldırılar gerçekleştirir. Maksat Müslümanların bu mübarek ayda huzurunu kaçırmak, ibadet yapmalarını dahi engellemek ve böylece en büyük güç kaynağı olan maneviyatlarını kırmaya çalışmak…

Günlerdir tırmandırılan olaylar, nihayet dün biri çocuk olmak üzere, yedi Filistin vatandaşının hunharca katledilmesiyle neticelendi. İsrail zulmü, yetmiş yıldan beri bu şekilde fasılasız devam ediyor. Çünkü bu sistematik zulümle İsrail, Filistin topraklarını yalnız işgal etmekle kalmayıp tamamen ilhak etme siyaseti güdüyor. Dünya bu zulme karşı dilini yutmuş âdeta…

Bunun da ötesinde, ABD ve genel olarak Batı Dünyası, sadece sessiz kalmakla yetinmiyor. İsrail’e kayıtsız şartsız destek vererek, daha fazla zulüm ve baskı için onu cüretlendiriyor. O sebepledir ki, Filistinli yaşlı kadının dün Mescid-i Aksa avlusundaki şu haykırışı, bugüne kadar olduğu gibi, yine duyulmayacaktır; “RAMAZAN AYININ SABAH NAMAZINDA KADINLARA GAZ BOMBALARI ATTILAR. EY ARAPLAR, EY MÜSLÜMANLAR NEREDESİNİZ?..” Evet, yeryüzündeki en mukaddes üçüncü mabed olan Mescid-i Aksa ve orada namaz kılan Filistinli Müslümanlar, dün bir kere daha İsrail Polisinin insanlık dışı saldırısına maruz kaldı. Türkiye hariç, İslâm Dünyasından da doğru dürüst bir tepki gelmedi. Sözün bittiği yerdeyiz.

İsrail Filistin halkının direncini kırmak ve topyekûn biçimde teslim olmaya zorlamak için, her türlü savaş ve insanlık suçunu işlemekten sakınmıyor. Özellikle gelecek nesillerin hürriyet mücadelesindeki azmini kırmak için, çocuklara karşı çok acımasız davranıyor. Beş-altı yaşındaki çocuklara bile terörist muamelesi yapıyor. Düşününüz, yedi sekiz yaşındaki bir sabiyi, tepeden tırnağa silahlı bir düzine polis, canavarca tartaklama ve işkenceyle tutuklamak gibi gayriinsani tutum sergiliyor…

Son günlerde medya organlarında tekrar yer alan bir video dikkatinizi mutlaka çekmiştir. Video, henüz 13 yaşında iken; iki Yahudi’yi bıçaklamak istediği iddiasıyla, kanlar içinde bırakılarak esir alınan ve 2015 yılından beri hapiste tutulan Ahmed Manasıra’nın; sorgulanması sırasında, kendisine yapılan canavarlığı yansıtıyor. Zavallı Ahmed, yukarıda bahsedilen iddia ve “savaş zamanında düşmanla iş birliği yapmak” gibi, saçma, kurgulama bir suçtan yargılanıp 12 yıl hapse mahkûm edildi. Daha sonra bu ceza 9,5 yıla indirildi. Ancak talihsiz çocuk, gördüğü işkenceler sebebiyle akli melekelerinde ciddi problemler yaşıyor. O kadar ağır travmalara maruz kalmaya, yetişkin insanlar bile tahammül edemez. Ne acıdır ki, bu şekilde binlerce Filistinli çocuk ve yetişkin erkek ve kadın, İsrail zindanlarında çürütülüyor…

Ahmed Manasıra’nın yaşadığı zulmü, bir yazıda anlatmak mümkün değil. Sağlık durumu sebebiyle, ailesi ve avukatı erken tahliye edilmesi talebinde bulundu. Bununla ilgili kararın ne olacağı merakla bekleniyor. Heyhat, salıverilse dahi, yedi yıldır maruz kaldığı zulüm, henüz baharında iken, Ahmed’in hayatını kararttı. On binlerce, yüz binlerce Filistinli gibi…

İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid, dünyayla alay eder gibi şunu söylüyor: “İsrail tüm inançların ibadet özgürlüğüne bağlıdır. Amacımız ramazan ayı boyunca barışçıl ibadeti sağlamak.” İsrailli bakanın bu sözleriyle aynı ülkenin polisi tarafından, Mescidi Aksa’da namaz kılan cemaate karşı, yapılan insanlık dışı muameleyi neresinden bağdaştıracaksınız ki? Bu laflar doğrudan doğruya insanların zekâsıyla alay etmektir. Acı gerçek, Filistinli yaşlı kadının söyledikleridir ve bunun en kesin belgesi de katledilen yedi Filistinlinin cansız bedenidir!..

İsrail insan hakları, hürriyet vs. mefhumları tanımadığı ve bu yüzden de ciddi, caydırıcı bir tepki görmediği için, rahatlıkla bildiğini okumaya devam ediyor. Burada İslâm Dünyasının ve Arap âleminin dağınıklığı, etkisizliği İsrail’in en büyük avantajıdır. Arap âleminin artık Filistin diye bir meselesi yok gibi…

Düne kadar en azından görüntü itibarıyla, diplomatik bir tavır koyan ülkeler, şimdilerde İsrail ile dostluk ilişkilerini geliştirmek için onu dahi yapamıyorlar. Bu gidişle hiç yapamazlar.

Filistinlilerin kendilerine gelince, acaba ne zaman bir muhasebe yapıp şu soruya cevap arayacaklar? FİLİSTİN DAVASI, NİÇİN GÜNDEN GÜNE ZAYIFLIYOR? FİLİSTİN HALKININ FİKREN VE SİYASETEN BÖLÜNMESİNİN TEMELİNDE NE YATIYOR? BU DURUMDAN KİM/KİMLER YARARLANIYOR?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.