Evet, bu siyasi ahlaksızlıktır!..

A -
A +
Dünkü gazetemizde, “Kadrolu provokatör” diye haberini verdiğimiz HDP’li vekil Garo Paylan, bugüne kadarki yalancı, bölücü, kışkırtıcı her hareketi için ağzının payını almasına rağmen, rahat durmuyor!..
 
 
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan’ı bu ülke adına faydalı olacak bir işin içinde asla göremezsiniz… Ama bu memleket aleyhine nerede bir hinlik varsa, onun tam göbeğinde görebilirsiniz. Taa Arjantin’e kadar uzanarak, Türkiye’ye iftira atma ve karalama faaliyetlerinde bulunuyor. Demek ki, yüklendiği misyon böyle gerektiriyor. Bu konuya bir kere daha dikkat çekmek için, dünkü gazetemizde ‘Kadrolu Provokatör’ diye haberini vererek, şimdiye kadar sergilediği densizlik ve küstahlıklarından özetle bahsetmiştik. Vaka bu kişi giderek daha fazla fitne için tahriklerini tırmandırmakta. Daha önce bir canlı yayında, Ermeniler için özerklik isteyen şahıs, en son olarak da TBMM’ye, sözde ermeni soykırımının tanınması için kanun teklifi vermeye kadar işi götürdü. Elbette utanç verici teklifi, derhal iade edilerek yüzüne çarpıldı. Lakin adı geçen şahıs sınırları iyice zorluyor… Nitekim Meclis Başkanı Mustafa Şentop; şahsın son rezaleti için şu değerlendirmede bulundu: “Türkiye’de böyle bir kanun teklifini vermek, verebilmek Türkiye içerisinden değil Türkiye dışarısından bir desteğin cesareti olabilir. TBMM’de aziz milletimize ve bizim tarihimize hakaret edilmesine asla müsaade etmeyiz.” Paylan’ın Türkiye dışında hangi odaklarla düşüp kalktığı gayet iyi biliniyor. Özellikle Sam Amca diyarında, yoğun gölgeli ilişkileri öteden beri hep sırıtıyor… Sayın Şentop’un işaret ettiği dış cüret konusu da burada düğümleniyor.
Üzerinde yaşadığı ve ekmeğini yediği ülkesine ihanet etmek, her şeyden önce bir karakter, daha doğrusu karaktersizlik meselesidir… Bu karakter yoksunluğu dolayısıyladır ki, Garo Paylan, Azerbaycan topraklarını otuz yıl boyunca işgal altında tutan Ermenistan’a tek bir laf söylemedi. Velakin Azerbaycan’ın kendi topraklarını kurtarmak için verdiği kahramanca mücadeleye dil uzattı. Onunla da kalmadı. Türkiye’yi de, kardeş ülkeye verdiği haklı askerî destekten dolayı, her yerde şikâyet etti. Şimdi kalkıp yine Türk milletine karşı, sözde soykırım iftirasını tekrarlayan Bay Garo, Ermenilerin Hocalı’da yaptığı soykırımı hiç ama hiç görmedi. Onun bu siyasi ahlaksızlığını en net biçimde AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik dile getirdi: “Bu ahlaksız bir tekliftir. Hiç kimse milletimize soykırım iftirası atamaz. Yüce Meclis’in çatısı altında birinin bunu yapması ise siyasi ahlaksızlıktır. Bu ahlaksızlığın ve iftiranın kimlerin güdümünde gerçekleştiğini biliyoruz. Türkiye düşmanlarının soykırım yalanını mahkûm etmeye devam edeceğiz…” Sahi Garo Paylan gibi piyonları sahneye süren odaklar, Joe Biden’ın iki yıldır gevelediği “soykırım” lakırtısından bir medet umuyorlarsa, boşuna beklerler!.. Ermenistan halkının büyük çoğunluğu gerçekler karşısında aklını başına devşirirken, Diaspora’nın ham hayal peşinde koşması ahmaklıktan öte bir şey değil.
Gelelim Sezgin Tanrıkulu isimli bir diğer “vekil”e… Garo Paylan’ın farklı bir versiyonu olan bu zat da, her fırsatta durumdan vazife çıkararak, Türkiye Cumhuriyetini, tarihimizi, değerlerimizi karalamak için can atar. Paylan’a destek çıkmak için demiş ki: “107 yıl önce yüzlerce Ermeni aydın İstanbul’da gözaltına alınıp izleri kaybedildi. Kötülüğün miladı olan bu tarihle yüzleşmeden gerçek adalet sağlanamaz…” Vay, vay, vay! Sezgin Tanrıkulu aldığı hukuk eğitiminin gereği olarak, adalet kavramını doğru kavrayabiliyorsa şayet, önce Rusya’nın daha sonra da Fransızların saflarında, tabiiyetinde bulundukları Osmanlı Devleti'nin ordusuna karşı savaşan Ermenilerin ihanetini bir sorgulasın bakalım. Hadi onu yapacak kapasite yoksa da, Kars Ulucami’de olduğu gibi, birçok yerde, Ermeni çeteleri tarafından camilere doldurularak diri diri yakılan Müslüman Türk ve Kürtlerin maruz kaldığı mezalim hakkında bir kelam etmeye mecali yok mu? Evet, Sayın Tanrıkulu; cebinde taşıdığın hukuk diplomanla yıllardır giydiğin avukatlık cübbenle yüzleşme cesaretini göster de, Yüz yedi-yüz sekiz sene önce, gerçekten neler olmuş; adalet terazisinde bir tartıver bakalım!.. Bugünkü haberde verdiğimiz Zeytin Katliamını oku.
Türkiye yıllardan beri çağrıda bulunuyor… Geliniz, ilgili devletler olarak arşivleri açalım. Tarihçiler gerekli ilmî araştırma ve tahkikatı yapsınlar. Nerede hangi vesika var, ortaya çıksın bakalım. Kim nerede ne yapmış. Her şey gün yüzüne çıkarılsın. Ve gerçeklerle hakikaten yüzleşme isteniyorsa, herkesin ikna olacağı şekilde bu meydana çıkarılsın… Ama buna yanaşmıyorlar. Peki, ne yapıyorlar? Garo Paylan gibi piyonları piyasaya sürüyorlar. Onların üzerinden bir şeyler devşirmeye çalışıyorlar. Ne yazık ki, siyasi ahlaksızlığa düçar olmuş tipler de eksik olmuyor. Her devirde bunların sinsice faaliyetleri devam ediyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.