“Tahıl Koridoru” açılabilecek mi?

A -
A +

Dünya geneli için peş peşe gıda sıkıntısı ve açlık krizi uyarıları yapılıyor. Bu arada, Ukrayna limanlarında 20 milyon ton buğday bekliyor. Karadeniz’de tahıl için güvenli bir koridor açılabilecek mi?..

 

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Ankara ziyareti, hem bölgesel meseleler hem de iki ülke ilişkileri bakımından kritik önem taşıyor… Devletler arası ilişkilerde, dışa açık görüşme ve açıklamalar kadar, belki de daha fazla kapalı kapılar arkasında konuşulanları hesaba katmalı…

Zira çoğu kere kapalı temaslar sonucu belirler. Ki, bu sonuçlar bazen erkence dışa yansır bazen de hayli zaman sonra gün ışığına çıkar. Bu açıdan, dünkü Çavuşoğlu-Lavrov görüşmesi ve ortak basın toplantısı, sadece göründüğü kadarıyla değerlendirilirse yavan kalır!

Türkiye’nin her an düğmeye basabileceği Kuzey Suriye Harekâtı, çok önemli sonuçlar doğurabilecek bir süreçtir. Ekim 2019’da varılan mutabakat sebebiyle, Rusya’yı yakından ilgilendiren bir konudur. Rusya’nın verdiği taahhütlere, şu ana kadar gerektiği ölçüde uymamış olması net problemdir.

Genel olarak Suriye meselesindeki düğümlenme, milyonlarca sığınmacının çektiği büyük sıkıntılar meselenin bir başka boyutudur. Giderek uzayan Ukrayna Savaşı, bölgesel ve küresel bir sıcak konu olarak olumsuz etkilerini her geçen gün arttırıyor. Libya’da bir türlü temin edilemeyen istikrar, Karabağ’da hâlâ daha kalıcı şekilde sağlanamayan sükûnet ve daha birçok mesele, ilgili taraflar olarak, Türkiye ve Rusya’yı rekabet şartlarında karşı karşıya getirirken, aynı zamanda birlikte çözüm arayışı için iş birliğine zorluyor.

Nitekim basın toplantısında, Çavuşoğlu’nun Rusya ile olan görüş ayrılığına dikkat çekmesi üzerine, Lavrov; “Evet görüş ayrılığımız var, ama birlikte çözüm arayışlarını da sürdürüyoruz” dedi.

Lavrov’un Kuzey Suriye’ye dair söylediği, özellikle ABD’yi hedef alan sözler dikkat çekici: “Türk dostlarımızın dış güçler tarafından sınırlarında (Suriye sınırını kastediyor) oluşturulan tehditlerle ilgili  hassasiyetlerini dikkate alıyoruz. Uluslararası toplum Suriye’deki şartları ağırlaştırıyor. ABD, Suriye’de gayrimeşru şekilde birtakım örgütleri besliyor…” 

Gerçi Rusya’nın da PYD/YPG terör örgütüyle temas ve ilişkileri sürüyor. (Hâlen Moskova’da faaliyete devam eden örgüt bürosu mesela…) Ama kayıtlara geçirilmiş olması bakımından Lavrov’un bu söyledikleri, ABD’nin terör örgütüyle iş birliği içine girmesine dair kritik göndermelerdir. Daha önce de Lavrov; Fırat’ın doğusunda, ABD’nin içinde yer aldığı faaliyetlere Türkiye’nin kayıtsız kalamayacağını belirterek, bir nevi muhtemel sınır ötesi harekâtla ilgili Rusya’nın bakış açısını ihsas etmişti. Tabii yine de kapalı kapılar ardında söylenip basın önünde tekrar edilmeyen cümlelere bakmak lazım!..

Lavrov Suriye ile ilgili olarak, bundan sonraki toplantının temmuz ayında, Kazakistan’ın başşehri Nursultan’da yapılacağını duyurdu. Cenevre görüşmelerinde 8. turda da, yeni anayasa yapma konusunda mesafe alınamadı. Bakalım temmuz görüşmelerinde dişe dokunur bir sonuç çıkacak mı? Ancak Rejim’in tavrına bakılırsa zor görünüyor.

Dışişleri Bakanımız Çavuşoğlu, Ukrayna Savaşında bir an evvel ateşkes sağlanması ve diplomasi alanında barış arayışlarının sürdürülmesi için, Türkiye’nin her zamanki gibi samimi gayret içinde olduğunu ifade etti. Lavrov ise Ukrayna tarafını, özellikle Zelenskiy’yi suçlamaya devam etti. Mart ayında Türkiye’de vermiş oldukları sözlerini tutmadıklarını ve sürekli olarak pozisyon değiştirdiklerini iddia etti. Ne yazık ki, barış için gerekli ortamın sağlanması kolay görünmüyor. Tabiatıyla bunun sadece Rusya ve Ukrayna’dan kaynaklanmadığı ortada… Batı, savaşı uzatmak için en tehlikeli yollara tevessül etmekten kaçınmıyor!..

Dünyadaki gıda sıkıntısı ve Rusya ile Ukrayna’nın tahıl ihracatı yapması için güvenli deniz yolu sağlanması konusunda, BM’nin gözetiminde; Türkiye, Rusya ve Ukrayna’nın koordinasyon içinde çalışmasına dair planı, Türkiye olumlu ve uygulanabilir buluyor. Fakat bunun Rusya ve Ukrayna tarafından da kabul edilmesi gerekiyor. Mevlût Çavuşoğlu bu hususu dün de tekrar dile getirdi. Ancak Lavrov, Ukrayna’nın bu konuda isteksiz davrandığını ve Zelenskiy’nin mayınların temizlenmesi için gerekli adımı atmadığını ileri sürdü. Rusya’nın gemi trafiğinin işlemesi için engel olmadığını söyledi. Görünen o ki, taraflar karşılıklı bahanelerle topu birbirine atmaya çalışıyor. Ne var ki, Sayın Çavuşoğlu’nun da dikkat çektiği üzere, dünyanın bu ürünlere çok ihtiyacı var…

Türkiye’nin dengeli bir politika izlediğini dile getiren Çavuşoğlu, “Rusya’ya karşı yaptırım uygulamasına katılmadığımız için Ukrayna bize kırgınlık duyabilir, ama biz yalnızca bir tarafı memnun etmek için çalışmıyoruz. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyoruz” dedi. Esas olan da bu değil mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.