Enerji krizi Batı'da, ceremesini Doğu çekiyor!..

A -
A +
Rusya-Ukrayna savaşının tetiklediği enerji krizi, bir dünya harbine kapı aralar mı? En fazla korkulan şey bu! Birinci Dünya Savaşının özü itibarıyla bir petrol savaşı olduğunu unutmayalım. Paylaşılan kaynaklar…
 
 
Avrupa’da bu kış çok soğuk geçecek!.. AB’nin ekonomik devi Almanya, bu soğuk ve uzun kıştan en fazla etkilenecek ülke. Sebebi açık. Yüzde elli oranında bağımlı olduğu Rus doğalgazının vanaları kapatılıyor… Daha doğrusu bir kapatılıyor, bir açılıyor şimdilik. Ama arkasının nasıl geleceği belli değil. Zira ABD’nin başını çektiği, AB ülkelerini de peşinden sürüklediği, Rusya’ya yaptırım macerasının nereye varacağı belli değil. Avrupa genel olarak yüzde kırk mertebesinde Rusya doğalgazına bağımlı. Almanya hepsinden daha fazla bağımlı. O yüzden de en başından beri Rusya ile bozuşmamak için çabalıyor. Bunun için mesela Ukrayna’ya silah gönderme işini, bütün baskılara rağmen üstlenmiyor, üstlenmek istemiyor. Ama yaptırımlara katılmama konusu, hâlihazırda iradesini aşmış durumda!.. Bu sebeple Rusya’nın öfkesini üstüne çekmekten kurtulamıyor.
 
Almanya son haftalarda giderek büyüyen enerji krizine çare arıyor. Şimdiden bazı kısıtlamalara gidiyor. Enerji tasarrufu için fazla sıcak su kullanmama gibi. Bunun için de vatandaşlarına soğuk duş alma tavsiyesinde bulunuyor. Tedbirler çerçevesinde genel ısıtma standardının en az bir derece düşürülmesi de söz konusu. Bu tedbirler yetecek mi? Soğuk duş almak, Alman halkını dondurucu soğuktan ne kadar koruyabilecek ki? Bu soru tabiatıyla bütün AB ülkeleri için geçerli. Rusya’yı zora düşürmek için başvurulan yaptırımlar, fena hâlde ters tepiyor. Rusya beklenenin aksine, giderek daha fazla dişlerini gösteriyor. Bu savaşı uzun müddet devam ettirebilecek kaynak ve kapasiteye sahip.
 
Ama beri tarafta, Batı’yı sarsan enerji krizi ile dünyanın büyük bir kısmını etkileyen gıda sıkıntısı ve tedarik zincirindeki büyük aksamalar kara kara düşündürüyor. Dünyanın dördüncü büyük ekonomisi Almanya’da, tuvalet kâğıdından başlayarak birçok ürünün temininde sıkıntıların baş gösterme riski konuşuluyor.
 
Yazının asıl konusu olan enerji meselesine dönelim... İngiltere’nin 1901 yılında İran’da elde ettiği petrol imtiyazı ile başlayan belalı dönem… Daha sonra 1910’lu yıllarda kurulan; 1925’ten 1972’de devletleştirilene kadar, Irak petrolleri imtiyazını elinde bulunduran Turkish Petroleum Company (Adı Türk Petrol Şirketi, ama Türkiye’nin hiç payının olmadığı; İngiliz, Fransız, Alman ve Hollanda şirketlerinin sahip olduğu beynelmilel şirket) ve 1935’’lerde Amerika’nın bütün gücüyle çökeceği Suudi Arabistan’daki rezervler…
 
Dünyada ispatlanmış fosil enerji kaynaklarının üçte ikisi Orta Doğu Bölgesinde yer alıyor. Bu zenginlik bölgeye asla rahatlık getirmedi. Tam aksine hep kan ve gözyaşı sebebi oldu. Orta Doğu’daki bütün siyasi, ekonomik ve sosyal çatışmaların temelinde enerji meselesi yatar çünkü!.. Hegemonik güçler, petrol ve doğalgaz kaynakları üzerinde hâkimiyet kurmak için, yeri geldiğinde dünya savaşları çıkardı. Diğer zamanlarda da daha dar çerçeveli lokal çatışmaları körükledi. Hiç bitmemesi için sürekli körükledi. Kimi zaman da Irak işgalinde olduğu gibi, bizzat istila hareketlerini icra etti. Büyük Orta Doğu Projesinin temel hedefi, enerji kaynaklarının üzerinde kesin hâkimiyet ve bir başka hegemonik gücün buna ortak olmasına mâni olmaktır. Mahut projenin Orta Doğu’yu ne hâle getirdiği ortada…
 
Bugün enerji krizi esasen Batı’da hükmünü icra ediyor. Fakat ceremesini yine Doğu, daha doğrusu “Orta Doğu” çekiyor!.. Irak o hâle geldi ki, kendi petrolünü idare edecek bir hükûmet kurmaktan bile aciz. İran on yıllardır ambargo altında. Şimdilerde, Rusya’yı engellemek için kendisine fırsat verilmesi beklentisinde. Lakin yanlış hesap içinde. İran komşularıyla samimi ve rasyonel ilişkiler kurmak yerine, çok farklı tezgâhlar peşinde. Mesela Suriye ve Irak üzerinden Türkiye aleyhine işler çeviriyor. Suçüstü yakalanınca da feveran ediyor. Suriye’nin zaten büyük olmayan petrol kaynakları da, ABD desteğiyle, PKK/PYD terör örgütü tarafından gasbediliyor. Suudi Arabistan Amerika ile mesafeli durmak istiyor, ancak çeşitli yönlerden gelen tazyiklerle istediği noktada duramıyor… Libya’nın hâli bir başka hikâye… Petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip diğer irili ufaklı bütün ülkelerin her biri, bir şekilde köşeye sıkıştırılmış durumda. Bu kirli tezgâh, tam yüz yirmi yıldan beri devam ettiriliyor.
Görünen o ki, bu defa Batı, öteden beri sürdürdüğü sinsi politikalarına rağmen, epeyce örselenmekten kurtulamayacak. Yine en büyük zararı Doğu (Orta Doğu) çekecek belki, ama Batı da ciddi bir fatura ödeyecek.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.