Kuzey Karadeniz'de Rusya ve ABD rekabeti -2-

Kremlin'in yabancı düşmanlığına dayanan milliyetçilik safına kaymasının göstergesi olarak salgın halinde yayılmış ırkçılık cinayetlerinin artışı da gösterilebilir. Kremlin, aşırı milliyetçilik düşüncesi ile Milliyetçi Anavatan Partisini kurmak ve bu partiyi Komünist Partinin oylarını çalarak, zayıflatmak için kullanmıştır. Şu anda diğer iki parti ile birleşmiş olan Milliyetçi Anavatan Partisi tek muhalefet partisi haline gelmiştir. Tabii burada unutulmadan altı çizilmesi gereken nokta sözde muhalefet partisinin gerçekte iktidar partisine olan sadakatidir. Enerji konusundaki büyük yatırımlar, yabancı enerji firmalarına uygulanan sıkı politikalar ile zora sokulmuştur. Devlet firması olan Gazprom ise bütün yatırım projelerini herhangi bir yabancı ortak olmaksızın tek başına yapmayı hedeflediğini teyid etmektedir. Devletin hem iş dünyası hem de Gürcistan'a olan tavırlarından, bir zamanlar Putin'in sözünü vermiş olduğu 'hukuk diktatörlüğü'nün bağımsız yargı ve gerçek muhalefetin oluşturulamaması sebebi ile, kurulamadığını görmekteyiz. Bugün Kremlin dilediği kanunu uygulayıp dilediğini uygulamamaktadır. Artan ırkçılık ve şiddet şu anda ulaşılmış olan kanunsuzluğun delili ve neticesidir. 7 Ekim 2006 tarihinde öldürülen Anna Politkovskaya da bu şiddet cinayetlerinden bir tanesine kurban gitmiştir. Putin, ise bu cinayeti Rus yetkili makamlarını sarsmak için yapılmış bir tahrik olarak algıladığını ifade etmiştir. Putin'in Rusya'sının şu andaki izlemekte olduğu kendine aşırı güveni olan, yargının bağımlı olduğu, devletin mutlak güç olduğu popülist, hoşgörüsüz, ekonomi ve politik milliyetçilik unsurlarının ağır bastığı devlet şekli ister istemez akılda 'Faşizm' sorusunu oluşturmaktadır.