SÂYEBÂN

A -
A +
Âlem-i İslâm’ın sâyebânıyız. Bu kelime hem gölgelik, hem büyük çadır, hem hâmî demek. Dikkat edilirse üçü de bizi ta’rîf ediyor. Tuğrul ve Çağrı beylerden beri böyle. Bu uğurda akıtdığımız kan deryaları doldurur. Bu yolda verdiğimiz can yıldızlarla yarışır. Gâlibâ işi bu kadar değerli kılan taraf da bu. Bir kavmin bütün hücrelerini gazâya sevketmesi. Din düşmanlarıyla, râfızîlerle gözünü kırpmadan harb etmesi. Dostlarını kanadlarının altına alması, düşmanlarını kahretmesi. Başım yarıldı, böğrüm delindi, boynum vuruldu demeden. Ancaksız, fakatsız, lâkinsiz…   Osmanlı’yı Ertuğrul gâzîye borçluyuz. Kayıları Türk târihinin en muhteşem teessüsüne hazırlayan kişi o. Hayme anayı da unutmayalım. Bu kelimede çok derin bir ma’nâ var. Sâdece bu bile birçok şeyin îzâhını yapıyor. Çadıra takılıp kalanlar boş gözlerle bakmaya mahkûm. Osman gâzî iki yüz sene sonranın ihtişamlı devletini onların atdığı temeller üzerine binâ etdi. Hangi tarihde? Genel kabûle uyup 1299 diyelim. İstanbul 1453’de fethedildiğine göre arada bir buçuk asır bulunuyor. Bu süre Büyük Selçukluların ömründen fazla. İyi de bu yavaşlık niye? Anlaşılan hâdiselerin olgunlaşması beklenmiş. Biz kurulduk ve seni fethe geldik denmemiş. Bu sûretle iç de dış da hazımsızlık yaşamamış. Fincancı katırları ürkütülmemiş başka bir deyişle. Hâsılı dostlar sevinmiş, düşmanlar yıkılmış. Ankara Savaşı mı dediniz? O hâdise yalnız ve ancak kader. Aslında her şey kader…   Bugün gerçek bir kurtuluş savaşı veriyoruz. Burada bütün kapasitemizi seferber etmek zorundayız. Hâldeki millî mücâdele yüz sene öncekinden mühim. Zîrâ artık memleketimizi geri alıyoruz. İşgâlciler ve bukalemunlar kontrolü kaybetdi. Lâkin henüz teslîm olmadılar. Her sınıf hâin gece gündüz çalışıyor. Ekranlarda boy gösterip edebiyat parçalıyor. Benim diyor. Evet sensin. Fakat sen kimsin? Bugünün Hasan Hayrullahı, İbrahim Temosu, Abdullah Cevdeti…   Reşid paşa bu haşerâtın babası. Âlî ve Fuad paşalar onun yetişdirmesi. Maamâfîh tasmaları başka bir sefâretin elinde. Midhatı, Hüseyin Avnisi… Liste çok uzun. Sabaha kadar sayamayız. Vatan millet diyerek ortalığı yıkan ittihâdçıların büyük çoğunluğu vatan hâini. Hâin olmayanları da ahmak. Talat ve Cemâl paşalar ilk söylediğimize, Enver paşa ikincisine uygun düşüyor. Her ne ise… Vatanı kimseye bırakmayan İbrahim Temo’nun Romanya’da can verdiğini satırlarımıza ekleyelim. Bilvesîle 36’da İstanbul’daki Balkan Tıp Kongresi’ne Romanya delegesi olarak katıldığını da ilâve edelim. Bugün hâlâ bu ve benzeri hakîkatleri idrâk edememek ne büyük bir nasîbsizlik!   Aslımıza rücû edip serinkanlı olmalıyız. Evet bu bizim genetik vasfımız. Kimse bunu İngilizler’e yamamasın. Son asırların dağdağasında biraz unutmuş olmamız bir şeyi değişdirmez. Ecdâdımızın en mütebâriz husûsiyetlerinden biri bu. El’an bizden başka sâyebân yok. Cenâb-ı Hak kıyâmete kadar bu şerefli vazîfeyi bizden almaz inşaallah. Tabîî bunda niyet ve amelimizin çok mühim olduğunu hatırda tutalım. Bir tarafdan şuurlanıp bir tarafdan kuşatmayı kıracağız. Kardeşlerimizle her ne pahasına olursa olsun kucaklaşacağız. Dîn-i mübîn-i İslâm’ı yeryüzünün her santimetrekaresine duyuracağız. Alayı gelse buna ma’nî olamaz. Yıkar geçeriz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.