HESAPLAŞMA

A -
A +
Batıyla er veyâ geç nihâî olarak hesablaşacağız. Anlaşarak bir yere varamayacağımız anlaşılmış bulunuyor. Önce cedîd, sonra atîk, ba’dehû köhne defterleri açacağız. Yüz yıllık, üç yüz yıllık, bin yıllık dökümle karşılarına çıkacağız. Türk ve islâm dünyasına ödetdikleri bedeli bu sefîllerden birer birer tahsîl edeceğiz. Acele etmeden, adım adım. Osmanlı İstanbul’u kuruluşundan yüz elli sene sonra fethetdi. İlk teşebbüsler şu veyâ bu sebebden akîm kaldı. Yanı başındaki Belgrad koca İstanbul fâtihine onca üstün özelliğine rağmen nasîb olmadı. Dokuz çeyrek asır sabretdik. Yüzlerce yıl sürecek hâkimiyyet devrimizi bu büyük çilenin meyvesi olarak görmek lâzım. Öyle bir meyve ki tadı hâlâ damaklarda…
 
Güzel işaretler var. Şer güçler dünyanın her yerinde birbirine düşmüş durumda. Aslında birbirine düşseler de cümleten ittifak yapsalar da netîce değişmeyecek. Hepsi ölüm çukurunun içinde kaybolacak. Afrika’da Fransız İngiliz rekâbeti had safhada. Daha doğrusu bu coğrafya Amerika ve İngiltere arasında paylaşılmış durumda. Başka bir ifâde ile Fransa tasfiye edilmek isteniyor. Tabîî ki o da elindeki imkânlarla buna karşı koyuyor. Ma’lûm kara kıt’ada çok sayıda üssü ve binlerce askeri var. Menfaatleri tehlikeye girdiğinde doğrudan müdâhale ediyor…
 
Le Monde’un geçen haftaki ifşââtı söz konusu sıkıntının Fransa açısından dayanılmaz boyutlara vardığını gösteriyor. Gazete Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) çalışanı Edward Snowden'in kaçırdığı belgeleri yayınlayarak Amerika ve İngiltere’nin bütün dünyadaki dinleme ve izleme çalışmalarını açık etmişdi. Bu belgelerde, NSA ve İngiliz hükümetine bağlı  İletişim ve Dijital İstihbarat Kurumunun (GCHQ) bazı faâliyyetlerini ortaklaşa veyâ benzer metodlar uygulayarak gerçekleşdirdiği ileri sürülüyordu. Buna göre 2009-2010'da yaklaşık 20 Afrika ülkesinde üst düzey yetkilileri dinlemişlerdi. Paris'deki Beynelmilel ve Stratejik İlişkiler Enstitüsünden (IRIS) öğretim görevlisi ve Kamerunlu Araştırmacı Samuel Nguembock, özür dilense bile taraflar arasında yıkılan güvenin yeniden sağlanmasının kolay olmayacağını belirtiyor. "ABD ve İngiltere'ye güvenini yitiren Afrika ülkeleri Çin ve Rusya gibi diğer önemli güçlere yönelebilir” diyor. Hattâ İsrail’den bahsediyor. Yasa dışı dinlemelerin yapıldığı Afrika ülkeleri arasında çok sayıda Frankofon (Fransızca konuşan) ülkenin bulunduğu ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin de bunlardan biri olduğu, İngiliz istihbaratçıların bu ülke Devlet Başkanı Joseph Kabila ve danışmanlarının ses kayıtlarını dakika dakika dinlediği iddiâları târihî düşmanlığın belki daha da derinleşerek devâm etdiğini ortaya koyuyor.
 
Osmanlı fâidesiz ilimden Allahü te’âlâya sığınmışdı. Hâl böyleyken Pîrî Reis’in harîtasını nasıl îzâh edeceğiz? Merâkını yenmek için mi bunca zahmete katlandı. Onu bir hırsız mevkiine düşüren ahmakları ciddîye almaya değmez. Yok hayır. Bu büyük emek boş bir merâkın mahsûlü olamaz. Anlaşılan ecdâd yeni kıt’aları deftere yazmış fakat harekete geçme imkânı bulamamışdı. Düşmanla işbirliği yapmakdan başka bir ma’rifeti olmayan İran o mübârek pâdişâhları oyalamasaydı belki de okyanus ötesindeki kızılelmalara yürüyecekdik! Dîn-i mübîn-i islâmın yeryüzüne yayılmasına ma’nî olan râfızîler ne kadar da nasîbsiz. Zâten bugün de aynı şeyi yapmıyorlar mı? Akıp giden zaman bu alçakları zerrece akıllandırmamış!
 
Olacak olan vakti sâati geldiğinde olur. Üstelik bu bir göz açıp kapamaya gerçekleşir. Gurûrla yatanlar zilletle uyanır. İ’tikâdımızı düzeltir, amelimize çeki düzen verirsek ve bunları ihlâsla süslersek mesâfeler ortadan kalkacakdır. Elli yıllık yol elli günde alınacakdır. O vakit nice kızılelmanın bizi beklediğini unutmayalım!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.