MUHASEBE

A -
A +

Herkes birbirini terbiye etmeye çalışıyor. Aslında buna başka bir isim bulmak daha doğru olur. Çünki yapılan iş bildiğimiz terbiye değil. Hizâya çekme. İngiliz'in İsrail’e yapdığı bu. Dikkat ederseniz Yahudi demiyoruz. Zîrâ para babalarıyla ittifâk hâlindeler. Demek ki Yahudi sermâyesiyle İsrâil arasında sıkıntı var. Bunu yakın zaman önce Netanyahu’nun Yeni Zelanda başbakanına söyledikleri de açık etmişdi. Ma’lûm burası İngiliz sömürgesi. Nasıl ya’nî demeyin. El’an öyle. Buraya gösterilecek tavır adalıya olduğu kadar Yahudiye de. Gerçi İngiliz'in cevâbı hayli ağır oldu. Netanyahu Theresa May’in kapısında bekletildi. Utancını gizlemeye çalışdıysa da başarılı olamadı. ABD gezisi de mübhemlikle dolu. Kameralar karşısındaki görüntüye aldanmayın. İçerideki durum çok farklı olabilir. Ortak basın toplantısında Trump’ın sarfetdiği şu cümleler gâyet derin ma’nâlar taşıyor: “İki tarafın memnûniyyeti hoşuma gider. Filistinliler ve İsrâilliler için ne en iyiyse bu beni de mutlu eder.”

Herkes ağzını kuvveti kadar açar. Buna uymayan misâller hemen tamâmen dramatik bir sonla netîcelenir. Zaman zaman ba’zıları ba’zılarını konuşdurur. Adım da atdırır. Oyuna gelenin kafasını koparırlar. Saddam öyle oldu. Baba Bush Kuveyt’e girerse ses çıkarmayacakları intibâını uyandırdı. Harekete geçmesi için şeytanca hîlelere başvurdu. Sonrası ma’lûm. Muhâtab zokayı yutdu. Fâtih edâsında Kuveyt’e girdi. Elindeki maddî ma’nevî imkânlarla bu işi kotarabileceğini düşünmüşdü. Hâlbuki çok güvendiği cumhûriyyet muhâfızları bile tek kurşun atmadı. Atamadı değil: Atmadı! Başşehirde çok kanlı bir sokak savaşı beklerken coniler binâların arasından ellerini kollarını sallayarak ilerledi. Artık asker müsveddeleri ne vaadlerle kandırıldı bilemiyoruz. Bildiğimiz tek şey memleketi işgâlcilere kolayca teslîm etdikleri. Amerika’nın teknolojik üstünlüğü Irak ordusunun sadâkatsizliğiyle birleşince Bağdâd düşdü.

Dördüncü Murad imâm-ı a’zam Ebû Hanîfe Nu’mân bin Sâbit hazretlerine uzanan kirli elleri kırdıkdan sonra rahatlayabilmişdi. Genç Osman tarağı dudağına bu aşkla geçirmişdi. O mübârek beldenin bugünki hâlini düşünüp de kalbi titremeyenler derhâl kendini sîgaya çeksin!

Türkiye elbette ne Irak ne Suriye. Son yüz seneye bakıp da kimse farklı bir zanna kapılmasın. Zehâb-ı bâtıla düşmek sûretiyle kendisi kaybeder. Rejimiyle ilgili kanaat belirtecek değiliz. Fakat bin senedir gam fırınında pişen evlâd-ı fâtihân meydânı hiçbir zâlime bırakmaz. Maamâfîh buna güvenerek tedbîrde gevşek davranamayız. Büyük ahmaklık olur. Dâhilî ve hâricî haşerâtı her defasında kas gücüyle bertaraf etmek asîl milletimizi yorar. Şu hâlde düşmanın silâhıyla silâhlanmaya mecbûruz. Amerika’nın Doğu Avrupa'ya yapdığı yığınağa Ruslar füzelerin ucunu göstererek cevâb verdi? Emîn olun hepsi bu. İkisi de daha ileriye gidemez. Son kertede durur. Zîrâ bilirler ki fazladan atılacak bir adım sonları olur. İşte böyle bir dengeyi kuracak kuvvete ihtiyâcımız var.

Tabîî şimdilik…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.