TARAF

Pentagon’dan Menbic açmazı vesîlesiyle memnûniyyet verici bir açıklama geldi: “Kimseyle çatışmaya girmek için orada değiliz. Gözü çatışmada olanlara, yürütülmesi gereken bir savaş varsa onun da sâdece IŞİD’e karşı olması gerekdiğine dâir görünür bir hatırlatmadır.” Esip savurmuşlar ama sakın ha cümlenin zâhirî ma’nâsına bakmayın. Tercemesi şu: “Moralimiz fevkalâde bozuk. Tedirginiz. Biraz da korkuyoruz.” Bu kadarcık açıklamadan böyle bir netîceye varmamıza şaşırmış olmalısınız. Hiç şaşırmayın. Her şey o kadar açık ki… Ne yapdılar? Genelkurmay başkanlarını apar topar Antalya’ya gönderdiler. Bu arada gelen gidenin hesâbı yok. Gerçekden esip savuran adam bunu yapmaz. Seni dikkate almadan bildiğini okur. İyi de şu an yapdıkları şey bu değil mi? Hayır değil. Şu an sâdece yapıyor gibi görünüyorlar o kadar! Yay gibi gerilmiş hâldeler velhâsıl…

 

İbadi havaya girdi. Tutmayın beni diyor: “Komşu ülkelerdeki teröristlerin pozisyonlarına son vermekde tereddüt etmeyeceğim.” Bu cümleyi kendisi kurmuyor. Muhtemelen kulağına da fısıldanmıyor. Uyandırmadan “rambo” gibi hissetmesi sağlanıyor. İşin garibi o göbeğine rağmen böyle hissediyor. Hele bir de kamuflajları giydi mi… Lâkin hakîkate uyanması fazla zaman almaz. PYD gibi… Hatırlayın daha birkaç gün önce “kendimizi tutuyoruz” diye sayıklıyorlardı. Şimdi ise hangi bayrağa sığınacaklarını şaşırmış durumdalar.

 

Ba’zı akl-ı evvellere göre rejim PYD koridorunu birleşdirdi. Ciddî ciddî bunu konuşuyorlar. Evet, bir dereceye kadar ortaklık yapabilirler. Türkiye’ye karşı ittifâk kurabilirler. Fakat düne kadar nüfûs cüzdânı vermedikleri unsurların Akdeniz’e açılmasına yardım etmek Esed’in dahi yapamayacağı bir iş. İyiliğinden değil. Kendi hesâbına. Aksini düşünmek sâfdillikden öte bir şey.

 

CHP memleket nâmına hayırlı bir adım atamaz. Genleri buna müsâade etmez. Hattâ hayırlı bir cümle kurabilmesi bile imkân dışıdır. Nitekim Kılıçdaroğlu “Allah’dan korkan biz” diyememiş, tam tersini söylemek felâketini yaşamışdır. Hiç şübhesiz kalbi dudaklarına hâkim olmuşdur. Referandumla ilgili sözlerini îzâh edebilecek kelime bulamıyoruz. Lisânımız değilse de biz bu mevzûda âciz kaldık. Yaşanan kepâzeliğin metni okumamakla ilgisi yok. Allahü teâlâ’nın şaşırtmasıyla alâkası var. Günlerce uğraşılsa karşı tarafın işini bu kadar kolaylaşdıracak başka bir konuşma hazırlanamazdı. Rezîl rüsvâ olmak dedikleri şey gâlibâ bu… CHP grup başkanvekili Özgür Özel konuşmuş: “Sayın genel başkan 18 maddeyi ezberden ve tersden okur.” Şaşırmadık. Yürüyen merdivene ters binen bunu da yapar!

 

Zor ve büyük hedefler bizi bekliyor. Dolayısıyla meşakkat de. Zîrâ kıymetli işlerin mâniası çok olur. Her adımda biraz daha şuûrlanacağız. Son yüz senede bulanan zihnimiz berraklaşacak. Engelleri yene yene ilerleyeceğiz. 16 Nisan’ı hasarsız atlatmamız lâzım. Bu gerçekleşirse “Büyük Türkiye” yolunda bir engeli daha geride bırakmış olacağız. Şer cebhesi “evet” nisbetini düşürmek için elinden geleni yapacak. İftirâlarla saldıracak. Salyalar saçacak, ısıracak. Minibüsdeki zağar gibi. Kafası netleşmemiş olanları kandırmaya çalışacak. Başarı şansı var mı? Bi-iznillah yok! Ne var ki bu işler ihmâle gelmez. Bir rey’in dahi değerli olduğunu unutmayalım. En azından karınca misâli tarafımızı belli etmiş oluruz.