PUT

A -
A +
Hemen herkes boşlukda. Gâyesiz bir koşdurmadır gidiyor. Kapitalizmin içini boşaltdığı insan çâresiz. Burada kapitalizmi bütün beşerî sistemler olarak düşünebilirsiniz. İnsanoğlu garblısıyla şarklısıyla ne yapacağını bilememenin şaşkınlığı içinde. Daha çok kazanması gerekdiğini düşünüyor. Aslında başka hiçbir şey düşünemiyor. Söz konusu hırsın durup nefes alacağı bir nokta yok. Münker ve nekirin indirdiği topuz bu putu kıracak ama iş işden geçmiş olacak…
 
Her çeşit insanın aynı noktada buluşması hakîkati değişdirmiyor. Kötülükler bir sel gibi yayılıyor. Menba garb da şark da olabilir. Eflâtun’un inkârdan beslenen menfaatçi görüşleri yeryüzünü istîlâ etmiş durumda. Hemen herkes yekdiğerini menfaatlendiği kadar dikkate alıyor. Fedâkârlık yapma ihtimâli baş gösterirse münâsebet sona eriyor. Kimse mevcûd durumdan hoşnûd değil. Maamâfîh i’tirâzlar mırıldanmakdan öteye geçemiyor. Çünki bu kokuşmuş yapıya bağımlı hâle gelmiş durumdayız. Eroin gibi bizi her sâniye ölüme götürdüğünü bildiğimiz hâlde çenberi kıracak hamleyi yapamıyoruz. Başka çâremizin olmadığı da kesin. Şu hâlde ilk taşı Adam Smith’e atmamız gerekiyor. O put kırılırsa diğerleri arkasından gelir…
 
Çokları neden batılı gibi olmaya çalışıyor? Onlar gibi yemek, onlar gibi konuşmak, onlar gibi giyinmek niçin bu kadar önemli? Bütün bunlar garbın şarka üstünlüğüne mi işâret ediyor? Aslâ ve kat’â! Zîrâ biri nefs-i emmâreye diğeri temiz rûha hitâb ediyor. İlkinin ortaya koyduklarını kabûl etmek çok kolay. Diğerinin vaz’ etdiklerini yapmaksa her babayiğidin harcı değil. Ya’nî mes’elenin üstünlükle ilgisi yok! Nasîble alâkası var! Zâten garb artık en safdilleri bile kandıramaz. Öyle deşifre oldu. Ba’zılarının el’ân bu çöplüğe medhiyye düzmesi aldanmaya değil frenk olmaya işâret ediyor!
 
Yarınki günde hiç şübhesiz bu şaşkınlara yer yok. İstikbâlimizi yarım aydınlar da kurmayacak. Ana kaynakdan beslenen vatan evlâdları önce memlekete, sonra âlem-i islâma, sonra yeryüzüne sâhib çıkacak. Tıpkı Osmanlı gibi. Büyük küçük demeden her probleme el atacak. Mazlûmu kurtarıp zâlime haddini bildirecek. Şu 780 bin kilometrekare lâfını artık çöpe atmalıyız. Hastalıklı bir dönemde hapsedildiğimiz bu küçük topraklar bizim vatanımız olamaz. Mîsâk-ı millî diye tutdurmak komiklik. Neyin ne olduğunu bilmemek. Elimizden çıkan yerler vatan olmakdan çıkmadı. Sâdece işgâl altında. Kim “Kırım vatanımız değil” diyebilir? Daha nicesi var… Vatanımız dört bir cihetde milyonlarca kilometrekareyi içine alıyor. Şu an volta atdığımız ada küçük bir karakol o kadar!
 
Beyni işgâl altında olanlar bu söylediklerimizi masal zanneder. Gerçeğe uyanma ihtimâlleri sıfıra yakındır. Bilmezler ki karabasan devri bitdi. Türkoğlu gözlerini açdı. Maddî ma’nevî putları gördü. Onları kırmadan hiçbir yere varamayacağını anladı…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.