PUSULA

A -
A +

1243 bozgununun sebebi neydi? Sakın Keyhüsrev demeyin. Onu da Köpek’i de abartmaya gerek yok. Bu kolaycılık olur. Alâüddîn Keykûbâd vefât edeli kaç sene geçmişdi? Büyük bahadırlara ne olmuşdu da putperest bir kavmin önünde diz çökmüşlerdi? İpini kırmış yüz binlerce haçlıyı cehennem çukuruna yollayan Anadolu neredeydi? Kal’alar yerli yerinde durduğuna göre acabâ içleri mi boşalmışdı?
 
İslam medeniyyetine sayısız âlim ve evliyâ armağan eden ata yurdumuz Moğolların harekete geçmesinden evvel içden içe kaynıyordu. Söz konusu devir aklı naklin önüne koyan mu’tezilenin zirve yapdığı yıllardı. Zemahşerî modası vardı. Vâsıl bin Atâ’nın çocukları i’tikâdımızı sarsmış, îmân birliğimizi zedelemişdi. Hanefî olduğunu söyleyenler bile mu’tezileye kaymışdı. İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin yoldan çıkanlarla göğüs göğse mücâdeleye girdiği günlerdi. Bir dönem Mâverâ-ün-nehr’i Tûr-Sînâ’ya döndüren silsile-i aliyye nakşibendiyye büyükleri de aynı mücâdeleyi yürütüyordu. Ne var ki ne mu’tezile ne bâtınîler ne de diğerleri teslîm oluyordu. Garbın ve şarkın sapıkları ağız birliği etmişcesine ehl-i sünnete saldırıyordu. Meselâ Endülüs’den İbn Rüşd dinle felsefe savaşında inkâr ordusundaki yerini almışdı. Huccet-ül islâma küçük aklıyla lâf yetişdiriyordu. Bâtıniyye boş durmuyor, vücûdu kanser gibi sarıyordu...

Her zaman bir Timur, her zaman bir Yavuz çıkmaz. Onlar varsa İslâm kılıcının dört tarafı da kesiyor demekdir. Maamâfîh akreb yakaladığı ilk boşlukda fıtratının gereğini yapar. Bugün köpek sürüsü kadar hâinimizin olması o cihangîrlerden mahrûm bulunmamızla îzâh edilebilir. Bırakın ihâneti yanlışında bizzât cezânı verecek bir hâkâna karşı vaz’iyyetin Pîrî paşadan farklı olabilir mi? Kimse olabilir demesin. Açıkça yalan söylemiş olur. İngilizin hâini yok mu? Ne demek. Fakat onlar başını kaldıracak fırsat bulamıyor. Hâdise bundan ibâret.
 
Güzel Türkçemizde muhteşem bir ifâde var: “Gayretullaha dokunmak” Ba’zıları uzun zamandır bunu sağlamak için âdetâ çırpınıyor. Câmiler kiliseye çevrilirken gür bir sesle hâyır diyemiyor. Sözüm ona müslimân kızla hıristiyan erkek evlendirilirken sessiz kalıyor. “Bu kız o fecî fi’le niyyet etdiği anda mürted oldu” diyemiyor. Bid’atlere din diye sarılmış durumdalar. Birkaçını saymaya kalksak bizi din düşmanlığıyla suçlarlar. Ezberledikleri üç beş felsefî cümleyi ilim diye yutdurmaya çalışmakdan öte yapabildikleri bir şey yok. Defden neyden sazdan vazgeçemiyorlar. Raksı çöpe atamıyorlar. Ehl-i sünnet i’tikâdına sarılmaları gerekirken mezhebleri reddeden bir temâyül içindeler. Hâlbuki imâm-ı a’zam dendiğinde kalbleri titremeliydi. Bu dîn-i mübîn doğru olarak onlar eliyle bize kadar ulaşdı. Bunun farkında değiller. Selçukludan Osmanlıdan çok uzaklar. Tabîî ki samîmî olanlar vardır. Lâkin ya bunların sayısı fevkalâde az ya da korkuyorlar. İkisi de çok kötü. Dîn-i mübîn-i İslâm’ı anlatmak iddiâsında olanların korkaklıkla anılması kabûl edilebilir bir şey değil. Elbette ilm-i siyâseti uygulayacakları mevzûlar olacakdır. Ancak din yıkılırken sessiz kalmak her iki cihânın kaybı demekdir! Yanlışlarını sayacak olursak sabah olur. Artık onları hidâyet Allahü teâlâdan deyip geçiyoruz.
 
Düşmanın büyüklüğü değil bizim kalitemiz mühim. Nitekim Amu-derya ve Sır-deryânın berrak akdığı yıllarda nice benim diyeni doğduğuna pişmân etdik. Ajanlara diyecek sözümüz yok. Onların ancak boynunu vururuz. Lâkin pusulayı şaşırmışlara Sultan Alparslan’ın çağları deviren ihlâs dolu ifâdelerini yeniden hatırlatmak isteriz: “Biz temiz müslimânlarız; bid’at nedir bilmeyiz. Bu sebebledir ki Allah hâlis Türkleri azîz kıldı” Ümmü’l-gazâ’yı da bir kerre daha hatırlayalım: “Hazret-i Allahü teâlâ’dan niyâzımuz budur ki tedbîrlerimüzi takdîrine muvâfık eyleyüb ol fahr-i kâinât ve sebeb-i mevcûdât olan Muhammedü’l-Mustafa sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem hurmetine sevgili ümmetini melîl ü mahzûn eylemeyüb mansûr u muzaffer eyleye, âmîn bi-hürmeti seyyidi’l-mürselîn ve çehâr yâr-ı güzîn rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în ve cemî’ enbiyâ ve evliyâları hurmetine âmîn yâ Rabbe’l-âlemîn bi-hurmet-i seyyidi’l-kevneyn ve hatmi’l mürselîn.”
 
Hep berâber bu i’tikâda yapışmak zorundayız. Aksi hâlde fâideli olamayız. Memleketimizin altını oyup dururuz. Asîl milletimizi iki cihânda azîz görmek isteyenlerin keçi yollarında işi yok. Ana câdde onları bekliyor!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.