ÂGÂH

A -
A +

Afrin’e kilitlenmiş durumdayız. Kalbimiz askerlerimizle. Ne var ki heyecân katsayımız çok yüksek. Böyle olmaz. Bir an evvel bu tür operasyonlara alışmalıyız. Târihî kodlarımıza dönme mevzûunda samîmî isek başka alternatif yok. Bu kodlar mayın tarlasının tam ortasından geçiyor. Her lahza âgâh olmayı gerekli kılıyor. Sultân Selîm neden bu kadar büyük? Çünki derd ve belâ fırınında pişdi. Fâtih aynı, Kânûnî aynı, diğerleri aynı. Hepsi için Sultân Süleymân’a kulak verelim: “İçdiğüm hûn-ı ciğerdür yidiğüm derd ü elem/Dürlü dürlü matbah-ı gamda pişer aşum benüm" Ecdâdın yolundayım diyenler başka bir şey beklerse hatâ eder. Mücâdele, mücâdele, mücâdele. Üstelik son nefese kadar. Hattâ orada bile cehdi bırakmayacak, şeytân-ı la’înle savaşacağız. Dedemiz, dedemizin dedesi ve onun da dedesi gibi…

Avrupa harekâta destek veriyor. Sebebi “düşmanımın düşmanı dostumdur” olsa gerek. ABD’yi zayıflatacak her hamle işlerine geliyor. İngiliz hinlik peşinde. The Guardian’da neşredilen makâleye bakalım: “Vaz’iyyet Türkiye’yi Rusya ve Esad’la anlaşma yapmaya itebilir. Bu ise ABD için felâket ma’nâsına gelir.” Görüldüğü gibi inceden pentagonu tahrîke çalışıyor. “Bir yazarın üç beş satırıyla İngiltere mahkûm edilebilir mi?” diyebilirsiniz. Ammâ ve lâkin onlar mesajlarını çoğu zaman bu şekilde verir. Muhâtab da bir makâleye sıkışdırılmış satırlardan alacağını alır. Bereket versin ki dünya artık eskisi gibi değil. Kolay kolay oltaya gelmiyor.

Londra yeryüzüne fitne pompalayan bir bataklıkdır: KURUTULMALI!

Batıyla hesâblaşacağımız gün yaklaşıyor. Buna hazır olmalıyız. Zemîn giderek ayaklarının altından kayıyor. İster istemez karşımıza çıkacaklar. Her iki cihân harbinde kendi medeniyyetinden on milyonlarca insanı katleden gürûh bizi ortadan kaldırma konusunda en ufak bir tereddüd göstermez. Onları frenleyecek tek şey can korkusudur. Cümlesini bu noktaya sevk edecek biricik yol da kıt’alar arası füzelere yüklenmiş dev savaş başlıklarıdır!

Silâh fabrikalarımız yedi yirmi dört esâsına göre çalışmalı. Çok kısa va’dede ABD’ye karşı caydırıcılık kazanmamız îcâb ediyor. Bakın Kore’yi ağzına alan var mı? Biraz havlayıp susdular. Birkaç füze denemesi mes’eleyi halletdi. Biz de kıt’alar arası üç beş deneme yapabilmiş olsaydık çamurun içinde böyle bir mücâdele vermemize lüzûm kalmazdı. Dünyanın her yerini vurabilecek iki üç bin nükleer füze işi bitirirdi. “İki üç bine ne gerek var? Elli aded yeter” diyenler ya ahmak ya hâindir. Rusya’da 7-8 bin, Amerika’da bir o kadar varken neden bizde elli tâne olacak? Ayrıca bunlar resmî açıklamalar. Gayr-i resmî olarak ellerinde bulunan füzeleri ve başlıklarını bilemiyoruz. Şu kadarını söyleyebiliriz ki i’lân edilenden kat kat fazladır. “Efendim bu bir kaynak mes’elesi. Nükleer santralimiz yokken adım atamayız. Zenginleşdirilmiş uranyum olmadan olmaz” diyebilirsiniz. Son cümle doğru lâkin adım atamayız kısmı yanlış. Pekâlâ atabiliriz. Dünyada bunun dahi ticâreti var. Öte cihetden bizi kat’iyyen kırmayacak dostlarımız bulunuyor çok şükür. Epeyce malzeme bu yolla bile te’mîn edilebilir. Çatıyı kurunca iş zâten hızlanır.

Düşmanın silâhıyla silâhlanmayı peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” haber veriyorlar. Bu hakîkat gün gibi ortadayken küçük şeylere takılıp kalmak ihânet olur. İHA, SİHA, FIRTINA OBÜSÜ mühim olmakla birlikde küçük şeyler. Hâsılı kelâm yarım uyanmak yetmez. Tâm âgâhlık lâzım.

Bu arada kulağımıza eğilip harekâtın sınırlarını daraltmayı telkîn edecekler. Şehir merkezlerine girmeyin diyecekler. Daha başka şeyler fısıldayacaklar. Teröristlere söyledikleri, “Afrin’e giderseniz desteğimizi kaybedersiniz” sözüne de inanmayalım. Samîmî değiller. “Oraya gidip de imhâ olmayın” demek istiyorlar. Bunu alenen yapmaları da ağzımıza bir parça bal çalmak için. Şu hâlde sakın ha bu alçakların tuzaklarına bir kerre daha düşmeyelim. Ala ala gidelim, KANDİL’e oturmadan soluklanmayalım!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.