Yıldız dediğin...

Galatasaray'ın liderlikten sezonun en önemli unvanına giden yolda bence imdadına iki uluslararası yıldızı yetişti. Biri "sıfır" hata ve müthiş kurtarışlarıyla Uruguaylı kaleci Fernando Muslera, diğeri ise maçın öne aksiyon kısmında sıfır oynayıp ama savunmaya çok yardım eden Hollandalı yıldızı Wesley Sneijder. 

Tabii bu arada şampiyonluk peşinde koşulduğu bir maçtan uzaklaştırılmış Sabri'nin 10 üzerinden 11'lik oyununu da unutmayalım. Beşiktaş, Galatasaray karşısında puanlar kaybetti. Son 3 maçın ötesinde organize oyunun iki yönünü iyi oynayan ve pozisyon bulan taraftı. Ama son vuruşlar ve de dediğim gibi Muslera faktörü, bu oyunun tatsız kalmasına sebep oldu. 

Galatasaray'da Selçuk'un yarım adam olarak oynayışı, ona daha çok öne oynama gibi değişik bir görev yüklemişti. Hamit ile Melo ise ağırlıklı olarak savunma sigortası olarak görev yaptılar. Benim en ağır eleştiriyi yapacağım kişi. Oyundan alınırken tafra da atan Burak Yılmaz olacaktır. Hiçbir şey oynamayan bu futbolcu Galatasaray'ın seyrek de olsa ataklarının neredeyse Beşiktaş'tan çok kesicisiydi. Attığı şık gol Yasin'e alkışlar gönderirken, onun için kaçırdığı ve çok kötü oyunuyla da sadece sahada kaldı diyebilirim. 

Beşiktaş savunmasıyla birlikte görev aksaklığı göstermedi diyebiliriz. Kaleci Günay'ın ikinci golden önce topu yumruklayışı eleştiri nedeni olabilir ama o sertlikte gelen bir şuta da, o hareket garanti hamlesidir. Galatasaray, burada şöyle bir övgüde alabilir. Beşiktaş'ın en önemli özelliği olan dikine çabuk ataklar, kazanmak üzerine planlanmış olmasına rağmen, Galatasaray tarafından Burak hariç, tamamen topun arkasına geçilerek, dar alanda pasifize edilmesi de bence doğru bir oyun planıydı.

Sonuçta, dünya üçüncüsü, Güney Amerika şampiyonu kaleci kurtarıyor. Dünya üçüncüsü bir başka oyuncu da atıyor. İşte size ligin özeti...