NTV Spor da mı?

A -
A +

Geçtiğimiz cumartesi öğle saatlerinde şöyle bir ekran turu atarken NTV Spor’a takıldım. Serdar Ali Çelikler ve Mehmet Ayan yorumculardı. Konu da ağırlıklı olarak Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi ve bu iki büyüğün eski maçları idi. Kırmızı Çizgi adlı bu programda böylesine atılıp tutuluyorsa, vay ki halimize! Neymiş; Fenerbahçe’nin efsane sağ beki İsmail Kartal’mış. Yetmiyormuş gibi libero Abdülkerim’i de sağ bek yapmazlar mı? Yapmayın etmeyin! Bilmediklerinizi söylemeyin. Fenerbahçe’deki efsane sağ bekleri ben size öğreteyim mi? Şükrü Birant, Nedim Güner, Murat Alyüz... Tanımıyor musunuz? O halde susun! Size İletişim’de böyle mi öğrettiler?

Obradovic faktörü!
Basketbolda kenardan oyuna müdahale önemlidir. Baş teknik adam oyunda büyük rol oynar. Fazla ileri giderse de hakeme yüklenmede, en fazla teknik faul alır. İkincisinde de tribüne çıkar. Evet, Fenerbahçe’nin kenardaki ustası Obradovic, hem teknik açıdan, hem de hakemleri bitirmede gerçekten de büyük usta... Real Madrid maçından bunu açıkça gördük... Ancak üç gün sonra bizim ligde Keseratar ve ekibi yemedi. Yeni üç yıllık sözleşme hayırlı olsun!

Büyük sporcu budur işte!
Geçtiğimiz cumartesi oynanan Başakşehir-Antalyaspor maçında bir sahne vardı. Hani şu bizim bir numaramız Emre Belözoğlu’yla, dünyanın önemli starlarından Samuel Etoo’o’-nun sarmaş dolaş oluşları... Bence mesaj yukarıda değindiğim gibiydi; Emre’den, “Ben böyle bir futbolcunun elini bile öperim”, Eto’o dan “Bana göre sen de bu ülkenin bir numaralı Avrupa standardısın...” Dört adet Digitürk dekoderi olan biri olarak isteğim ve dileğim odur ki, bu görüntüyü her gün on- onbeş defa veriniz! Veriniz ki, özellikle yöneticimiz, taraftarımız ders alabilsin!

O dolarları atacağınız yer orası mı?
Fenerbahçe taraftarı Beşiktaş maçı boyunca Gökhan Gönül’ü protesto etti. Hatta bir defasında Dereağzı tarafındaki tribünlerinden Gökhan taç atarken evde hazırlanmış yalancı dolarlar bile atıldı. Acaba derim, o dolarları Gökhan, Caner ve Topal’la, hem de şampiyonluğa giderken, ocak ayında sözleşme yapmayı düşünmeyen, ya da onlar takımı götürüyor diye kıskananlara mı atmalıydınız? Kim bilir sözleşme yenileseydiniz, belki de şampiyon da olurdunuz? Ha; ne derseniz?

Madalya hak ederken, yıkılan bina!
Tam, Fenerbahçe’ye karşı altı oyuncu ile direnen Beşiktaş’ta, Fabri, Gökhan, Marcelo, Tosic, Adriano ve Atiba, madalya hak ediyorlardı ki, sonrasına bakın... Bir takım böyle ikiye mi bölünür? Hem de geçen sezonun şampiyonu, bu sezonun yenilmezi, Şampiyonlar Ligi’nin de son maça kadar namağlubu... Ama bu defa öyle bir ikiye bölünme ki, sormayın gitsin. Hele hele rakip bir ülke dışı, güç ve fizik abidesi olunca facia da peşinden geldi. Ne demişler; hücum dolmuşuna binme, lastiğin patlar... Belki de beraberliğin bile yetebileceği maçı, hakemin de darbeleriyle, ağır farkla kaybetmek acaba ders olur mu?

Hoca dediğin skora aldanmaz!
Rize’de beş attık diye, aynı takımı Beşiktaş’a karşı da sürmek çok üst düzey akıl işi değildir. Sorarım şimdi emekli hocaya; Sow kaç defa ofsayta düştü, ayağına kaç defa top değdi... Volkan Şen mi Beşiktaş’ı salladı, yoksa arsa oyuncusu Aatıf mı? Her takım Rizespor olur mu? Devamla; madem ki Lens uzatmayla birlikte 20 dakika oynayabiliyordu, neden ikinci devrenin tamamında yoktu? İşte ders bu; çalışınız!

Alanyaspor’u nasıl yaktılar!
Alanyaspor-Konyaspor maçı heyecan yüklü idi. Konuk 2-0 yaptı sonra yakalandı, 2-2 oldu. Üstüne üstelik de Konyaspor 10 kişi kaldı. İşte bitime beş-altı dakika kala kendini büyük oyuncu sanan Alanyasporlu Emre çizgide rakibi geçti, kale direği dibine kadar gelebildi, penaltı kireçi civarlarında üç takım arkadaşı bomboş... Ne yaptı biliyor musunuz? Sıfırdan kaleye vurdu ve gol kaçtı tabii ki... Sonra bir penaltı ve Konyaspor 3 puanı Emre sayesinde götürdü. Teknik direktör Hüseyin Kalpar için içim sızladı be... Artı, o stadı dolduran Alanyalılar için de tabii ki... Ben Alanyalı mıyım? Hayır! Haritada yerini bul deseler, zorlanırım...

Lig TV  sansürü mü?
Fenerbahçe Stadı’nda iki bin küsur Beşiktaşlı vardı.  Üstelik spikerin ifadesine göre de hepsi simsiyah giyinmişlerdi. Peki, siz tonla para sayan izleyici; gördünüz mü? Hayır! Kasımpaşa Stadı’nda da kalabalık Galatasaray taraftarı imiş... Siz ey ekrana para sayanlar; gördünüz mü?  Dün de Galatasaray taraftarını göstermemiştiniz Saraçoğlu’nda... Ne bu yahu; siz sansür mü uyguluyorsunuz?

Ne hocaymış bu Bey!
“Kasımpaşa 10 kişi kalmış, inleye inleye, sıkıla sıkıla maçı almak üzeresin... Adamlar penaltıyı da Muslera’nın ustalığına teslim etmişler... O da ne? Linnes 88’de, Eren 91’de, Josue de 93’te oyuna giriyor... Hani maç başına alacaklar var ya... Kim icat ettiyse boynu altında kalsın! Hani paylaşayım(!) dedim...

 

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.