Talisca, ne ceza aldı?

A -
A +

Beşiktaş, kampa katılmada ciddi rötar yapan Talisca’ya öfke kusmuş ve ağır şekilde cezalandırılacağını açıklamıştı. Tam ‘işte kulüp’ derken... Benim bu cezadan haberim olmadı. Sizin oldu mu? Kadro dışı mı, para cezası mı? Para cezası ise ne kadar? Acaba hasır altı denen vaka mı oldu? Şenol Güneş gibi disiplinli bir hocanın bulunduğu yerde bence bu açıklanmalıydı. Öyle olmalıydı ki, başkaları da, isimleri lazım değil, aynı vukuatı işlemesin... İşleyeni de var zaten... 

Fenerbahçe buluşları

Efendim; Atatürk’ün kulübü ziyaret edip o malum satırları yazdığı 3 Mayıs 1918’i kuruluş günü de olarak kutlamak da neyin nesi idi? Fenerbahçe’nin kuruluşu yıl olarak 1907’dir de, günü asla belli değildir. Devamla; 19 Temmuz Dünya Fenerbahçeliler Günü de ne demektir? Siz takvimin bir yerini ikiye bölüp kendinize bayram ilan edemezsiniz. Fenerbahçeliler için her gün Fenerbahçeliler günüdür de ondan... Popülizmin bu kadarı da olmaz... Beşiktaş 19 Mart’ı, Galatasaray 19 Mayıs’ı ilan ederse ne olur? Hele hele 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ile birlikte kutladığını düşünün... Bence, Fenerbahçe için en uygun olanı 1961’de kulübün sportif faaliyetleri durdurulma noktasına gelindiğinde, altı yıldız oyuncu da (Hilmi, Kadri, Naci, Yüksel, Şeref, Lefter) aylarca ceza almıştı. Bir sonraki maçta günün en iyi kadrolarından olan İstanbulspor’a karşı beş adet genç takım oyuncusuyla (Necmi, Necati, Oktay, Arap Çetin ve Engin) çıkılmış ve maç, “İhtilalciler, bu size derstir” dercesine 6-2 kazanılmıştı. Ama sizde de, yönetiminizde de tarih notu sıfır...

Gökhan Gönül; sen neymişsin!

Fenerbahçe formasına yıllarca hizmet eden sağ arka kanat oyuncusu Gökhan Gönül, Beşiktaş’a kaptırılmıştı. Olabilir, profesyonel hayat bu... Ancak ne var ki yerine kaç adam geldi ve kaç para harcandı? Şener, Gregory van der Wiel ve son olarak da Isla... Bereket versin! Nasılsa Kurbağlıdere’de altın bulunmuş...

Senaryonun ilk sahnesi

Bu köşede bilmiyorum tam zamanını ama Futbol Federasyonunun en tepesinden teknik yönetimindeki bazı yerlere kadar yazılmış bir senaryonun yakında oynanacağını yazmıştım. Terim hocayla Federasyon yönetiminin kendi ifadeleriyle anlaşarak ayrılması inanın bana hiç sürpriz olmadı. Neden mi? Bu bölümün girişinde yazdığım gibi senaryo oynanmaya başlandı. Sadece başkan yerinde kalacak ama gerisi değişecek. Onların isimlerini de yukarıda dile getirmiştim. Şimdilik bu kadar.   

Aman dikkat Başakşehir ve F.Bahçe!

Ben yazıyı göndermeden, gece geç saatlerde Başakşehir, Şampiyonlar Ligi ön elemesi için Belçika’da Brugge takımı ile karşılaşacaktı. Hemen bu yazının çıktığı gün de Fenerbahçe, Avusturya’nın Sturm Graz ekibine konuk olacak. İki takımımızın da turla dönmesi ülkede futbola gönül vermiş kim varsa ortak dileği olmalıdır. Çünkü giderek puan zafiyeti yaşamaya başladık. Yarın öyle bir ortama gireriz ki, Lüksemburg, Malta falan gibi adımız okunmaz... Hele hele her kulüp 14 yabancıya imza için birbiriyle yarışıp onca dövizimizi sokağa atarken... 

Kombine yarışı!
Bir kaç gün önce Üç Büyükler dediğimiz bizim futbolun patronları, hatta hatta ülkenin kralları bu defa da kombine satma yarışına girişmişler bir gazetenin manşetine göre... Son iki sezonun şampiyonu Beşiktaş, hem başarısı, hem de yenilenmiş stadının çekiciliği ile 30 bini  patlatmış. Yani bir önceki sezonun rekor kopyası... Galatasaray, inen bir kaç uçak sayesinde 10’bini az geçmiş. Fenerbahçe ise yakasındakiler yüzünden 10 bine zor çakılmış... Desenize artık bizim seyirci de parasının kıymetini bilmeye başladı.    

Ey Spor Medyası; ayıp değil mi? 

Badstuber isimli bir stoperi başta Fenerbahçe olmak üzere resmen birilerine yamamaya çalışıyor spor medyasının büyükçe bir kısmı... Yahu adam ağır sakatlığı yüzünden önce 1,5 yıl ara vermiş futbola. Sonra sık sık 3 veya 4 aylık ayrılıklarla geri dönmüş... Bakınız Van Persie’nin haline... Özel maçların yayıncı kuruluşunda spiker diyor ki, “Fenerbahçe’nin büyük golcüsü Van Persie”... Ayıp ayıp! Nerede bu akşam sizin golcü? Yine kayıp... Ama hocanız sezon başında, geçmişte kalıp anılarıyla  “O çok büyük oyuncu” derse, desenize bize gelene kadar neler var neler! 

Hıncal Uluç’a ek!

Değerli ağabey Hıncal Uluç geçtiğimiz cumartesi köşesinde, benim üzerinde hassasiyetle durduğum basketboldaki Doğuş Grubu sponsorluk furyası gelişmesini yazmıştı. Bu arada yazısının ilk bölümünde Galatasaray kongresi ve divan heyetinin acizliğinden de söz etmişti. Yüzde yüz haklıdır. Ama benim asıl takıldığım nokta nedir biliyor musunuz? Bu Galatasaray yönetiminde, diş tabibi, Kadıköy Belediyesi eski başkanı, rahmetli Metin Oktay, Kadri Aytaç, Suat Mamat, Turgay Şeren gibi efsanelerle kol kola sahaya çıkıp futbol oynamış, bizim de Kuşdili Çayırı futbol ortağımız Cengiz Özyalçın dostumuz ne konuşur, o yönetime ne der? Herhâlde “Bir dakika beyler. Öyle olmaz. Futbol bu değildir” falan gibilerinden çıkışsa, Nasuhi hariç, herkes kapıya yakın oturmayı tercih eder.... 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.