Nur içinde yat Batur Abi!

A -
A +

Geçtiğimiz hafta ülke basketbolunun en değerli isimlerinin başında gelen Mehmet Baturalp’i kaybettik. Yani Batur Abi’yi, yani Batur Kaptan’ı... Ben böyle hitap ederdim küçüklüğümden beri. Aramızda sekiz yaş fark vardı. Ama Batur Kaptan hem efendiliği, hem de basketboldaki hünerleriyle beni çok etkilemişti. Bir ara Fenerbahçe TV’de kadın basketbol maçlarının yorumunu yapıyordu. Sonra birden kesti. Meraklanmıştım. Kısa bir süre sonra eşi ile yemek yerken karşılaştık. Ben sormadan anlattı sebebini... Size de anlatayım mı? Hayır anlatmayacağım. Çünkü birilerinin defolarını, ayıplarını ortaya dökmekten bıktım artık... Nur içinde yat büyük kaptan!

Benzin zammına neden isyan?
Ben araba kullanmam, ehliyetim de yok zaten... Hanım kullanır. Bir zamanlar rahmetli Demirel, benzine zam gerekirken durmadan devlet kasasından işi idare etti. Sonra ne mi oldu? Enflasyon üç hanelere bile dayandı... Ey vatandaş; Ayağını yerden kesmede keyfin yerinde ise parasını da ödeyeceksin! Ben de hanımın ceremesini çekiyorum... Yeter ki devlet kasasına dokunulmasın... Pardon unutuyordum; bir de vergi meselesi var. Boynumuz kıldan incedir vergi denince... ABD’de de en ağır cezayı vergi tüydürene keserler, bilir misiniz? Piyasada en eski araba beş yıllık diyorlar... Eh bunun da bedeli olacak tabii ki!

Beşiktaş yalnız ve cesur gibi
“Yalnız ve cesur” adlı bir kovboy filmi vardı. Defalarca izlemiştim. Şimdi bu filmi kime mi adapte ediyorum... Tabii ki Beşiktaş’a... Bizim THY, Beşiktaş Kulübü üzerindeki sponsorluk katkısını bitirmiş. Neden mi? Fikret Başkan, Avrupa Basketbol Ligini şiddetle eleştirdiği için... Peki, başkan haklı mı, haksız mı? Baksanıza göğsünde ay-yıldızlı forma taşıyacak olan millî takımımız bu lig yüzünden ne hâllere düştü... Beş Fenerbahçeli millî davaya katkıda bulunamayacaklarını açıkladılar. Çünkü sağlıkları, hatta hayatları risk altındaydı. Arkalarından başkalarının da gelmesi bekleniyor... Siz THY olarak bu Avrupa Ligi’ne sponsor olmaya devam ediniz... Ben hep piyade veya belediye taşımacalığındayım... Zaten millî formanın ne önemi var ki, değil mi?

Beşiktaş’a ne kastınız var?
Gerek ekranlardan, gerekse gazete sütunlarından iki gündür “Millî takıma Şenol Güneş gelmeli” yaygarası atılıyor. Yahu Beşiktaş formanın göğsündeki yıldızları artırmak, Şampiyonlar Ligi’nde sona kadar oynama hedefini koymuşken utanmıyor musunuz, Şenol Güneş ve millî takımı beraber anmaya? Siz bu kadar mı acizsiniz ey yorumcu ve ey haberciler?

Helal sana Van Persie!
Vallahi para verip gazete aldım bu haberin bana telefonla ulaşmasından sonra... Yani Van Persie’nin yönetime bir sezon daha kalmak istediğini belirtmesi haberi üzerine... Siz Lüküs Hayat oyununu bilir misiniz? Ben rahmetli Muammer Karaca’dan izlemiştim. Vallahi sağ olup da 100 yaşını bile geçseydi Hollandalının bu talebinden sonra çıkar bir daha oynardı ibretiâlem için...

Millî takım mı?
Futbol ortada, sonuçlar ortada... Kulüp takımında tartışmasız Lucescu ama millî takımlarda asla demiştim, daha ismi anıldığında... Şimdi mi? Bakıyorum da Beşiktaşlı Cenk’in dışında, bu iki maç için, takımda oynayacak tek bir oyuncu göremiyorum...

Arda ile kaşının!

Galatasaray, Tudor’un maceracı davranışlarına rağmen elindeki kaliteli isimlerle liderlik koltuğunda şimdilik. Önünde Başakşehir ve Beşiktaş maçları var. Yani fikstürün en zor yeri... Aşar mı, aşamaz mı bilemem ama son günlerdeki Arda haberleri sanki kendi ayağına sıkmak gibi geliyor bana... Taaa İspanya’dan İstanbul magazinine malzeme iseniz, acaba İstanbul’a döndükten sonra ne olur? Arda’nın futbolculuğu mu? Tabii ki iyi... Ama o eskidendi, iki bacak arası yap, iki çalım çek sonra araya yuvarla... Şimdi nefes almana bile izin vermiyorlar sahada...

Bravo FBTV
Geçen haftalarda yazmıştım; Fenerbahçe Televizyonu takımlarının kaybettikleri maçları yayınlamayıp adeta sansür gösterisi yapıyor diye... Bu görüşüme de, “Her oyuncunun, her Fenerbahçelinin, kaçırdıysa takımının maçını banttan izleme hakkına neden mani oluyorsunuz, övündüğünüz sporcu kulübü anlayışı bu mu?” diye bir cümle eklemiştim. Baktım, Darüşşafaka maçı gece tekrarlandı. Yani FBTV ilk defa kaybedilen bir maçı yayınladı. Demek ki doğru yol tekmiş... Takipteyim...

Cahit beni madara etti 
Bizim spor servisinin eli ayağı Cahit’ten telefon geldi geçen haftaki “Haftalık”tan sonra... Cahit diyordu ki, “Kemal Abi, Aziz Yıldırım’la Aykut Kocaman’ın giriştiği imzasız istifa maçının skorunu yanlış yazmışsın. Çünkü maç 4-4 berabere değil. Aykut Hoca 5-4 önde...” Tam Cahit’e “Bekle daha günler, haftalar, aylar önümüzde diyecektim” vazgeçtim... Çünkü gelecek skorları bilebilmek gerçekten de çok zor...

Hasan’ın Daum sırrı!
Bizim Hasan Çolakoğlu geçenlerde bir anısını anlattı ki, sormayınız. Daum görevdeyken, Eto’o, Song ve Geremi’nin menajerleriyle temas kurup bu üç oyuncunun Fenerbahçe’ye transferini neredeyse gerçekleştirecekmiş. Aziz Yıldırım da onay vermiş... Ancak ne var ki durumu öğrenen Daum, “Ben Afrikalılarla çalışmam” deyip işi yatırmış... Eh, Daum da tıpkı Merkel gibi eski Doğu Alman’dır. O rejimin kafalarından da ırkçılık falan her şey beklenir.

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.