Barcelona gibi oynamak mı?

Santrforsuz oyun F.Bahçe’nin neredeyse bir Barcelona tipi oyun kurgulamak zorunda kalışı anlamı taşıyordu

Bu maçın en çok merak edilen konusu hiç tartışmasız, kadrosunda 5 adet bulundurmasına rağmen F.Bahçe’nin tipik santrforsuz nasıl oynayacağı, neler yapabileceğiydi. 
Bu durum altını çizerek yazıyorum, F.Bahçe’nin neredeyse bir Barcelona tipi oyun oynamak, oyun kurgulamak zorunda kalışı anlamı taşıyordu. Karşıdaki Kasımpaşa ise sonuç olarak son maçlarda kazançlı idi ama elindeki orta saha ve uçta bulunan siyahi oyuncuların çoğu sınıfı belli olmayan tiplerdi. Dolayısıyla F.Bahçe çok çabuk top gezdirerek önde top tutacak tipi oyuncu olmadığından dolaşarak aynı zamanda rakibin yerleşme planını bozmalıydı. Bunu maçın neredeyse tamamına yakın bir bölümde bir önceki cümlede belirtmeye çalıştığım Kasımpaşa zaaflarından da yararlanarak harika uyguladı. Atılan goller F.Bahçe adına konuşuyorum rakibin bu santrforsuzluktan kaynaklanan çabuk yer değiştirerek topu dolaştırmanın ürünüydü. 
Maçın çarpıcı olgularından biri de bu genç hakemin benim ölçülerime göre iyi bir maç yönetişiydi. Hele ki Volkan’a gösterdiği sarı karttaki yüreği ve kuralı uygulayışı diğer meslektaşlarına sanırım örnek olur. 
F.Bahçe’nin bu maçta diğerlerine oranla daha fazla doldurduğu stattaki destekleyici seyirci tezahüratı da hem takımın santrforsuz oynaması sıkıntısını giderici faktör oluyordu hem de Kasımpaşa’nın yukarıda da değindiğim kadrosunun nefes almakta zorlanmasına etken teşkil ediyordu. 
Şimdi mesele şudur; şampiyonluk yarışına matematik olarak da ciddi şekilde katılan F.Bahçe eldeki santrforlarından cezası biten, sakatlığı sona eren oyuncuları gündeme geldiğinde hangi oyunu oynayacağıdır. Ama Topal ve Souza ikilisi yeniden görev paylaşmaya başladığına göre F.Bahçe için artık yarışa katılmak adına fazlaca bir detay kalmamaktadır. Ama bizim gazete ve ekran yorumcularımız öteden beri “Topal ile Souza oynarsa F.Bahçe zor yürür” diye yazıp konuşmadılar mı?

MAÇIN ADAMI: Şener Özbayraklı