Valbuena ve Topal’dan ders

A -
A +

F.Bahçe hemen hemen iflas etmiş Karabükspor’u acaba kaç farkla yener diye açılan fallar, oyunun ilk yarısında tam anlamıyla futbol ve skor açısından dibe vurmuştu.
Karabükspor onca eksik kadrosuna rağmen iyi kapanıp F.Bahçe’nin ataklarını ceza alanından mümkün mertebe uzak tutabiliyordu ama artık emekli olmuş Yatabare ve öndeki oyuncuları sebebiyle ancak kaza pozisyonları oluşturabiliyordu. Buna karşılık F.Bahçe özellikle Şener ve İsmail zafiyeti sebebiyle rakibi açamazken orta alanda da Giuliano’nun tutukluğu sebebiyle pozisyon üretmekte sıkıntılıydı. Bütün bunlar yaşanırken sahada öyle bir hakem vardı ki, oyunun tamamı içinde F.Bahçe maçı kazanamama tehlikesi yaşasa bile Alper Ulusoy bir şekilde yardıma koşacaktı. Hele ki 26’da Şener’in yaptığı penaltıyı es geçmesi olacak gibi değildi.
İkinci yarıya gelindiğinde sarı kart cezalısı duruma düşmüş Şener yerini Valbuena’ya bırakırken Dirar’dan bir sağ bek yapılmasında tabii sakınca görülmemişti. Bu arada F.Bahçeli bazı taraftarlar acaba nedendir bilinmez Mehmet Topal’ın rakibe takılan pas dokumasında ıslıkla kendi futbolcusunu protesto ediyordu. İşte burada birinci ders Topal’ın harika kafa vuruşuyla taraftara verildi. Sonra Valbuena, basketteki üçlük benzeri golünü kutlarken Aykut Kocaman’a parmağıyla saha zeminini göstererek “Bak işte ben buyum” diyordu.
Sonuçta küme düşmesi hem sahada dökülen futboluyla hem yönetimiyle neredeyse kesinleşmiş Karabükspor teslim olacaktı. Teslim alan da uzun zamandan sonra seyircisini 30 binin üzerine çıkarabilen F.Bahçe futbolcuları oluyordu.
Ne demiştim, 1,5 ay önce, “Zirveye çok geride kalmış F.Bahçe sokulduğunda sakın şaşırmayın.”
Futbol bu işte.

MAÇIN ADAMI: Valbuena

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.