Yılmaz Özdil’e yakışır!

A -
A +
Yine geçen hafta ünlü (!) yazar Yılmaz Özdil bir dizi risk ögesi taşıdığını iddia ederek yeni havalimanının isminin Atatürk konmayışı için teşekkür etmiş. Zaten sizin gibilerin evrensel ve yarın tarihî unvan kazanacak eserler için yapacakları değerlendirme de, ancak bu kadar olurdu. Neyse; ekmek karnede değil... Ekalliyet için yurdu terk etme emri çıkmadı... Allah’a şükürler olsun ki, ezan için de Türkçe emri çıkmadı...  Ya Atatürk’ün fotoğrafları? Yerli yerindedirler. Bunları da yazsanıza büyük yazarlar!   Helal olsun Ergin Hoca!   Anadolu Efes Koçu Ergin Ataman’ı geçenlerde TRT ekranında dinledim. Sözlerinin bir yerinde Avrupa’nın en iyi takımının Fenerbahçe olduğunu açık ve net biçimde belirtti. Bravo! Rakip de olsa düz ve dik konuşmayı Allah herkese nasip etsin! Ama son lig maçında takımını rastlanmadık biçimde tuhaf yönetti.   Futbol bu işte büyük üstatlar!
  Şöyle genelde bir bakarsak, Beşiktaş, lig lideri Başakşehir’in sahasındaki maçta oyunun neredeyse yüzde 75’ini tek kale oynadı... Sonuç mu? Beşiktaş mağlup... Avcı’nın ekibi mi? Müthiş kalecisi ve savunması ile oyunu dar alanda kalesine yakın kabul etti ve kazandı. Yani rakibe, iş yapabileceği derin ve uzun sahaları bırakmadan... Başakşehir şampiyon olursa, böyle futbolla, gidip UEFA’ya, FIFA’ya şikâyet edersiniz, şampiyonluğunu da iptal ederler! Büyük otoriteler; eldeki yapı ve karşıdaki düzen neyse ona göre tertip kurup oynamak olmazsa olmazıdır futbolun...   Ve sonunda oldu!   Bizim futbolun tarihsel patronları Galatasaray’la Fenerbahçe ne kadar da sessiz, sakin idiler. Şaşmamak mümkün değildi. Neyse ki, sonunda patlama oldu! Cezalar mı? Garip olan ne mi? Yahu bu iki takımda onlarca yabancı var. Yani eskiden olduğu gibi yerli malı, doğum yeri kaynaklı değil kavgalar, dövüşler... İster misiniz bir araştırma yapılsın da, bu yabancıların Fenerbahçe ve Beyoğlu semtleri doğumlu oldukları ortaya çıksın... Gözün kör olsun be avro! Tabii ki eli hafif olan yetkili merciler!   Soldado ve Slimani’yi gördünüz mü?   Sözüm ona tarihî rekabet maçının sonunda patlayan olayların ateşini Soldado’nun yaktığını gördüm yayıncı kuruluşun görüntülerinden... Belhanda’nın gırtlağına yapışıyor. Eh, aynı oyuncu, hafızamda kayıtlıdır, iki değişik hakemin koluna vurmuştu, karar verirlerken... Ne mi olmuştu? Hiiiç! O zaman dua edelim de sadece yapışmış gırtlağına rakibinin... Ya sıksaydı? Yahu Slimani hakeme dille sataştığından direkt kırmızı görmüştü. Eeee cezası en az iki maç olmaz mı? Bu ülkenin ne hakemi, ne Disiplin Kurulu, ne Tahkim Kurulu var. Tabii ki bu federasyona da o yapı uyar...   Konuşmak yerine iş yapmak!   Biz de şaşırmıştık; Üç Büyük kulübün başkanları uzun zamandan beri kelam etmiyorlardı. Neyse, beklenen oldu. Yarışa başladılar. Yahu konuşmak yerine takımlarınızı takım yapabilseydiniz ya... Örnek mi? Lens gibi bir şişmanın yerine hakiki açık almak... Benzia yerine kendine çalım atmayan birini bulmak... Saç tuhaflı Onyekuru yerine bire bir adam geçen bir kenar oyuncusu bulmak... Allah’tan birinin Muslera’sı ve Donk’u, birinin Caner’i ve Atiba’sı, birinin de Elif’i ve Hasan Ali’si var...
 
Trabzon’da Burak vakası!   Şaşmamak mümkün değil... Siz ki Trabzonspor olarak bu ülkenin futbolunda devrim yapmışsınız, tutuyorsunuz neredeyse kulübün tapusunun da içinde olacak bir sözleşme ile Burak Yılmaz’ı geri alıyorsunuz. Sonra mı? Aynı oyuncu, başta kenar yönetimi olmak üzere, tüm stadı protesto ederek eve gidiyor. Sonuç mu? 500 bin lira para cezası... Keşke tapudan düşseydiniz!
 
Yaşasın bizim spor basını!   Galatasaray, İstanbul’da beş yemekten kurtulduğu Alman takımına 2-0 yenildi. Bence çok normal... Oysa ünlü spor basınımız kuralar çekildiğinde, malum “Fıstık” başlığını atmıştı. Bendeniz de o maçların başka maçlar olduğunu, oynanmadan ahkâm kesmenin yanlış olacağını yazdım, söyledim. Tabii ki, Galatasaray takımının forvetsiz bir takım olduğunu da dikkate alarak...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.