Ümit Öztürk'ün kokardı nerede?

A -
A +
Öyle kolay kolay hakem beğenenlerden değilimdir. Hayatımız futbolun içinde geçmiştir. Zamanında hakemlerin ara seminerlerine katılmışımdır. Hilmi Ok, Ertuğrul Dilek ve rahmetli Doğan Babacan dönemlerinde... Şimdilerde bir tek Ümit Öztürk isimli hakemi izlerken “Oh be, bu maç delikanlı maçıdır” diyebiliyorum. Diyebiliyorum da, bu hakemin göğsünde FİFA kokardı yok. Oysa ne kokartlılar var... Bizim yerli kokardı bile hak etmeyen... Peki, Ümit Öztürk’ü tanır mıyım? Hayır! Çünkü bu yazıyı okuyan bazı üstün zekâlılar kıyak yaptığımı da düşünebilirler. Bu satırları 28 Aralık 2018 günü yazdım. Konularımı sıklıkla günbegün yazar, Ercan Müdür’e ya da İrlandalı Cahit’e yollamadan, yani son güne az bir yer bırakırım. Ve de yılın sondan bir gün öncesi ekranlardan düşen bir alt yazı beni mutlu etti. Bu hakemimiz de kokart için FİFA’ya bildirilen isimler arasına girmişti. Nihayet be!
 
Aaa Robinho İstanbul’da...
Geçtiğimiz cuma sabahı önce ekranda altyazı gördüm. Sonra ekrandan sözler döküldü... Sivas’taki Brezilyalı Robinho İstanbul’a transfer oluyordu. Benim satırlarda niçin mi kulüp adı yok? Eh, o İtalya macerasından sonra sizce İstanbul mu yener, yoksa Çizme mi? Magazinciler, birinci sayfacılar, ellerini ovuşturuyorlardır.
 
Galatasaray berberi!
Geçtiğimiz hafta gün geçmedi ki, Galatasaray’dan şutlanacakların isimleri ekranlara gelmesin, gazetelere manşet olmasın... Serdar Aziz’den Eren Derdiyok’a, hatta Ozan Kabak’tan şuna buna kadar... Anlaşılan o ki, Terim Hoca cezası bittikten sonra ne Florya’da, ne de lig maçı sahalarında yerli malı görmek istemiyor.
 
İşte Fenerbahçe transferi!
Ersun Yanal göreve geldikten sonra başkan da, bazı yöneticiler de ara transferde dört-beş oyuncu alınabileceğini söyleyip durdular. Bu yine yanlış bir strateji idi. Ve geçtiğimiz pazar ekranlara şu haber düştü: Dirar ve Aatıf affedildi. İşte size, hem de beleş iki transfer... Bunlar kadro dışı bırakıldığından bugüne kadar ekranlardan da satırlardan da acilen bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini dile getirdim. Niçin mi? Dirar, son Dünya Kupası’nda, hem İspanya’ya, hem de Hırvatlara karşı ilk on birde oynamıştı. Aatıf bizde gol kralı olmamış mıydı? Hem de Sivasspor’da... O hâlde? Ne demişler; iş bilenin, kılıç kuşananın... Sizde ikisi de yok ki!
 
Vay Mehmet’im, vay Murat’ım!
Fenerbahçe’nin yeni yönetim kurulu işbaşı yaptığından bu yana ilk defa kulübün tarihine yakışır bir görev yerine getirmiş. Kulüp personelinden 50 yıllık Mehmet’le, 45 yıllık Murat’a ve 30 yıllık Erkan’a plaket verilmiş. Hey gidi günler hey! Kulüp, Altıyol-Kuşdili arasındaki Efes-Feza sinemalarının birinci katına taşındığında önce Mehmet, sonra da Murat girdi içeri. Bir de Mustafa vardı, rahmetli oldu... Ne günlerdi değil mi Mehmet? Suadiye Ankara’sı gibi!.. Murat’çığım ne lisans işleri, ne taraftarlar dernekleri idi değil mi? Hele hele Mehmet’in Rıdvan’ın elindeki büyük bir kulüp yöneticisine ait  850 bin dolarlık çeki Mecidiyeköy’e iade edişi var ki...
 
Komünistler askerî ihtilali sever mi?
Vallahi şaştım kaldım. Müjdat Gezen önemli bir sanatçıdır. Her defasında da açık ve net bir komünist olduğunu söyler ve yazar. Metin Akpınar ise yıllarca hayranlıkla izlediğim bir tiyatro ve sinema sanatçısıdır. O da aynı sandalda kürek çeker. Ama şimdi rahmetli olan profesör doktorundan Bodrum’a şişe ihracı da isterdi. Ama benim anlamadığım şudur: Yahu; bir komünist, askerî ihtilalden yana olur mu? O zaman siz dünyada tükenmekte olan o rejimin kitaplarını da tersten okumuşsunuz. Cola, Küba’ya girdi galiba...
 
Beşiktaş yine yanlış yolda!
Başkan Orman’la Şenol Hoca’nın arası nasıldır bilemem. Ama bildiğim bir şey var ki, o da Beşiktaş’ın acilen yardımcı hocaları değiştirmesi gerektiğidir. Zamanında ne menajerleri vardı aynı kulübün... Sahada oyuncular atılmak için birbirleriyle yarışırken o kişi ellerini kollarını bağlayıp seyirci rolüne girmişti saha kenarında. Hatta bir kulüp başkanını arayıp bir yerlere bir şeyler götürülecekse ben buradayım bile demişti. Acaba Şenol Hoca kendisi seçse yardımcılarını, ne dersiniz?
 
Bravo Ekotürk!
Salı günü 14.30 sıralarında şöyle bir ekranı gezeyim dedim. Ekotürk isimli yeni kanal beni âdeta büyüledi diyebilirim. Çünkü Payitaht isimli dizinin setine gidilmiş ve Osmanlının en önemli dönemlerinden bir tanesini canlandıranlarla mükemmel bir söyleşi yapılmış. Kanalın sahibi başta olmak üzere tüm çalışanlarını kutlarım.  Siz değerli sanatçı kardeşlerime de teşekkürler!
 
İyi yıllar!
2019’a hoş geldin der, milletime sağlık, mutluluk, huzur ve refah getirmesi temenni ederim.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.