Hatalar ve mutlu son!

İki teknik adamın da hatalarına rağmen Başakşehir en ciddi engellerden birini aştı ve hedefine doğru yol aldı

Yazımın en başına dün akşamki oyunun en kritik teknik direktör hatasını koyarak başlayayım. Abdullah Avcı'nın takımını açık ve net 10 kişi oynatan Arda Turan'a 77 dakika dayanmış olması arkasına, "Acaba bu hoca şampiyonluğu hak ediyor mu?" sorusunu da yapıştırır. Fenerbahçe'de ise sahaya sürülmüş dört orta sahalı tuhaf diziliş koca bir ilk yarının bunalım içinde geçmesine neden olmuştur. Öyle ki beraberlik golünün sahibi Soldado'nun ayağına koca bir ilk yarıda sadece iki top değmiştir. Robinho'nun golüne beraberlik cevabı olarak bir Attamah-Mert zamanlama hatasıyla o Soldado imza atmıştır.
Abdullah Avcı'nın yaş ortalaması yüksek denen takımı bu maça tabii ki Epureanu gibi büyük bir eksiğin dezavantajıyla da başladı. Hal böyle olunca Fenerbahçe'nin sağ kanadı daha etkili kullanması gerekirdi. Ama sonradan Hasan Ali ile bu açık sol taraftan kapatıldı diyebiliriz. Tabii sorular bitmez... Napoleoni'nin oyuna girişiyle Başakşehir 11'i tamamlanıyordu da Fenerbahçe'de neden Jailson çıkar da Tolgay oyunda kalır acaba? Ersun Yanal'ın değerlendirmesi bu konuda da önemli olacaktır.
Şöyle bir genel özetleme yaparsak, bu maç teknik direktörlerin ciddi ve büyük hatalarının neredeyse inatla sürdürdükleri bir oyun yapısı halinde geçti. Sonuç mu diyeceksiniz, şampiyonluk yolundaki Başakşehir klasmandaki yeri ne olursa olsun yolundaki en ciddi engellerden biri olan Fenerbahçe oyununu teknik direktörünün Arda ısrarıyla tehlikeye sokmasına rağmen kazanmasını becerebildi. Tabii ki hem Frey hem Soldado ile oynayan Ersun Yanal galiba çok eskimiş futbol kitaplarından çalışıyor olmalı.
Bu maçla ilgili ünlü Robinho'ya bir cümle açmadan yazıyı bitiremem; bu kadar rahat ve net pozisyonda sadece kendini düşünen arkadaşlarını aklından düşürerek oynayan bir yıldız isim olur mu hiç?

MAÇIN ADAMI: İrfan Can