Sevinen tarafı bulun bakalım

A -
A +

Ligin finaline doğru geri kalan maçlar içinde önemi ve peşin heyecanı en yüksek olanlardan biriydi dün geceki maç. Ev sahibi Fenerbahçe'nin hele hele Göztepe'nin Başakşehir galibiyetinden sonraki puana ulaşması heyecanını, stresini daha da arttırmıştı. Rakip Trabzonspor'un ise uzun zamanlardan beri bu sahada maç kazanamamış olması da hatta hatta 'bir sıra daha yukarı çıkabilir miyim?' beklentisi de onlar açısından önem taşıyordu.
Maçın ilk 5-10 dakikasından sonra Trabzonspor'un oyun alanını özellikle savunduktan sonra oyuna çıkışıyla iyi bir Avrupa Ligi takımı olarak kullanışına tanık olduk. Ama aynı renkli görüntü ön tarafta pek görünür gibi değildi. Buna karşılık Fenerbahçe'nin bırakın takım halinde oynayabilmesini ferdi olarak da en küçük bir kıpırdanma gösteremeyişi doğrusu hayret vericiydi. Hani Dirar dışında dün akşamki takımı satış listesine koysanız acaba batıdan bir talibi çıkar mıydı?
16. dakikadaki Trabzon golü tam bir modern futbol oluşumunun sonu olurken, Fenerbahçe'nin cevabı sanki vurdumduymazlık etkisizliğindeydi. İkinci yarıya dönüşte Fenerbahçe'nin bir toparlanma, bir saldırma sergilemesi beklenecekti. Öyle de oldu. Organizasyon yokluğu yine bas bas bağırıyordu ama buna karşılık da Trabzon takımının giderek dakika dakika 11 kişi gibi görünmesine rağmen 9 hatta 8 kişiye inişi biz tribündekiler gibi Ünal Hoca tarafından da seyrediliyordu galiba. Ufaklık Abdülkadir, Nwakaeme hatta Rodallega artık formalarıyla vardılar da futbollarıyla yoktular.
Buna karşılık Ersun Hoca bir Valbuena hamlesini 56. dakikada aklına getirirken, acaba rakibinin bu fukaralığından mı esinlendi yoksa "Aman şunu sokayım da yarın laf yemeyeyim" görüşünün arkasında mı saklıydı? Hele hele Ayew'in 65 dakika oyunda kalışı Ersun Yanal için yaptığım eleştirilerde çok da haksız olmadığımı ortaya koymuyor mu? Trabzon'a bakarsak, yapılan değişiklikler için eskilerimizin çok sevdiğim bir lafı aklıma geldi. O da, "Üsküdar'da sabah oldu" idi. Pas ve dribbling gibi önemli futbol özelliklerini ukalalığa, fazlaca abartmaya yatan Trabzon takımı bence bu kazanamayışının en büyük sebebini burada aramalıdır.
Yazıyı noktalarken maç sonrası gördüğüm bir fotoğrafa hayretler ettiğimi ifade edeyim. Trabzon kalesine "Ben istiyorum gol olacağım" diye giren top tribünlerdeki Fenerbahçelileri havalara uçurdu. Vah ki vah...

MAÇIN ADAMI: Uğurcan Çakır

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.