Beklediğim olmadı!

Önümdeki puan tablosuna baktım ve, "Acaba Fener -4 averajdan 0'a gelir mi?" diye sordum...

Fenerbahçe küme düşmesi neredeyse garantilenmiş ama bana göre bizim Süper Lig'in en organize futbol oynayan takımlarının başında gelen Akhisar karşısında iki dakika içinde 2-0 öne geçince önümdeki tablodan kendime bir soru ürettim. O soru şuydu; -4 averajı olan koca ve tarihî Fenerbahçe acaba düşmüş bir takım karşısında lig bitmeden averajını -4'ten en azından 0'a taşıyabilecek miydi? Hele hele bir de avanta penaltı kazanınca bunun gerçekleşme ihtimalinin biraz daha fazlalaştığına inandım. Ama sahada bu yıkıntıya rağmen oyuna iyi çıkan, pas alışverişlerini daha akılcı ve organize yerine getiren bir Akhisar vardı.
Nitekim şık bir golle de ikinci devreye Fenerbahçe için problem taşıdı. Ama karşısındaki Fenerbahçe'nin öyle bir teknik patronu vardı ki Mehmet Topal sakatlandığında Moses'i oyuna alıp, orta sahasında zafiyet oluşturuyordu. Zaten Akhisar'ın etkili oyunu da bundan sonra başlamıştı. İkinci yarı oyuna dönüldüğünde Akhisar yaptığı değişikliklerle de tekrar edelim, küme düşmüş olmasına rağmen daha organize daha bilinçli çıkmaya devam etti oyuna. Fenerbahçe ise yine Valbuena alıp taşıyıp bir şeyler yapabilirse, kenardan Isla veya Hasan Ali boş alana topla sarkabilirlerse gibi artık klasikleşmiş ve ürün vermeyen düzenine devam ediyordu. Bu defa karşısında Kasımpaşa da yoktu.
Sonuç mu? Eh Elif nasıl olsa gelecek maç için cezalı olduğu için torpilli oyunda Tolgay oyuna girecekti ve Moses'li oyunda Ayew eksikliği yaşanır mıydı hiç, diyerek o iş de tamamlanıyordu. Ama Fenerbahçe son iki haftaya yine eksi averajla giriyordu.

MAÇIN ADAMI: Dirar