Hayırlı yolculuklar

Hatalı kurulum ve kadro tercihine rağmen Cenk'in kafa vuruşuyla gelen gol galiba bizi 2020'ye götürecek.

Millî takım teknik direktörü Şenol Hoca ve yanındaki teknik ekip Arnavutluk takımının sahaya diziliş formatını maçtan önce herhâlde biliyorlardı. Öyle ya bütün takımlar hele hele yarıştaki rakiplerinin ne olduklarını analiz ediyorlardı. Hâl böyle olunca üçlü savunmayla dizilecek olan Arnavutluk karşısına yani oyunun kenarlarını genelde tek oyuncuya teslim edecek bir rakibe karşı Burak, hem Cenk hem de yalancı kenar oyuncusu Hakan Çalhanoğlu ile maça çıkılır mıydı?
Peki bizim sahaya yedekleriyle birlikte tonla oyuncuyla çıkan millî takımımızda hiç mi ön kenar forveti oyuncumuz yoktu?
İşte bu yanlışımız yüzünden rakibin bu kenar zaaflarını değerlendiremedik ve ortadaki kalabalığının âdeta esiri olduk. Dolayısıyla da pozisyon bulmakta evimizde oynamamıza rağmen organize atak yapmakta çok zorlandık.
Arnavutluk takımı nasıl mı?
Çok koşan, çok çalışan, bıraktıkları alanları çok çabuk dolduran ama topu kazandığında teknik yapı zaafı yüzünden ceza sahası dışı şutlarına sığınan bir takım. Bizim kalecimiz Mert iyi yer tuttuğunda özellikle ikinci yarıdaki atılan yukarıda bahsettiğim sığınma şutlarını kucağında bloke ederek bana göre Merih ile beraber bizim takımın en iyisi olarak gözüktüler.
Maç neredeyse 0-0'a kilitlenirken, Arnavutluk'un kalecisinin büyük hatasıyla Cenk'in vurduğu kafa galiba bizi 2020'nin final oyunlarına götüren gol oluyordu.
Bu arada bizim sahaya çıktığımız ilk 11'de Mahmut-Ozan-Emre üçlüsü de orta sahanın hatalı kurulmuş üçlüsüydü.
Özetle artık bu saatten sonra vizemizi kaybetmemizin çok zor olacağının altını da çizelim. Şenol Güneş bizim millî takımın başında olduğu günlerde 2020'ye de uzanarak bir alışkanlık edinmiş olacak sanki.

MAÇIN ADAMI: Mert