Bu gerçek mi Ufuk Sarıca?

A -
A +

Bir anda basketbolda bomba patladı. Ufuk Sarıca’dan millî takım patronluğu alındı, yerine Orhun Ene atandı. Sebep mi? Medyaya göre, Ufuk Kardeş’im, Larkin’i oynatmak istememiş, bu yüzden Hidayet Başkan’la atışmışlar ve iş bitmiş. Benim beklediğim ise bir yetkilinin çıkıp basına açıklamasıdır. Olmazsa ne mi olur? Basketbolun da çivisi yerinden oynar...

Kafamda hâlâ o yazı mesaisi var!
Başlık sizi şaşırttı mı ? Efendim mesele şu; A Millî Takım Teknik Direktörü Şenol Kardeş’im son Macaristan maçının 70. dakikasından az biraz sonra, yaklaşık 7-8 dakika süren, kulübede bir yazı mesaisi verdi. Sahaya hiç bakmadan yoğun bir şekilde... Maçı anlatan spiker ise takımı yerleştirmeye çalıştığını söyledi. Şenol Hoca’m en azından böyle bir saçmalık için uğraş vermediğini açıklamalıdır.
 
Necip sen biçim adamsın be! Şu malum yorumcularımız var ya, Beşiktaşlı Necip’i bir türlü takıma yakıştırmayan. Necip de çıktığı her maçta onlara gereken dersi veriyor. Son olarak Başakşehir’e karşı tandemde görev yaptı. Hem de gayet başarılı olarak. Düşünebiliyor musunuz; başta kaleci olmak üzere bu maçta Beşiktaş dörtlüsü ilk defa birlikte oynadı. Yani Necip’in madara olması işten bile değildi. Ama Necip bu, adamı yakar be!
  İlhan Ağabey kusura bakma! Fenerbahçe karşısında beş yiyen, bir o kadardan da kurtulan Gençlerbirliği takımına, bir-ikisi hariç, o futbolcuları kimler aldı. Tabii ki bunlar para da alıyorlardır. Son olarak da Ankara futbolu trafiğinin gidiş-geliş rekoru kıran hocası da bu takımın başına getirildi. Bu durumdan acaba İlhan Cavcav Ağabey’den özür dilemek gerek mi? Rahmetli Başkan’ım; en azından ben bunu yapayım dedim.  
Bu transfer rezaleti bitmeli! Futbolda, basketbolda yabancı furyası var ya... Hele hele alınan oyuncunun rengi biraz koyu ise... Basketbolda en son izlediğim Bahçeşehir Koleji yangında olanların başında... Futbolda ise yangının içinde olanların sayısı sürüsüyle... Federasyonların bir kural koyması gerekmez mi? Örnek mi? Bu yabancıların en azından gelmeden bir sezon önce millî takımlarının kadrolarında yer alması olabilir. Benden bu kadar!
  Bunlar kim Fatih Hoca’m? Galatasaray takımı Kayserispor maçında sahaya önce Oğulcan’ı, sonra da Ali Yavuz’u ve Kerem Aktürkoğlu’nu sürdü. Ufak boylu ama koca oyuncu Ömer taaa 86. dakikaya kadar kenarda bekledi. Şener ve Sekidika gibiler ise kulübeye mahkûm yaşadılar. Terim gibi uluslararası bir teknik adam bunu nasıl yaptı anlayamadım. Haaa 3 farklı öne geçersin, üstelik de kendi sahandır, o zaman şu gençlere bir bakalım dersin. Ama daha sadece 1-0 giderken bu yapılır mı? Rakip on kişi diye mi acaba? Beş değil 10 dakika uzatılsa idi maç, yüzde yüz kazanacak mıydınız? Ya tersi olsa idi, acaba neler derdiniz?  
Başakşehir nereye? Bugün Okan Buruk’un takımı olan geçen sezonun şampiyonu, çok dikkatli bakıldığında en kolay gol yiyen topluluk oldu. Peki düne kadar bunun tersi mi vardı? Elbette... O zaman gerek içeride, gerekse dışarıda oynarken oyunu detaylı planlayacaksınız. Değil mi Okan Kardeş?   MHK dikkat çekiyor! MHK Fenerbahçe-Beşiktaş derbisine de tanınmamış bir sır ismi atadı hakem olarak... Tıpkı Galatasaray-Kayserispor maçında olduğu gibi... Acaba bu büyüklerin yangınının hakemleri olumsuz etkilemesi önlemi maç öncesinden mi alınıyor? Sizce?   Bozkurt Yılmaz’a hatırlatmamdır! FB TV’nin bilginlerinden (!) Bozkurt Yılmaz adlı kişi Euroleague takımlarını sınıflandırırken, Fenerbahçe’yi, zorla da olsa ikinci gruba koydu. Ama ne ilk grupta, ne de kendi takımının bulunduğu grupta Anadolu Efes diye bir takımın adını telaffuz bile etmedi. Ben bunları yazmayı bile zül addediyorum.
 
Kesilen cezaları çok merak ediyorum! Hangi ekranı açsam virüse karşı alınan tedbirlere uymayanlara tonla cezanın kesildiğini duyuyorum. Güzel! Merakım odur ki, acaba bu cezalar nasıl tahsil ediliyor. Bunun da açıklanması gerekmez mi? Hele hele iki üç defa ceza yemişlerin durumu nedir? Bence her gün şu kadar kesilen toplam cezanın şu kadarı tahsil edildi falan gibi... Acaba emeklilerin aylık kazancının ne kadarı tahsil ediliyor ki? Mesela dedik!
 
Sizi çok ararlar Caner ve Gökhan! Gökhan Gönül sakat idi. Yerine Lemos oynadı. Caner yedek idi, yerine Novak forma giydi. Bence iki alternatif oyuncu da asillerinin yerini tutamadılar. Bu arada ben Cisse’nin Fenerbahçe’nin şu andaki bir numaralı son adamı olduğunu iddia etmeye devam ediyorum. Hele hele uzun top oynamak zorunda kalındığında...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.