Kanat faciaları

Başakşehir topun arkasına geçerek rakibini sıkıştırmayı denedi, Beşiktaş da istekli oyunuyla golleri bulmayı başardı...

Başakşehir-Beşiktaş maçı tabii ki ligin zirvesindeki bilmeceyi çözmek adına gerçekten şifreliydi. Dördüncü ve yedinci dakikalarda her iki takımın direklerini okşayan toplar bize zaten golü bir hayli fazla olabilecek bir maçın müjdecisiydi.
Başakşehir tam takım topun arkasına geçebilirken özellikle ilk yarıda hem böylece oyun alanını daraltıyor hem de kapabileceği ve teslim edilecek toplarla kontrada rakibin tenhalığını da yakalayabilecekti. Hâl böyle olunca Beşiktaş yayıncı kuruluşun verdiği rakama göre 426 yan pasla oynayacaktı ilk yarıyı. Savunmadan al sana ver bana ile çıkış, ön tarafta da hemen hemen aynı anlayışla devam edecekti. Tabii ki Başakşehir’in bu oyun düzeni Beşiktaş’ta rakip savunma arkasına kaçılabilecek imkânları da kısıtlamıştı ama işte bunlardan 42’de bir kere bozulan kuralda Atiba’nın çıkardığı top, önce Aboubakar sonra da Larin’in dokunuşlarıyla tabelayı değiştirdi. Tabii Larin’in bu golü, bizim zamanımızda çok çalışan bir kural olan ‘top istedi’ golüydü.
İkinci yarıda Aykut Hoca’nın biraz daha öne çıkılarak oynama talimatını beklemek hayalcilik olmazdı. Nitekim bir sol kanat akınında Beşiktaş’ın bu tip organizasyonlarda ters kanatta eksikliği olan N’Sakala’nın zaafından Deniz beraberliği sağlayıverdi. Sonra bir duran top Wellinton’un kafası deplasman takımını öne geçiriyordu ama kısa bir süre sonra yukarda da değindiğim gibi yan top oluşumu Demba Ba’nın boş kaleye dokunuşuyla beraberliğin sağlanmasına sebep olacaktı.
Başakşehir’in yaptığı oyuncu değişiklikleriyle de artık rakip sahaya yerleşerek oynama planına dönüşü, liderin arızaya uğramasına acaba çanak tutacak mıydı? Ama Souza’nın sağ kenardan gelen topu müthiş kontrolü ve attığı gol liderin koltuğunu sağlama alışının imzası idi.
Tabii teknik direktörlerin kenardaki veya tribündeki olsun bana göre yanlışlarını da vurgulamak gerekir. 1-0 galip iken Beşiktaş Ljajic’in -gerçi hiçbir şey yapmadı ama- Necip’le değişmesi hücum zafiyetinin başlamasıydı. Başakşehir’de Topal bana göre takımının en iyisi olurken, Visca’nın oyuna girişi hayli rötarlı bir düşünceydi.