Ucuz galibiyet

Fenerbahçe'de ne oyun planı, ne oyuncuların kullanımı ne de rakiplerin aldığı önlemlere karşı bir kurgu yoktu

Fenerbahçe son 48 saat içinde yarıştaki rakiplerinin peş peşe yenilmesiyle şampiyonluk seviyesine yükselip yükselemeyeceği maça çıkacaktı Denizlispor karşısında. Üstelik rakip de ligin sonuna yerleşmiş ve dün akşamki görüntüsüyle birçok palavra oyuncudan kurulmuş Denizlispor'du. Peki bu koşullarda Emre Belözoğlu'nun yönetimindeki Fenerbahçe yedekleriyle dâhi tam kadrosuyla çıktığı maçta nasıl bir futbol sunacaktı bize? Bu sorunun cevabı ben bu yazıyı yazmaya başladığım 84. dakikaya kadar "Eskiden hiçbir şey değişmemiş" fotoğrafını sundu.
Ne oyun planı, ne oyuncuların kullanımı, ne de rakibin aldığı önlemlere karşı bir kurgu yoktu. Yani Erol Bulut'la Emre Belözoğlu arasında hiçbir fark görünmüyordu. Denizlispor o kadar çok palavra oyuncudan kuruluydu ki maçın 63. dakikasında oyundan çıkarılan (nasıl olduysa) Sacko, Fenerbahçe ataklarına verdiği katkıyla takımına büyük zarar verdi. Fenerbahçe'nin savunması da orta saha desteği fukaralığında birkaç önemli pozisyonda zaafını sergiliyordu. Tabii dün akşamki sonuç; Denizlispor'un Süper Lig'de kalmasının Kaf Dağı'nın arkasında kaldığı, Fenerbahçe'nin de bu kadro ve bu teknik adamla şampiyonluk yolundaki rakiplerinin ikramlarını nasıl mideye indireceğinin problemini ortaya çıkarıyordu.
Pelkas'ın oyundan çıkıp yerini İrfan Can'a bırakması ne kadar doğruysa, Sinan'ın ilk on birde yer alışı o kadar yanlış ve tuhaftı. Tabii ki bu sezon hemen hemen her maçta olduğu gibi Altay'a da kısa da olsa bir bölüm ayıralım yine. İki çok önemli pozisyonda takımının geriye düşmesini, dolayısıyla stresin büyüyebileceği ihtimalini ortadan kaldırdı. Denizlispor için de bir önemli not ayırayım. Bütün topların Rodallega'ya kullanılması gibi garip bir oyun anlayışı hangi takımda var acaba?

MAÇIN ADAMI: Yok