Emre daha dikkatli olmalı

Fenerbahçe’nin yeni kenar sorumlusu Emre Belözoğlu topu daha iyi kullanabilecek, oyunu kontrol altında tutabilecek elemanlardan kurulu on bir tercih ediyordu bir zamandan bu yana. Tamam da, 70’inci dakikada Mert Hakan oyundan çıkıp yerini Samatta’ya bırakacaktı. Yetmiyormuş gibi Pelkas da 80’de Gustavo ile değişecekti. E adama sormazlar mı “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?” diye. Kadro kalitesi çok düşük Erzurumspor bile attığı golün ardından neredeyse yeni bir beraberlik sürprizi sunmanın kenarına bile yaklaştı. Bu beş oyuncu değişikliği -ne zamandan beri yazar söylerim- takımlara zarar vermeye devam etmektedir.

Hatay yazlık takım mı?
Beşiktaş’ın Hatayspor’u 7-0 yenmesi çok kişi tarafından şaşırtıcı bulundu. Ama ben daha maçın beşinci dakikasından itibaren öyle farklı bir sonuca yakın bir şeyler izleyebileceğimiz kanaatine vardım. Çünkü Hatayspor, “Saldım çayıra Mevla’m kayıra” taktiğiyle oynar gibiydi. Beşiktaş bütün ataklarında hiç hızını kaybetmedi direkt baskılarla o skor tabelasını zenginleştirdi.

G.Saray’da yeni âdet
Zorlu bir deplasman oyununda Galatasaray, biri devre biterken ikincisi de ikinci devre başladıktan hemen sonra attığı gollerle maçı 2-0’la cebe indirdi. Ancak ne var ki, 76’da Halil çıkıp yerini Falcao’ya bırakmıştı. Eh bir 15 dakika da o idare ederdi. Ama o da ne, 84’te Emre Akbaba çıkıp yerini diğer uç adamı Mustafa’ya bıraktı. Anlaşılır gibi değil! Galatasaray’da iki santrforla rahatlamış ve kazanılmış bir oyun hatırlayan var mı?

Elini kolunu sallaya sallaya mı?
Erzurumspor, kümede kalabilme mücadelesi vermekteydi. Ancak ne var ki, kadro olarak zenginliği bulunmuyordu. Eh geçen hafta da yanlış saymadıysam dört oyuncusuyla da vedalaşınca iş tam sınıfı belli olmayanlara kalacaktı. Yılmaz Vural kenarda ne yapar diye beklerken maç sonrası yaptığı açıklamada “Dua etsinler ki bunlar gençliğime rastlamadı” diyerek oyuncularını dövemediğinden yakınıyordu!

Vakıfbank bu defa ikinci…
Kadınlar Voleybol CEV Kupası finalinde İtalya’nın Imoco takımına 3-2 kaybeden, kendi deyimleriyle efsane Vakıfbank ikinci oldu. Guidetti’nin bu maçtaki bazı tercihleri beni bayağı şaşırttı. Hele hele Afrika asıllı ama 14 yaşında İtalyan olmuş Egonu gibi, sıçradığı zaman filenin üstünü bel hizasına alan, çok da fena vuran bu oyuncu Vakıfbank’ı tek başına yendi diyebiliriz. Herhangi bir önlem görmedim. Bu da alkışlamaya hazırlandığım maç sonunu benden aldı götürdü…

Mustafa Denizli’nin yeri görevi
Yıldızı Altay’da parlayan sonra Galatasaray’a gelip sadece bir sezon -o da arada bir- oynayarak futbolu bırakan Mustafa Denizli hemen ertesi yıl ünlü Alman teknik direktör Derwall’in yardımcılığına getirilmişti. Sanırım futbol dünyasının en büyük ikramiyelerindendi bu. Teknik direktörlük hayatında üç büyük kulübümüzü de şampiyonlukla kucaklaştırması bir gerçektir. Ama Mustafa Hoca’nın bu saatte Altay’a dönüşünü göklerde dolaştıranlar Fenerbahçe’yi bir fazla yabancı oynatarak Beşiktaş’a hükmen mağlup ettirdiğini galiba unutmuşlar…

Nurlar içinde yat Türker Kardeş 
Salı günü ekranları dolaşırken yine acı bir haberle karşılaştım. Çok eski dostum, Galatasaray Divan Kurulu Üyesi ve TFF Tahkim Kurulu eski başkanı Türker Arslan Kardeş’im vefat etmiş. Bir kulübün kongre üyesi olmasına rağmen meselelere düz bakan, söylediğinin arkasında duran, muhabbeti zengin bir kardeşimdi. Allah rahmet eylesin, nurlar içinde yatsın…