Yeni kardes yeni rakip!

A -
A +
GÖKHAN ERGÜRHer şey yolunda gidiyordu. Bazen istediğim oyuncaklar alınmasa da (dükkânın önünde hıçkıra hıçkıra ağlamama rağmen) keyfim yerindeydi. Henüz okula başlamamıştım, anasınıfı için çok küçüksün deyip eve yollamışlardı bir keresinde. Annem bu duruma bozulup kendisine göre sağlıklı yemekler yedirmeyi iki katına çıkartmıştı. Yemezsem boyum hep böyle kısa kalırmış, diğer çocuklar gibi büyüyüp sırtıma çanta takamazmışım, ev kuşu olurmuşum. Hem sırtına çanta takmak isteyen kim ki? Sabahları istediğim kadar uyuyabiliyorum, kahvaltıda sevdiğim çikolatalı süt, öğleden akşama kadar çizgi film, akşamları babamın kucağında benim anlayamadığım ama babamın bolca güldüğü filmler... İşte her şey böyle keyifliyken her geçen gün biraz daha kilo alan annem hastaneye kaldırıldı. Hastanede odaya girdiğimde kırmızı kafalı bir bebek annemin yanında yatıyordu. Babam 'İşte bu kardeşin!' dedi. Dünyanın artık eskisi gibi olmayacağını o an fark etmiştim.İşler tahmin ettiğim gibi kötüye gitmeye başlamıştı. Tanımadığım bir bebeği kardeşim diye sevmek zorundaymışım. Hem sevilecek bir şey yapmıyor ki! Bütün gün, hatta gece boyunca sürekli ağlıyor ve annemlerin odasında uyuyor. Eve gelen misafirler sürekli onunla ilgilenip benim sadece kafamı okşuyorlar. Eskiden kucağında televizyon izlediğim babam, artık kardeşim dedikleri bebeği kucaklayıp televizyon izliyordu. Annem ise bebeğin yanından bir saniye bile ayrılamıyordu.  Dünyam yıkılmıştı, artık kimse beni sevmiyor ve istemiyordu. Bunun tek sorumlusu, düzenimi bozan o ufaklıktı."
ONUNLA KONUŞUNDünyaya yeni bir kardeşin gelmesi evdeki diğer çocuk için kimi zaman pek de iyi bir durum değildir. Gelen bu yeni kardeş evdeki tüm dengeyi sarsacak, odak noktası olacaktır. Yeni kardeş artık yeni bir rakiptir. Annenin, babanın hatta akrabaların ilgisi ve zamanı yeni doğan kardeşe kayacak; ona yeni kıyafetler, oyuncaklar alınacak ve bütün gün kucaktan kucağa dolaşacaktır. Burada ebeveynlerin de bazen hatası olabiliyor, yeni gelen misafirin telaşı ve sevinciyle bazen diğer çocuklarına olan ilgiyi azaltıp (bazen de sıfıra indirip) tamamen yeni doğan bebeğe yöneltebiliyorlar. Burada yapılması gereken şey çocuğa hâlâ değerli olduğunu hissettirmektir. Çocuklar bu dönemde kendilerini fark ettirmek için garip davranışlarda ve söylemlerde bulunabilirler. Ebeveyn bu noktada çocukla ilgilenip onunla bir konuşma yapmalıdır. Bu konuşmanın temel çerçevesi; çocuğun varlığını kabul ettiğimiz, onu her zaman seveceğimiz, kardeşinin de büyüyünce onu çok seveceği ve hep beraber bir aileyi oluşturacakları şeklinde olmalıdır. Burada "Seni ondan daha çok seviyoruz!" gibi cümleler işe yaramayacaktır. Çünkü çocuk yeni doğan kardeşinden çok sevilmek değil, sadece eşit düzeyde sevilmek istemektedir.Kimi çocuklarda ise yeni doğan kardeşlerini çok sevme durumu gözlenebilir. Sürekli; bebeğin yanında, onu sever gibi görünür ve anneye bebeğin bakımı için yardımcı olma eğilimi gösterir. Gösterdikleri ilgi ya çok abartılıdır ya da çok sahte. Bu tip çocuklar genellikle kıskançlıklarını dışarıya vurmazlar. Bu şekilde davranmalarının sebebi kardeşini kıskandığını belli ederse annesinin ve babasının bir daha onu sevmeyeceği düşüncesidir. Annenin ve babanın sevgisini toptan kaybetmek yerine çocuk böyle bir çareye başvurur ve gerçek duygularını saklar. 
DÜŞMANLIK?OLMASINKardeşler arasındaki çekişme ve rekabet, gelişimin bir parçasıdır. Fakat bu rekabetin, hayatın her alanında şiddetli bir şekilde yaşanması beklenen bir durum değildir. Bu rekabetin nedeni ebeveynin gözüne girme, biricik olma, ilgiyi üzerine toplama ve ev içinde iyi bir yerde olma isteğidir. Ebeveynlerin hayalinde hiç kavga etmeyen, tartışmayan, birbiriyle çok iyi geçinen çocuklar vardır. Lakin gerçek hayatta ve hayatın akışında işler böyle gitmemektedir. Anneler ve babalar çocuklarının ufak tefek tartışmalarına bile üzülüp kederlenebiliyorlar. Burada önemli olan bu sıkıntıların doğal bir süreç olduğunu ve her ailenin bu aşamalardan kolay ya da zor bir şekilde geçtiğini bilmektir.
TARAF?TUTMAYINÖzellikle küçük yaştaki çocuklar ablaları ya da abileriyle tartıştıkları zaman ağlayarak ebeveynlerinin yanına giderler ve haksız da olsalar büyüklerini şikâyet ederler. Ebeveyni bir mahkeme olarak görüp mahkemenin hak dağıtmasını isterler. Burada ebeveyn büyük çocuğa "Sen ablasın/abisin, kardeşine uyma, onun canını sıkma!" gibi sözler kullanmak her iki tarafın da ebeveynin adaletine olan inancını sarsar ve kişiliklerinin gelişmesine olumsuz yönde etki eder. Burada yapılması gereken kimseye taraf olmadan doğrunun ne olduğunun anlatılması ve taraf tutmaktan kaçınılmasıdır.
EĞİTİM AJANDASI
Kişisel Gelişim ve Motivasyon21 Mayıs 2013 tarihinde Arel Üniversitesi Sefaköy Yerleşkesi'nde gerçekleşecek olan Kişisel Gelişim ve Motivasyon Konferansı kendine güven, kişinin kendisini tanıma gibi konuları içerdiği için bu konularda eksiklerinin olduğunu düşünen öğretmenlerin gitmesi gereken bir etkinlik. Saat 14.00'te başlayacak olan etkinlik iki saat sürüp saat 16.00'da sona erecektir. Bilgi için, 444 12 10'u arayabilir ya da www.arel.edu.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.
PENCERELER
Ahmet Rasim Akdağ

Hakkında bilmediğiniz 3 şey: Çiğ köfte
Kıtlıkta bulundu
> Yiyemeyen vardır belki ama çiğ köftenin lezzeti tartışılmaz. Hele de usta ellerde yapılmış ise. İlk kez Hazret-i İbrahim Aleyhisselam'ın annesi tarafından, kıtlık döneminde bulgur ve ceylan etini taşla döverek yaptığına inanılan çiğ köftenin ortaya çıkış rivayetlerini biliyor musunuz?>  Hazret-i İbrahim, devrin kralı Nemrut'un putlarını kırarak onu, Allah'ın varlığına inanmaya davet edince Nemrut öfkelenir ve Hazret-i İbrahim'in ateşe atılmasını emreder. Böylece büyük bir ateş yakmak üzere yöredeki bütün odunlar toplanır. Nemrut, evlerde ateş yakmayı da yasaklar. Halk, ateş yakmadan nasıl yemek yapacağını düşünür durur. İşte bu günlerde bir avcı, avladığı ceylanı eve getirerek hanımından yemek yapmasını ister. Hanımı evde odun bulunmadığını söyler. Çevrede toplanacak bir tek dal odun dahi kalmamıştır. Avcı, çoluk çocuğun aç kalmaması için hanımından bir çare bulmasını ister. Bunun üzerine kadın, ceylanın budundan yağsız et çıkararak bunu bir taş üzerinde başka bir taşla döverek ezmeye başlar. Sonra ezilmiş eti; bulgur, biber ve tuzla karıştırarak yoğurur. Böylece o leziz ve tadına doyulmaz "çiğköfte" meydana gelir.>  Nemrut, Hazret-i İbrahim'e ve ona inananlara zulmettiği dönemde Hazret-i İbrahim, Allah'a iman eden müminlerin zarar görmemesi için müminlere sürülerini alıp dağlara gitmelerini emretti. Müminlere saklaması kolay ve besleyici değeri yüksek olan bulguru yanlarına almalarını tavsiye etti. Sürüleri ile dağa çıkan müminler, yerleri belli olmasın diye ateş yakmadılar. Kestikleri hayvanları ise yüzyıllardır süre gelen Hanefi usullere uygun olarak kaya tuzu içinde kuruttular. Kuruyan etleri uzun süre saklayabildiler. Ve tahta tokmaklarla döverek içindeki yağ ve sinirleri ayrıştırdılar. Bu işlenen kuru eti Hazret-i İbrahim'in tavsiyesine uygun olarak tabiattaki beş baharat ve bulgur ile yoğurmak sureti ile günümüzde bilinen çiğ köfteyi yapmışlardır.


KARMA SÖZLÜK
90'larda çocuk olmak
> Ev müsait değilse de ekmek arası peynir-salatalık anne tarafından yapılıp, top oynamaya devam etmektir. (sahrana)
>  Doğum günü partinde çekilen fotoğrafları heyecanla beklemektir. En fazla 36 poz hakkın vardır ve pozların hepsi kullanılmamışsa eğer kalanların da bitmesini beklemen gerekir. Bir de buna fotoğrafçıda geçen baskı süresi eklenir. E zaten çocukken 1 gün insana yıl gelir. Hasılı, 90'larda çocuk olmak sabır işiydi. (ben bi rüya gördüm iyi misiniz)>  Sabahtan akşama kadar futbol oynamaktır ve ev müsaitse de biraz atariyle vakit geçirmektir. (marul hırsızı)>  Yanmayan sobanın borusu ile duvar arasında kalan kısmı basket potası olarak kullanmaktır. (rüzgâra karsı yürümek)> Sokaklarda dolaşan sinek ilaçlama arabasının arkasından çekirdek yiyerek koşmak ve evde anne tarafından yıkanırken o çekirdeklere devam etmektir. (emronr)> Youtube, twitter, fb vs. olmadığından ergenliğini dünyaya yaymadan usul usul yaşayıp geçmektir. En fazla saçma sapan sesini kaydettiğin kasedi, yazdığın karaladığın defterleri/günlükleri evdekilerin/akrabaların bulup dalga geçmesidir. (rainbyte)

twitter.com/AhmedRAkdagtweetçi
Gece Gelen ArızaŞarkılı türkülü programlarda 3 dakka önce ağlayıp 5 dakka sonra göbek atan abiler ablalar olmasa unuturdum hüznün geçen bir şey olduğunu.Evrim GüvençBİM bari bi de 'Le Aşk' yapsın, hepimiz alalım. Yoklukta gider en azından.LinkolnKırım Kongo Kanamalı Ateşi nedir arkadaş ya? Kırım nere Kongo nere.. Nerde buluştunuz, nasıl bir araya geldiniz de böyle bişey ortaya çıktı?Le'özgürGünün en güzel zaman dilimi, uyandıktan sonra yataktan çıkana kadar geçen süre. karpuzun göbeği gibi, onu al gerisini at.AbSurDMaNKomşudan gelen tabak bizim tabakların arasında o kadar yabancı ve dışlanmış duruyor ki birazdan dile gelip "abi götür beni buradan" diyecek.tekerleklibavulOda şartlarındaki bir Nermin Teyze, en az 90 dakika hastanelerdeki doktorları birbiriyle karşılaştırabilir.alper Evde hepsini biliyorum ama buranın Atmosferi farklıymış cidden ya :D - Neil ArmstrongAdnanAfrika'daki açlığın nedenini buldum. Market yok market. Ekmeği nerden alacaklar market olmayınca???
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.