Doğru ceza çocuğu geliştirir

A -
A +
Salı günü Bahçelievler Hükümet Konağı'nda çocuk odaklı sosyal risk haritası başlıklı bir seminere katıldım. Seminerde Üsküdar Üniversitesi Şiddet ve Suçla Mücadele Araştırma Uygulama Merkezi Müdürü Adem Solak, yürütmüş olduğu geniş çaplı bir araştırmadan söz etti. Ve alınması gereken önlemler hakkında katılımcılarla görüş alışverişinde bulundu. Konuşma esnasında çocuklar ve çocuklara verilen cezalar hakkında kendi hayatından örnekler verdi. O sırada aldığımız ilk gerçek cezayı düşünmemizi istedi, 5-10 saniye sonra insanların surat ifadeleri değişti. Anladığım kadarıyla herkesin aklına o en kötü an gelmişti.
"Okula başladığım ilk gündü. Çevremde yüzlerce çocuk, mavi önlükler, renkli çantalar, suluklar ve hayatımda ilk kez gördüğüm ıslak peçete kutuları, kızlara pembe erkeklere ise mavi. Sınıf arkadaşlarımın kimi ağlıyor kimi de pencereden annesini görmeye çalışıyordu... Sözü uzatmayalım, hayatımda girdiğim ilk ders ve ilk teneffüstü. Boynumda sulukla koşarak bahçeye çıktım. İlk kez gördüğüm büst dedikleri parlak şeye dokunmak için tırmandım, muazzam bir histi. O esnada iri yarı bıyıklı bir adam ensemden yakalayıp yere fırlattı beni, suluğumun kapağının açılmasına sinirlenerek yerden kalkmaya çabalarken arkamdan bir tane de tekme atıp boylu boyunca yere uzattı beni. Üstüm ıslanmış ve dudağım kanamıştı, bütün bunlara rağmen babamın öğüdüne uyup ağlamıyordum. O hâlimle müdürün odasında bir ders boyunca tek ayak üstünde bekledim.'Bu ceza sana ders olsun demişti, ders!'
Bana o gün verilen ceza çok sert ve anlamsızdı. Bu ceza neticesinde hiçbir şey öğrenmemiştim, müdür o davranışı tekrar etmemem için bunu yapmıştı ama açıklamada bulunmaması, bu durumun neden yanlış bir davranış olduğunu söylememesi o konu hakkında herhangi bir ders ve öğrenme sağlamadı bende..."
Cezalarda önemli olan bu davranışın neden yanlış olduğunu anlatmak ve bu konuda eylemi gerçekleştiren kişiye bilgi vermektir.
Ceza: Bir davranışın tekrar edilmemesi için uygulanan üzüntü ve acı verici bir yöntemdir (odaya kapatma, mahrum etme, tek ayak üstünde bekletme) veya çocuktan alınan bir haktır (harçlığını kesme, dışarıya çıkmasına engel olma). Çocuk, istenmeyen davranışta bulunduğu zaman uygulanır veya tehditte bulunulur (Karnende kırık not olursa eve gelme sakın, bir daha öğretmeninden şikâyet duyarsam harçlığını keseceğim). Cezalar çocukta korku doğurur. Çocuk, davranışı yapmak istemediğinden değil de cezadan korktuğu için yapmaz (bir daha ellersen bu defa kötü döveceğim). Ancak ceza, ödül gibi zamanla etkisini kaybeder. Çocuk cezaya alışır, hafta sonu dışarı çıkmamak bir süre sonra onu etkilemez ve istenmeyen davranışa devam eder. (Geçen yıl ders çalışmayınca televizyon izlemesine engel oluyordum. Bu yıl televizyona olan ilgisi bitti. Bilgisayara merak sardı. Ona da engel olamam ya. Bu sefer de bilgisayar için ders çalışmıyor).
Meşhur bir hikâyemiz vardır: Nasrettin Hoca, suya gönderdiği çocuğun eline testiyi vermiş ve:
"-Testiyi kırmadan getir" diyerek bir de çocuğa tokat patlatmış.
Yanındakiler hocaya söylenmişler:
"–Hocam, çocukcağız testiyi kırmadı ki tokat atıyorsun! Bu yaptığın doğru bir iş değil!" Hoca istifini bozmadan cevap vermiş:
"–Doğru söylüyorsunuz; ancak testiyi kırdıktan sonra tokat atmanın ne faydası olur?"
Burada Hoca'nın çocuğa tokat atması muhakkak ki savunulacak bir şey değil, vurgulanmak istenen hataların önceden engellenebileceğidir.  Gökhan ERGÜR - PSİKOLOG

HATALARI NASIL ÖNLEYEBİLİRİZ?
>  Önleyici açıklama: Çocuktan beklentilerinizi davranış oluşmadan önce açıklayın. "Kıyafetlerimin temiz olması benim için çok önemli. Bir de aradığım zaman dolabımda bulmalıyım. Bu konuya dikkat edersen hiç problem yaşamayız seninle."
>  Çevreyi değiştirme: Çocuğa kızmamak için ön tedbirler alın. "Annenin dağınıklığı görüp de sinirlenmemesi için oturma odasında bir oyun köşesi hazırlaması ve çocuğun burada rahatça oyun oynaması."
>  Örnek olma: Çocuktan yapmasını istediğimiz davranışları öncelikle bizler yapmalıyız. "Ben sana küfür etme demedim mi 'ahmak' çocuk!" diyen bir ebeveyn inandırıcı olmaz.



PENCERELER
Ahmet Rasim Akdağ

Hakkında bilmediğiniz 
3 şey: TÜKENMEZ?KALEM

1822'de ilk çelik uçlu kalem yapıldı
> Mürekkepli metal kalemler aslında ta Romalılar devrinden beri biliniyordu ama John Mitchell adlı bir İngiliz 1822'de ilk kez makine yapımı çelik ucu imal etti. Dolmakalemler ise sertleştirilmiş yapay kauçuğun elde edilmesinden sonra yapılabildi.
> 30 Ekim 1888 tarihinde ABD'li denizci John Loud, derilerini işaretlemek için ucunda bilye bulunan mürekkepli kalemi keşfetti ve ilk patentini aldı. Bu buluşu, 1935 yılında gazete editörü olan Macar Ladislao Biro ve kimyager olan kardeşi geliştirdi. Biro Kardeşler; buldukları kalemi, tanıştıkları Arjantin Başkanı Augustine Justo'ya gösterdi ve başkanın teşvik etmesiyle kardeşler, Arjantin'de fabrika kurdular. Yapılan ikinci denemede başarılı oldular.
> Alakasız gibi gözükse de tükenmez kalemin tekrar gündeme gelmesinde uçakların gelişmesinin etkisi olmuştur. Uçaklar 2-3 bin metreye çıkınca hava basıncı oldukça azalır. Dolmakalemin haznesinde atmosferik basınç altında doldurulan mürekkep, dışarıdaki basınç düşük olunca kendiliğinden akıp yazıları da, giysileri de berbat ediyordu. İkinci Dünya Savaşı'nda Amerikan Hava Kuvvetleri uçuş personeli için havada kullanabilecekleri, mürekkep akıtmayacak bir kaleme ihtiyaç duydu. Bilye uçlu kalem aranan bu özelliklere sahipti. Başlangıçta sadece havacılar tarafından kullanılırken kısa zamanda geniş halk tabakalarına da yayıldı.


KARMA SÖZLÜK
Tatilya'ya gitmiş efsane nesil...
> Trende çekilen fotoğrafa 5 lira vermediği için boynu bükük olan bir kesimi içinde barındırır. (bunlarolmaz)
> Tatilya'ya gitmiş ama alaboraya binememiştir. Küçüktük o zaman boydan kaybettik. (kizill)
> Doğum günlerinde bedavaya her oyuncağa binmiş nesildir aynı zamanda. Ne güzel günlerdi o zamanlar. (yoncaa)
> Tatilya parası bitince konuşan ağacın orada takılmış nesildir. (ayakta duramayan adam)
> Girişte dağıtılan ve oyun aletlerinin yerini gösteren rengârenk haritayı define haritası inceler gibi incelemiş nesildir. (kimse bana tavuk diyemez)

AJANDA...
Eğitim mimarisine çevreci yaklaşımlar
Özyeğin Üniversitesi, elde ettiği çevreye duyarlı eğitim yerleşkesi deneyimlerini, diğer eğitim kurumları ile paylaşmak ve eğitim yerleşkesine yatırım yapmayı planlayan eğitimcilere yol göstermek amacıyla, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde "Eğitim Mimarisine Çevreci Yaklaşımlar" konulu bir panel düzenliyor. Panel, 5 Haziran Çarşamba günü saat 09.00 – 13.30 arası Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy Yerleşkesi, Reşat Aytaç Oditoryumu'nda yapılacak. Özyeğin Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi ve Özyeğin Üniversitesi EÇEM (Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi) tarafından düzenlenen panele Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Sayın Cem Gülan da katılacak.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.