Allah yolunda bir adım atmanın sevabı

A -
A +
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bütün dünyayı sadaka olarak vermek, Allah yolunda, Onun dinini doğru olarak yaymak için atılan bir adımın sevabına yetişemez. Aradaki fark, çok büyüktür. Denizle damla arasındaki farktan daha büyüktür.Dinimizde niyet çok önemlidir. Âhirette, amelin çokluğuna değil, niçin yapıldığına bakılacaktır. Niçin sorusuna verilen cevap olumluysa yani Allah içinse, yapılan şey uyumak gibi mubah bir şey de olsa, sonu iyidir. Şayet cevap olumsuzsa, yapılan şey ibadet de olsa, sonu kötüdür. Bütün dünyalık görünen işler, bir niyetle âhiret olur, bütün âhiret işleri de, bir bozuk niyetle dünyalık olur.Allahü teâlânın kulları arasında en çok sevdiği, Onun kullarına hizmet edendir. Hizmetin, iyilik etmenin pek çok çeşidi vardır. Selam vermek, müsafeha etmek, hastalığında ziyaret etmek, ilgilenmek, cenazesine gitmek, evine davet etmek, yemek yedirmek ve ziyaretine gitmek, çok kıymetlidir. Hattâ merhum Hocamız, (Bir mümini Allah rızası için ziyaret edene, Allahü teâlâ o kadar sevap verir ki, Allahü teâlânın bu rızasından dolayı, gökten yere inen bir ampul olsa, o ampulün nurundan, ışığından, Güneş kararır) buyururdu. Ziyaret, mutlaka fiilen gitmek değildir. Gitme imkânı yoksa, telefon etmekle, mail yazmakla da, ziyaret edilmiş sayılır. Yazışmak, görüşmenin yarısıdır. Bir Müslümana elbise almak, ayakkabı vermek de yine iyiliktir. Ama bütün bu iyilikler, Allahü teâlânın kullarını ateşte yanmaktan kurtarmak için atılan adım yanında, deryada bir damla değildir. Nitekim İmam-ı Rabbânî hazretleri, (Bu zamanda yapılacak en kârlı, en faydalı iş, insanları, sonsuz felaketten kurtarmak için çalışmaktır) buyuruyor.Âlimler, evliya zatlar bütün rahatlarını, zevklerini terk ederek, insanların kurtulması için çalıştılar. Bu kadar uğraşmalarına sebep, merhametti. İnsan bir kedinin bile ateşte biraz yanmasına tahammül edemez. Başka bir insanın sonsuz yanmasına nasıl dayanır?İmanın kuvvetli olmasının alameti, bir kişi daha kurtulsun diye uğraşmaktır. Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık Müslüman olunca, (Yâ Resulallah, altı arkadaşım daha var, onları da getireyim mi?) dedi. Eğer bunun için uğraşmıyorsak, bizim imanımızda bir noksanlık var demektir. Aldığımız nimeti başkalarına yayarak, sorumluluktan kurtulmalıyız. Başkalarını kurtarmanın en güzel yolu, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını vermektir. Kitap vermek, defalarca anlatmaktan daha iyidir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.