Gümrük Birliği ve gerçekler

A -
A +
Mustafa Kemal'in vefatından sonra Fevzi Çakmak'ın TBMM'yi kuşatmasıyla İnönü cumhurbaşkanı seçildi. Kısa bir müddet sonra Bosnalı Müslümanlardan bir heyet Ankara'ya geldi. Tebrik edip bize sahip olun, sadece manevi destek verin, ricasında bulundular.İsmet İnönü'nün cevabı ise; "Biz laik ülkeyiz. Türkiye içinde ve Türkiye dışındaki Müslümanlarla ilgimiz yok. Bu konuda bir daha gelmeyin" olmuştur. Erdoğan ve Ak Parti iktidarı Suriye, Irak, Mısır ve Arakan başta olmak üzere bütün Müslümanların sıkıntılarını paylaşmıştır.Geçmişte Batı'ya avuç açan Türkiye 2013 yılında dini ne olursa olsun gelişmekte olan ülkelere yaptığı maddi yardımlarla AB'nin 27 ülkesinin toplamını geçmiştir. Geçmişte Türkiye sınırları içinde açık hava hapishanesi idi. Ve sadece 2 Afrika ülkesinde temsilcimiz vardı. Bugün hepsinde varız. THY ise Afrika'da 41 noktaya uçmaktadır. Fransa'nın bir önceki Cumhurbaşkanı ve AB gizli raporunda Afrika'da yüzümüzü nereye çevirsek Türkler var ifadesi yer alıyordu. Emperyalist güçler küresel sermaye ve bunların paralel yapı başta olmak üzere doğrudan ya da dolaylı taşeronu olanlar için Erdoğan ve Ak Parti iktidarını bertaraf etmek ara hedeftir. Nihai hedef ise Yeni Türkiye'yi 1950 öncesi eski Türkiye'ye çevirmektir.57 İslam ülkesinde daimi beş üye, Birleşmiş Milletleri Batı'nın çifte standardına yani münafıklığını tenkit eden sadece Erdoğan'dır. Emperyalist güçlerin ve küresel sermayenin korkusu ise 57 İslam ülkesinden bir ya da bir kaçında yeni yeni Erdoğanların çıkmasıdır. Mursi'yi devirdiler. Koskoca Mısır, İsrail'in sömürgesi oldu. Mısır için bu zillet alınlarında kara bir leke olarak kalmıştır. Tansu Çiller iktidarında kabul edilen Gümrük Birliği Anlaşması aslında sömürge anlaşmasıdır. Gümrük Birliğinin mevzuatı 90 bin sayfadır. Bugüne kadar bu anlaşmadan dolayı kaybeden hep Türkiye olmuştur. 11 Aralık 1995 tarihli yazımda "Gümrük Birliği Türkiye'nin sebeb-i felaketi olacaktır" demiştim. Bugün geldiğimiz nokta beni doğrulamaktadır. Hatta ekonomi bakanı dahi bunu söylemektedir. Bu anlaşma ile Türkiye AB'nin güdümüne girmiştir. AB'nin dışındaki tüm dünya ülkeleri ile yaptığı ve yapacağı her türlü özel ilişkiye Türkiye otomatik olarak uymak zorunda kalıyor. AB'nin adalet divanı kararlarına uymak zorundadır. Türkiye AB'ye tam üye olmadığı için siyasi ve askeri olarak dışlanmış oluyor. Türkiye'nin işgücü AB'ye sokulmadığı için AB bu dertten kurtulmuş oldu. Türkiye tam üye olmadan dışarı tutuldu.


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.