Harf devriminin zararları

Silsile-i Aliyye büyüklerinden Seyyid Abdülhakim Arvasi'nin (Kuddise Sirruh) kardeşi; astronomi âlimi, hattat ve edib Seyyid Taha Arvasi (Kuddise Sirruh) İslam harflerinin kaldırıldığı gün "Mesele harf inkılabı değil, İslamiyeti kaldırma işidir" dedi ve kahrından o gün şehid oldu.

Harf devrimi ile ilgili olarak konuya vakıf olanlar da beyanlarda bulunmuşlardır. İşte onlardan birkaçı:  Hattat Prof. Emin Barın'ın dediği gibi; "İslam yazısı ile kaleme alınan şaheserleri okuyabilmek ve anlamak için; belki de birkaç sene sonra yurt dışından uzmanlar davet etmek zorunda kalacağız."

Peyami Safa Türk Düşüncesi sayı: 59 sayfa 8'de yer alan beyanı: "İslam harfleri yerine kargacık burgacık Latin harfleri cebren ve hile ile kabul ettirildi. Ama hayatın her alanında maskaralık, zorbalık ve ilmi gerileme aldı başını gidiyor."

İslam Harfleri kullanılırken davacı ve davalının sözleri aynen yazılırdı. Bu konuda Velid Ebuzziya Takvim gazetesinde "Yazı makinesi ile adalet olmaz" adlı bir baş makale kaleme almıştır.

Yine yabancı bir âlime göre: "Yeryüzünde bir tek memleket gösterilemez ki; orada gençler milli kütüphanelerine girsin ve bir tek eser okuyamadan çıksın. Böyle bir katliam hiçbir memlekette ve hiçbir memleketin tarihinde yoktur."

Kazım Karabekir Paşa harf devrimine ilmi bir savunma ile karşı çıktı. O tarihte ülkede dikta rejimi vardı. Azınlık olan gayrimüslimler hariç şuurlu Müslümanlar Latin harflerine "Lâdin alfabesi" dediler.

Yine o devirde yaşayan İslam âlimleri (satılmış olanlar hariç) "Harf devrimini Kur'an-ı kerime karşı bir saldırı ve Hıristiyan dünyasına ve dinine bir yakınlaşma ve Hıristiyan Batı kültüründe erime olarak gördüler."

Gayrimüslimler Latin harflerini biliyordu. Ama Müslümanlarda okuma-yazma bir gecede sıfır oldu. İslam harflerinin kaldırılması neticesi:

Osmanlı kimliği silindi. İngiltere başta olmak üzere Hıristiyan Batı ülkeleri ve Vatikan Osmanlıdan CHP eliyle intikam aldı. Bir anda edebiyat dergilerinin okuyucusu "sıfır" oldu. Tezhip sanatı yok oldu.

Son derece kıymetli ve Osmanlının 600 yılına ışık tutan Osmanlı Arşivleri Bulgaristan'a kilosu 1.5 kuruştan vagonlar dolusu satılmıştır. Ve böylesi muhteşem bir tarihin büyük kısmı heba edilmiştir.