Türklerde devlet anlayışı -2-

A -
A +

Danışma meclislerinde herkes sözünü açıkça söyler, hükümdarı dahi istediği gibi tenkit edebilirdi. Çünkü meclis üyeleri; asıl kuvvetlerini, temsil ettikleri zümrelerden alırlardı. Hükümdarların idare salahiyeti bazı şartlarla tahdit edilmişti. Bunların başında halkı doyurmak, giydirmek, toplamak, çoğaltmak ve huzura kavuşturmak gelirdi.

Kutadgu Bilig'de; halkın hükümdarlardan isteklerini a) İktisadi istikrar b) Adil kanun c) Asayiş olarak sıraladıktan sonra; "Ey hükümdar, sen halkın bu haklarını öde, sonra kendi hakkını iste!.." denilmektedir.

Hükümdarların eşlerine "Katun" (Hatun) denirdi. Türk kağanları çoğunlukla Çinli veya diğer yabancı prenseslerle evleniyorlardı. Ancak bunlar, daha çok siyasi sebeplere dayanıyordu. Ancak oğulları hükümdar olacağı için ilk eşlerini Türk kızlarından seçmeye dikkat ederlerdi. Hatunlar zaman zaman devlet işlerine karışırlar, hatta kendi başlarına hükümdar bile olabilirlerdi. Ancak, onların devlet işlerine karışmaları daima şikayet konusu olmuş ve çoğunlukla kötü sonuçlar vermiştir.

Kağanların oğulları devlet işlerine alışmak üzere tecrübeli devlet adamlarının yanlarında yetişirler, sonra devletin sağ ve sol kanadına vali olurlardı. Bunlar han, şad, tigin gibi unvanlar alırlardı.

Hükümdarların ve valilerin emirleri altında çeşitli görevler yapan devlet memurları vardı. Devlet meclis üyeleri, buyruklar (nazır, bakan) iç buyruklar (saray idaresinde görevli) yanında inanç, tarkan, apa, boyla, yula, baga, ataman, tudun, yugruş, külüg, bacık gibi unvanlarını taşıyan ve hiçbiri verasete dayanmayan devlet büyükleri bulunurdu. Devletin dış siyaset işlerini idare eden memuruna "tangucı", Osmanlılarda "tuğracı" hükümdarların başvezir durumundaki baş müşavirlerine ise "aygucu" denirdi.

Eski Türkler; daimi olarak şehirlerde yaşadıkları için yerleri, sayıları belli bir orduları yoktu. Esasen Türklerde herkes savaş sanatını bilir ve gerektiğinde hemen kendi beylerinin emrinde orduya katılırdı. Askerlik hizmetlerinden dolayı, kimse devletten ücret almaz, savaş ganimetlerinden kendi hissesine düşeni götürürdü.

En büyük askerî birlik 10 bin kişilik kuvvetti. Bu birliğe Tabgaçlar, Göktürkler ve Uygurlar'da "tümen" adı veriliyordu. Tümenler binli, yüzlü ve onlu gruplara ayrılır ve bunların başlarına binbaşı, yüzbaşı ve onbaşı denen komutanlar tayin edilirdi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.