Dünyada yaşananlar

A -
A +
ABD’de Yahudi asıllı kişilerin sahibi olduğu silah fabrikalarının borsa değeri son aylarda yüzde 100 ile yüzde 200 oranında değer kazanmıştır. Bu şirketler, Müslüman kanı, gözyaşı ve mal varlıklarının enkazı üzerinden değer kazanmaktadır.
Yahudi kazanırken, Müslümanlar kaybetmektedir. Peki Müslümanlar, Batı afyonu ile uyumaya ne kadar daha devam edecek? Dış güçlerin emrindeki PKK, ülkeyi bölmek için her yolu denemektedir. Ankara-İstanbul-İzmir ve Mersin’de tedbir arttırılmalıdır. CHP, şu anda -dolaylı olarak- (İran-Suriye-Irak-Rusya) ittifakının sempatizanıdır.
Kılıçdaroğlu Baas rejiminin görüşlerinin taraftarıdır. Vatikan’ın "Aziz" ilan ettiği, o tarihteki İsrail Cumhurbaşkanının kızı ile evlenen Mişel Eflak’ın kurduğu Baas partisinin bir numaralı hedefi İslamiyeti (Asr-ı Saadet öncesine) döndürmektir.
HDP gibi CHP de millî ve yerli değildir. Geçmişte bu ülkenin 1000 yıllık millî ve manevi (Türk-İslam medeniyetini) yıkan CHP, şimdilerde ülkeyi bölenlerin yanında yer almaktadır. Yeni Mezopotamya düzeni arayışları nedeniyle geldiğimiz nokta itibarıyla tarihin ve siyasetin bizleri mecbur kıldığı bir durum: Aslında önümüzdeki dönemde aktörler, ya bu yıkıcı hakikatle yüzleşecekler ya da Sykes Picot düzeninin köhne nöbetçileri olarak kalmaya devam edecekler.
Darbecilerin ektiği terör tohumları gün gibi meydandadır. Bugün Kürt meselesinden bağımsız ve farklı bir şekilde hissedilen birçok başka dinamiklerle bağlantılı olan terör meselesinin tohumu 1960 darbesinde atılmıştır. Daha sonra filizlenen bu tohumların kök salması 1980 darbesiyle sağlanmıştır. 28 Şubat postmodern darbesiyle örgüt artık bölgenin bir parçası hâline getirilmiştir.
Vaktiyle Suudi Arabistan Kralı, Marbella’daki tatiline 8 uçak, 400 hizmetçi, 300 cep telefonu, Rolls Roys ve Mercedes filosu özel hastane bir yat ve 15 eşi ile birlikte çıkmış idi. Bu tatilin faturası 32.5 trilyon TL'dir. Bazı İslam ülkeleri sefalet içinde iken bu israfın hesabı mutlaka sorulur. “Her helalin hesabı, her haramın azabı vardır.”
Müslümanlar paramparçadır. Tefrikaya düşmeyin yani bölünmeyin emrine isyan ediliyor. Müslümanların başına gelen felaketlerin en mühim sebebi "ümmet şuuru"nun yok edilmesi ve bölünmeleridir.
ABD, AB, Rusya, İsrail, Çin ve NATO yöneticileri “Dünyanın önündeki en öncelikli tehlike fundamentalizm tehlikesidir” demektedirler; ve İslamın iç ve dış düşmanlarının “Bütün siyasi, ekonomik, kültürel stratejilerini, politikalarını öncelikli olarak sözde bu tehlikeyi bertaraf etmek üzere planlamış” olduklarını da unutmamak lazımdır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.