"Bir halat çekme yarışı mı yoksa varlık savaşı mı?"

A -
A +
Ortadoğu Analiz dergisinden İbrahim Efe’nin “Bir halat çekme yarışı mı yoksa varlık savaşı mı?" başlıklı yazısından bazı bölümleri sizlerle paylaşmak istedim:
Suudi Arabistan-İran gerginliğinin petrol rezervleri açısından bölgesel bir rekabet, mezhepsel bir çatışma ya da güvenlik ikilemi olarak açıklamak da pekâlâ mümkündür. Ancak bu açıklamaların her biri ve hepsi, gerginliğin sebep ve sonuç ekseninde değerlendirilmesinde, bu coğrafyada son sözü kimin söyleyeceğini belirtmekten uzak bir halat çekme yarışına işaret etmektedir.
ABD, Suriye’de ortaya çıkan durum sonrasında oluşan otorite boşluğunu derinleştirmek için Suudi Arabistan ve İran arasında bir çatışmayı körüklemektedir. 2014 yılında Suudi Arabistan’ın askerî harcamalarının (80 milyar dolar) bölgedeki tüm ülkelerin toplamından fazla olduğunu ve en önemli silah tedarikçisinin ABD olduğunu hatırlatmakta fayda var. Ayrıca İsrail’in önceki ve mevcut İran-Suudi geriliminden gayet hoşnut olduğu görülebilir. Nitekim 11 Ocak 2016 tarihli ve “İran-Suudi Gerilimleri İsrail için eşi görülmemiş bir fırsat sunmaktadır” başlıklı bir Haretz gazetesinin haberinde bu fırsat şu şekilde açıklanmaktadır:
“Şu anda Golan Tepeleri’ni Suriye’ye geri verme ihtimali yokken, Sünni güçler İsrail’i eleştirmek yerine İran’a karşı çıkmakla daha fazla ilgilenirken Sünni-Şii ayrımı Arap-İsrail ya da Müslüman-Yahudi ayrımından daha derinken, Mısır, Hamas’ın tünellerini yok etmek için İsrail’den daha fazla çabalarken, çok taraflı bir barış sürecini başlatmak için mevcut şartları gerçekten de değerlendirmelidir.”
Türkiye’nin bu gelişmeler karşısında, özellikle Suriye’de patlak veren ve devam eden savaşta ve bölgesel çatışmalarda, tarafsız kalması gerektiği yönündeki görüşlerin ne kadar temelsiz ve aslında tarafgir oldukları gerçeğini şimdilik bir tarafa bırakalım. Suudi-İran gerginliğinin patlak vermesinin ardından hem Dışişleri Bakanlığı hem de Başbakan Davutoğlu tarafından diplomasiye dönüş ve sağduyu çağrıları yapıldı.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, tırmandırılmak istenen mezhep çatışmasının arkasındaki üst akla vurgu yaparak, İran’ı özellikle Suriye’de aldığı konumdan dolayı açıkça eleştirdi. Türkiye, Rusya-İran-Esad ittifakının karşısında Suudi Arabistan ve Katar ile beraber hareket etmektedir.
Türkiye’nin karşı karşıya olduğu durum en şedit hâliyle bir varlık savaşıdır. Türkiye’nin, Suudi Arabistan’ın ve İran’ın da bu varlık savaşında nasıl hayatta kalacakları artık bir tarafsızlık meselesi değildir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.