Lozan hezimeti

A -
A +
Bunca yıldır Lozan Antlaşmasını okullarda bir zafer olarak öğrettiler. Tıpkı Mustafa Kemal’in vatanı kurtarmak için tek başına pusulasız bir “Taka” ile İstanbul’dan Samsun’a çıktı yalanı gibi… Tanzimat’tan bu yana yakın tarihimiz hep yalan tarihimiz olmuştur.
Mustafa Kemal’in Sultan Vahdeddin Han tarafından vazifelendirildiği, İngilizlerden vize alındığı, Bandırma vapuru ile birçok subay ve er ile birlikte gönderildiği ve Bandırma vapurunun donanmaya ait silahlı savaş gemileri tarafından korunduğu ve Mustafa Kemal’e Sultan Vahdeddin Han’ın yetki verdiği, Bakanlar Kurulu’nun kararı ile 3 aylık harcırah verildiği, Sultan Vahdeddin Han’ın şahsi servetinden 1000 altın lira verildiği ve Samsun’a çıkışı ile ilgili tam 22 belgenin bu milletten hep gizlendiği bir gerçektir…
İstiklal Savaşı ile ilgili birçok şey de bu milletten saklanmıştır. 26 Ağustos taarruzunu hazırlayan Ali İhsan Paşa’nın ismi bile unutturulmuştur. 23 Nisan 1920’de dualarla, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle, mevlitlerle ve salevat-ı şerifelerle açılan TBMM dünya demokrasi tarihinde en demokratik ve gerçekten millî iradeyi temsil eden meclisi idi.
Bu mecliste Lozan’ın ve İslamiyet’e aykırı devrimlerin kabulü imkânsızdı. Böylece meclis feshedildi. İkinci meclisi halk seçmedi . Çankaya’da hazırlandı. Bazı hatıralara göre birkaç milletvekiline sen bu ilin milletvekilisin denildiğinde o kişi temsil ettiği ilin ismini ilk defa duyuyordu.
Cumhuriyet tarihinde Lozan ile ilgili yazıların tamamı yalandır. Asla itibar edilemez. Benim için en sağlam kaynak İngiltere’nin Avam ve Lordlar Kamarasının zabıtlarıdır. Lozan Antlaşmasının imzalanmasından sonra İngiliz heyeti İngiltere’ye dönünce Avam Kamarası ve Lordlar Kamarasında bu heyete “hesap soruldu”!
Heyet başkanı bilgi verdi. Bu anlaşma ile verdikleri bilginin sonunda şunları söylediler:
“…Ve sonunda petrol başta olmak üzere ellerindeki bütün servetlerini aldık. Maddeten dizüstü çöktüler. Ve Batı’ya muhtaç hâle geldiler. Bundan daha önemlisi ise Osmanlıyı Viyana önlerine getiren sadece maddi gücü değildi. Asıl güçleri manevi idi. Bunun kaynağı ise Kur’an (Kur’an-ı kerim) ve İslamiyet idi. Asırlardır İngiltere’nin hedefi Kur’an-ı kerimi, Türklerin elinden almaktı ve bu isteğimize kavuştuk. Batı’yı taklit ederek halk dinden uzaklaşacak ve aydınlarının çoğu İslamiyet’e düşman hâle gelecektir. Bekleyin göreceksiniz. Lozan İngiltere için zafer ama Türkiye için yalnız hezimet değil bir felakettir…”
Bu sözleri ben demiyorum. Sadece şu an geldiğimiz noktanın tam da bu olduğunu söylüyorum.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.