CHP’NİN YENİ GÖREVİ

A -
A +
FETÖ’cülerle mücadele Türkiye’nin en önde gelen hayati ve millî meselesidir. Erdoğan ve AK Parti düşmanları şimdi FETÖ’cüleri aklama ve işine son verilenlerin gönüllü avukatlığına soyundular. İşine son verilenler içinde haksızlığa uğrayanlar elbette vardır. Ama iktidar kendilerini savunma imkânı tanımıştır. Demokrasinin olmadığı ülkelerde bu hak söz konusu bile olamaz. (Suriye, Mısır, Irak ve diğerlerinde olduğu gibi) Kılıçdaroğlu, CHP, yerli ve millî olmayan sözde aydınlar (karanlık güçler) 15 Temmuz'da giydikleri maskeyi çıkarıp “U DÖNÜŞÜ” ile asıllarına rücu ettiler. Elbette bazı hatalar olabilir. Hatasızlık sadece Allahü tealaya ve O'nun muhafaza ettiği Peygamberlerine aittir. Adalet devletin temelidir ama bazı güçler adaleti istismar ederek yıkıcı oluyorlar. 15 Temmuz'da masum insanları uçak, helikopter ve tank ile katleden (şehid eden) ve yaralayan şer güçler gizlenmektedir. Başarılı olsalardı yüz binlerce kişi katledilecekti. Demokrasi ve Parlamentoya son verilecekti. Ekonomi altüst olacaktı. Ülke “ÜST AKIL”a anahtar teslimi verilecekti. Ülkenin bölünmesi ve iç savaş bir numaralı hedefleri idi. FETÖ’cülerin tamamına yakını menfaat bağı ile Paralel Yapının mensubudur. Küçük yaşta yurt ve evlerinde kaldılar. Çalınan imtihan soruları ile üniversite, Askerî Lise, Harp Okulu, Astsubay Okullarına girdiler. Mezun olunca liyakati olmadığı hâlde devlet ve bazı kuruluşları yerleştirildiler. Haksız terfi ettiler. Üniversite Öğretim görevlileri ise haksız olarak doçent ve profesör oldular. Çalıştıkları yerlerde çaycısından mahkeme kâtibine kadar kendi adamlarını yerleştirdiler. Ayrıcı “takiyye” ile zina, oruç tutmama, namaz kılmamak, cuma hatta bayram namazına gitmeme, alkol içki içme, eş ve kızlarının tesettüre uymaması nefislerine hoş geldi. CHP’nin Batılılaşmak gayesi ile 1000 (bin) yıllık Türk İslam Medeniyeti yıkıldı.  Ve bu Batı, Türkiye’ye post-modern savaş açmıştır. Yine aynı Batı, FETÖ, PKK, DAEŞ, DHKP-C, devşirme aydınları Haçlı Ordusu olarak kullanıyor. Türkiye’nin savunması sınırlarımızda değil, sınırlar ötesinde başlar. Şam, Bağdat, Kahire, Saraybosna, Bakü ve diğerleri ileri mevzilerimizdir. Bunlar düşerse sıra İstanbul’a (Türkiye’ye) gelir. "Çanakkale ruhu", "15 Temmuz gücü" ve "Yenikapı Birliği" ile bütün olmaya mecbur hatta mahkûmuz. Tehlike geçmiş değildir. FETÖ’cülerin lideri intikam peşindedir. Erdoğan ve AK Parti ara hedeftir. Asıl hedef Türkiye’yi yıkmaktır. Nihai hedef ise İslam Dünyasının Hıristiyan Batı’nın sömürüsü ve kölesi olarak kalmasını devam ettirmektir.  Allahü tealanın emir ve yasaklarını değiştiren kişiler İslamiyet’in asla ve asla dostu olamaz. Olsa olsa düşmanıdırlar. Kılıçdaroğlu “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulundaki konuşmasından utandım” diyor. Bu söz ile Birleşmiş Milletlerin ve bilhassa Güvenlik Konseyi (Beşli Çete’nin) zulmünü tasvip ediyor demektir. “Zulme rıza zulümdür.” Ayrıca muhtarları aşağılamıştır. Ben muhtar olsaydım dava açardım. Zulüm, Hıristiyan Batı’nın olmazsa olmaz özelliğidir. ABD polisi 2016 yılı ilk 8 ayı içerisinde 500'den fazla kişiyi katletmiştir. Binlerce yıllık tarih içinde Kürtlere en büyük zulmü PKK yapmıştır. “Zalime yardım eden onun zulmüne maruz kalmadan ölmez!..” Bazı kaynaklara göre: Bir kaset hadisesi ile Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Başkanlığına getiren güçler şu anda Kılıçdaroğlu’na FETÖ’cülerin avukatlığı görevini vermiştir. Yenikapı’daki Kılıçdaroğlu ile şu andaki arasında 180 derece fark vardır. CHP il ve ilçe teşkilatları mağdurları savunma maskesi ile FETÖ’cüleri savunacaklardır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.