Türk-Kürt bir bütündür

A -
A +
Türk ve Kürt birbirinden ayrılamaz. Bir molekül gibidir. Su gibi, teşkil eden atomlardan biri yok ise, su yoktur. Türkiye nüfusunda en az 1.5 milyon aile Türk-Kürt birlikteliğidir. Bu ailelerin en az bir çocukları olsa nüfusu 3 milyon eder. Ama aile yalnız anne, baba ve evlatlardan teşekkül etmez. Annesi, babası, dede, nine, kardeş, yeğen, teyze, hala, yenge, amca, dayı ve enişte de bu ailenin ayrılmaz bir cüzüdür.
Türk-Kürt birliği 1071 öncesinden başlar. 1071 Malazgirt Zaferinde Kürtlerin de payı vardır. Yavuz Sultan Selim Han zamanında Osmanlı Devletinin önemli ve şerefli bir parçası olmuşlardır. Her zaferde şehitler vermişler, Kanla yoğrulan bu vatanın her karışında emek harcamışlardır. Ve Osmanlının zayıf anlarında bazı Türk Beylikleri ve Türkmen aşiretleri isyan ederken Kürtlerin kitlesel bir isyanı olmamıştır.
CHP iktidarında yaşanan isyan değildir. CHP’nin zulüm ve katliamına direniştir. Güneydoğu ve Doğu Anadolu’nun diğer bölgelere göre geri kaldığı bir gerçektir. Bu bölgeler yer altı ve yer üstü zenginlikleri ve turizm imkânları ile Türkiye’nin en zengin bölgesi olma imkânına sahiptir. Dış güçlerin uşağı olan Kandil ve PKK, bu bölgenin yalnız huzurunun değil, refahının da karşısındadır.
Kandil ve PKK bölge halkının zenginleşmesine ve gelişmesine karşıdır. Çünkü aksi hâlde gençlerin dağlara çıkması son derece azalır. Bölgede Kürt asıllı vatandaşlarımız PKK’nın yanında değil karşısındadır. Müslüman ve dindar Kürtler ile PKK arasında uçurum vardır. PKK ateisttir. Ve İslamiyet düşmanıdır. Manevi bağ yoktur.
Akşemsettin Hazretleri, Fatih Sultan Mehmed’e yazdığı mektupta, İstanbul’un fethi sırasında bozgunculuk yapanlara karşı şu öğütlerde bulundu:
“Şimdi yumuşaklık ve merhamet gerekmez. Kusuru görülenler, fethe muhalif olanlar tespit edilip, bunlar en şiddetli şekilde cezalandırılmalıdır.”
Kılıçdaroğlu ve CHP, yerli ve millî olmayan sözde aydınlar ülkenin aleyhine çalışıyorlar. 15 Temmuz 2016 tarihine kadar Türkiye son 40 yıldır yanlış bir faaliyette bulunuyor ve teröristlerle mücadele ediliyordu. Yani bataklık dururken sivrisineklerle uğraşılıyordu. 15 Temmuz 2016’dan sonra teröristlerle değil “Terör” yani “Bataklık” ile mücadele ediliyor. Şimdi ise teröre yardım eden siyasiler, medya, maddi kaynaklar ile mücadele ediliyor. Kılıçdaroğlu’nun emperyalist güçlerin ve yerli ve millî olmayan aydınların feryadı bundandır.
Savcılık iddianamesine göre: Papa'nın tayin ettiği 20 kardinalin yanında 2 gizli kardinalden biri FETÖ'dür. İkinci gizli kardinalin ise Kazakistan’da olduğu ifade ediliyor.
Teslim olan PKK’lı teröristlerin itirafına göre: “PKK’da insanlık yok. İslam düşmanlığı var.”
PKK Kürtlerin geleceği için en büyük engeldir. PKK, Kandil, FETÖ'cüler, DAEŞ ve "aydınlar" bir nevi kukladır. İpleri emperyalist güçlerin elinde ve bu gücün isteği doğrultusunda hareket etmektedirler.
Emperyalist güçler Türkiye’de terörün sona ermesini istemiyorlar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.