Asrımızın vebası terör

Şu anda en büyük silah paradır. Kitlesel imha silahları “Nükleer, biyolojik ve kimyevi silahlar" bu silahın yani paranın yanında gayet önemsiz kalır. Kitlesel imha silahları muhtemelen hiç kullanılmayabilir. Ama para silahı her zaman kullanılmaktadır. Şimdiki savaşların, terörist eylemlerin ve her türlü fitnenin koordinatörleri “Küresel sermaye” ve bunların emrindeki emperyalist güçlerdir.

İkinci Dünya Savaşı sonunda ABD ve Sovyetler Birliği Yalta Konferansı ile dünyayı aralarında taksim etti. Ve dünya “Beşli Çete”nin vesayetine teslim edildi. Dünya halkını son derece küçük bir azınlık sömürmektedir. Uluslararası raporlara göre: Dünyada 8 trilyon dolar piyasada dolaşmaktadır. Yani kısaca dünyanın bir yıllık geliri 8 trilyon dolardır. Bu paranın 4 trilyon doları 62 aile şirketine aittir. Bunun manası 3 milyar 600 milyon insanın gelirine eşit olmasıdır. Ve bu 62 ailenin çoğu Amerikalıdır ve tamamına yakını Yahudi asıllıdır.

ABD nüfusunun yüzde 5’i Yahudi’dir. Amerikalı milyarderlerin ise yüzde 50’si Yahudi asıllıdır. Dünya nüfusu içinde en fakir yüzde 10’a gelince 2010-2016 arası 1 trilyon dolar fakirleşmiştir. Dünyada zenginler daha zenginleşirken fakirler de daha fakirleşmektedir. Zenginler ve fakirler arasında gelir dağılımında korkunç bir uçurum vardır. Yakında bu uçurum sonucu korkunç bir deprem olması muhtemeldir. Fakirlerin kaybedeceği bir şey yoktur. Ama doymak bilmeyen faiz lobisi ve insanların gözyaşını ve kanını sömüren zenginler son derece büyük mali zelzelenin zeminini hazırlamaktadırlar.

Dünyada terör çetelerinin ismi, milliyeti, inancı ve hedefi ne olursa olsun bunların ipleri başta ABD olmak üzere emperyalist güçlerdir. Emperyalist güçler küresel sermayenin, küresel sermaye ise Siyonizmin emrindedir. Ve çok siyasinin bilmediği gerçek Yahudi’nin dünya hakimiyetidir. Terör, dünyadaki bu gayri adil ve zulme dayanan sömürünün devamı için en güçlü silahtır. Strateji uzmanlarına göre küresel sermaye terörle 2 mesaj veriyor: Kendi ülkelerinin halkını terör ile korkutuyorlar. İkincisi terör bahanesi ile ülkelere müdahale ediyorlar. Sömürü zemini hazırlıyorlar. Emrindeki silah fabrikaları ise büyük kazanç sağlıyor. Küresel sermaye, Siyonizm ve emperyalist güçler saltanatlarının sona ermekte olduğunu ve Grady’nin ifade ettiği gibi Hıristiyan Batı medeniyetinin komada ve hatta bitkisel hayatta olduğunun farkındadır. Ve terör, iç savaşlar, klasik savaşlar ve darbeler Hıristiyan Batının çöküşünü önlemeye yöneliktir. Ekonomik eksen hızla Batı’dan Doğu’ya kaymaktadır. Batı fakirleşiyor Doğu zenginleşiyor. Asırlardır ekonominin merkezi olan Batı itibarını kaybediyor. Bu yıkılış belki gecikebilir ama çöküş asla önlenemeyecektir...

2000 yılında ABD başkanlık seçimlerinde ABD Reform Partisinin Başkan adayı Pat Bachanan "Batı’nın Ölümü" adlı kitabında şöyle yazıyordu: “İslam Avrupa’yı işgal edecek. 2050 yılında dünya nüfusunun sadece yüzde 10’u Avrupa kökenli olacak. Ve Avrupa halkının üçte biri 60 yaşın üzerinde olacak. Her 10 kişiden biri 80 yaşın üstünde olacak. ABD 2050 yılına kadar üçüncü dünya ülkeleri arasında yer alacak. Hollanda nüfus bakımından eriyecek. 2050 yılında 23 milyon Alman, 16 milyon İtalyan ve 30 milyon Rus nüfusu azalacak. Rusya’da Müslüman nüfusu patlama yapacak. Ve Rusya Sibirya’yı Çin’e kaptıracak. Ve Rusya Kafkasya ve Orta Doğu’dan atılacak. İsrail’deki 4.2 milyon Filistinli 2025’te Batı Şeria ve Gazze’de 9 milyon nüfusa ulaşacak...”

Evet, Avrupa gittikçe yaşlanıyor. 1950-55 arasında Avrupa’da 12 milyon 81 bin doğum olmuştur. 2000-2005 arasında 7 milyon 354 bin doğum olmuştur. 2050 yılında 16 yaş altındaki nüfus sadece yüzde 13 olacaktır. 80 yaşını aşan nüfus 2007 yılına göre 2050 yılında yüzde 180 artacak 2005 yılında Avrupa nüfusu 728 milyon 389 bin iken 2050 yılında 653 milyon 323 bin olacak yani 75 milyon azalacak.

Genç nüfus büyük bir nimettir. AK Parti iktidarı öncesi nüfus planlaması ve doğum kontrolü, Batı’nın tesiri ile Türkiye’nin çoğalması; 100 milyona ulaşması önlendi.

1970 yılı başına kadar Amerika’da bir bankaya giden kişi dolar karşılığı altın alıyordu. Şu anda alamıyor. Çünkü doların altın karşılığı yok. Büyük bir krizde dolar kâğıt olabilir. Türkiye Avrupa Birliğinden uzaklaşmıyor. Tersine Avrupa Birliği Türkiye’den uzaklaşıyor. PKK Avrupa Parlamento koridorunda sergi açıyor. FETÖ'cüler Almanya ve diğerlerinde itibar görüyor. PKK’ya silah ve siyasi destek veriyor. AB’ye en büyük ilgi AK Parti iktidarında oldu. Ama bu iktidar zamanında ekonomik gelişme ve dış politikada dışa açılım ve İslam ülkelerine ilgisi AB’yi rahatsız etti. AK Parti iktidarına karşı olan Paralel Yapı, PKK, HDP, CHP ve yerli ve millî olmayan sözde aydınlar bunu kullandılar. Asla dürüst olmadı. Çifte standartlı davrandı ve ilişkileri bozdu...