Terörün kaynağı

A -
A +
Dünyadaki her terör hadisesinin arkasında ABD vardır. ABD’nin 21. Asır hedefi “Yeni Dünya İmparatorluğu”dur. Bu hedefe ulaşmakta en güçlü silahı “terör”dür. Ve 21. Asır stratejisinde düşman İslamiyet ve Müslümanlardır. Prof. Dr. Mahir Kaynak’a göre; “El Kaide diye bir örgüt yoktur. Eğer bir örgütten bahsediyorsanız bu örgütün siyasal bir hedefi olması gerekir. El Kaide’nin hedefi nedir? Kimse El Kaide’nin hedefi nedir sorusunun cevabını veremedi. Oysa İRA, ETA gibi terör örgütlerinin somut hedefleri ve coğrafi alanları vardır. Ayrıca bunların bir kadrosu ve bir örgüt yapısı da vardır. El Kaide’de bu unsurların hiçbiri yoktur. Ne kadrosu vardır ne de coğrafi bir alanı. El Kaide CIA’nın ta kendisidir. El Kaide’nin eylemlerini CIA yürütüyor. Terörü devletler yapıyor. Amaç İslamı tasfiye etmektir. Dünya yine El Kaide paniği yaşıyor. Bu örgüt dünyanın her tarafında kendi varlığını gösterebiliyor. Ama dünyanın hiçbir yerinde görülmüyor. Ve bulunmuyor!..”
El Kaide bir İslam Dünyası kuramaz. DAEŞ için de aynı şey geçerlidir. Bir amaç ile eldeki araçlar arasında uyum olması gerekir. Elinize bir toplu iğne alıp ben adam öldüreceğim deseniz olmaz. El Kaide’nin kendi gücüyle İslam Dünyasında öngördüğü rejimi kurması mümkün değildir. Ne gücü ne kadrosu ne de destekleyicisi vardır. El Kaide CIA’nın yaptığı operasyonların "kod adı"dır. Bu yüzden de bizim önce yapılan bu operasyonu deşifre etmemiz gerekir. Çünkü El Kaide operasyonları ile dünyada bir siyasi sonuç meydana getirmek isteniyor.
El Kaide, DAEŞ ve PKK gibi İslam ülkelerindeki terör örgütlerinin tek amacı vardır: Bu da Batı dünyasında bir İslam aleyhtarlığını meydana getirmektir. Ve en büyük hedef ise İslamın terörle özdeşleşmesidir. Dünyada halk kamuoyu nezdinde İslam karşıtı bir cephe meydana getiriyor. Son yıllarda dünyada yeni dünya düzeni kuruluyor. Küresel sermaye ile emperyalist güçler arasında rekabet var. Dünyanın bir yıllık gelirinin yüzde 50’si 62 aile şirketine aittir. Ve emperyalist güçler de küresel sermayenin emrindedir. 62 aile şirketinin geliri 3 milyar 600 milyon insanın gelirine eşittir.
Küresel sermaye Hattington’un “Medeniyetler Çatışması” tezini benimsiyor. Bu tez; dünyayı Batı medeniyeti ve diğerlerini 'öteki' kabul eder. Ve dünya dengesini Batı ağırlıklı yani dengesizliği savunur. Küresel sermayenin hedefi “İslam Dünyasını Batı sisteminin ve pazarının içine sokarak mücadeleyi bitirmektir.”
Küresel sermayenin İslamiyete düşmanlığının sebebi: İslam ülkeleri İslamiyeti yaşar, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan haklarına sahip olursa “Küresel sermayenin sömürü çarkları kırılır. Sömürü muslukları kapanır...”
Küresel sermaye İslam ülkelerinin petrolüne sahip değil; petrol şirketlerini de idare etmiyor. Petrolü üreten ülkelerin yönetimini ele geçiriyor.
Küresel sermaye İslam Dünyasına "ya İslamdan kopacaksınız ya sekülerleşeceksiniz ya da yok olacaksınız" diyor. İslamiyetin düşmanları İslamiyeti ılımlı ve radikal gösteriyor. Oysa İslamiyet birdir. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ve O’nun Eshab-ı kiramının (rıdvanullahi aleyhim ecmain) yolunda olmaktır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.