ABD’de yeni dönem

Dünyada dengeler hızla değişmektedir. Son birkaç asırdır dünya siyaset ve ekonomisinin ağırlık merkezi ve siyasetin yönlendirdiği yer Avrupa ve İkinci Dünya Savaşından sonra ABD’nin ilavesi AB eksenlidir. Son yıllarda siyasi, ekonomik denge Batı’dan Doğu’ya kayıyor. Ve Batı giderek çöküntüye uğruyor. Doğu zenginleşiyor. Son yıllarda Hıristiyan Batı’nın Orta Doğu’yu yangın yerine çevirmesinin sebebi Batı’nın batışını önleme operasyonudur. Bu operasyon aslında Hıristiyan Batı’nın sonunun başlangıcıdır. Elbette çok yakın değil ama asla uzak da değildir.

Orta Doğu Projesi, küreselleşme ve Yeni Dünya Düzeni, ABD’nin can simitleridir. Bazı strateji ve jeopolitik uzmanlara göre ABD son derece telaş içindedir ve giderek polis devleti olmanın ötesinde sosyal ve ekonomik bir çöküntü yaşamaktadır. Amerikalı bazı uzmanlara göre gerekli sosyal reformlar yapılmadığı takdirde ABD’nin dağılması kaçınılmazdır.

ABD’de kamu yararına olan altyapı tesisleri, yollar, köprüler, okullar ve diğerleri miadını çoktan doldurmuş olup, âdeta son kullanma tarihleri geçmiştir. On milyonlarca Amerikalı, evsiz olup, metro, istasyon, garaj ve binaların giriş kısımlarında mukavvalar içinde yatıp kalkmaktadır. Zengin sınıf giderek zenginleşirken; fakir sınıf da aynı oranda fakirleşmektedir. Dünyada yılda 2 trilyon dolar silahlanmaya harcanmaktadır. Bunun 1 trilyon doları ABD’ye aittir. Kenndy silahlanmayı kısıp halkın refahını artırmayı istedi. ABD derin devleti, Başkanı Teksas’ta katletti.

Obama CIA’nın uşağı idi. Ve yeni ABD Başkanı Trump halkın refahına çalışmak istese dahi bu önlenecektir. Kenndy’nin akıbetine uğrayabilir. Trump açıkça "DEAŞ’ı Obama kurdu" demiştir. Washington Post yazarı Liz Siy: “ABD hem terör örgütü diyerek, DEAŞ’la savaşıyor hem de PYD-YPG’yi destekliyor. Türklere ve Araplara karşı Kürtleri destekleyerek yeni bir savaş zemini hazırlıyor."

CIA ajanı Robert David “DEAŞ’ı ABD ve Suudiler kurdu” demiştir.

Şu anda ABD tek süper güç ise de Çin, Hindistan, Rusya ve hatta Avrupa Birliği'nin, ABD’nin karşısına rakip olarak çıkması an meselesidir. ABD bu güçler rakip duruma gelmeden Orta Doğu ve Hazar petrolünün kontrolünü ele geçirerek kendini güçlendirmek istiyor. Bazı uzmanlara göre Büyük Orta Doğu Projesi aslında büyük enerji projesidir. Dış politika uzmanlarına göre: “ABD sirkteki fil, İsrail ise kırbaç elinde file hükmeden ve istediğini yaptıran kişidir. Kırbaç ise ABD’deki İsrail lobisi ve Neo-Conlardır.” ABD Orta Doğu’dan yenilerek ayrılacaktır.

ABD’nin eski Ulusal Güvenlik Danışmanı ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Profesör Zbigniew Bezezinski’nin NPQ dergisi editörü Wathan Gardels’e verdiği mülakat (1 Ağustos 2006) şöyledir: “İsrail’in de benzerlerine sahip olduğu Neo-Con reçeteler Amerika ve İsrail’i ölümcül sonuçlara doğru götürüyor. İşlenen politikaların Orta Doğu halklarının ezici çoğunluğunu ABD aleyhine çevirmek kaçınılmaz. Irak’ın durumu ortada. Eğer Neo-Con politikalarda ısrar edecek olursa ABD bölgeden kovulacak ve bu İsrail için de sonun başlangıcı olacak...” Bu tespitten 4 sene kadar, aynı Neo-Con politika artarak devam etti. Fütüroloji ilmi geleceği tahmin ilmidir. Gaybı Allahü teala bilir. Tahmin caizdir.

Yabancı uzmanlara göre Bush, Irak’ı işgal etmek için Birleşmiş Milletler düzenini çökertti.

İsrail’in Lübnan’a saldırısı bazı yerleri işgalinde Bush’un İsrail’e destek ve silah vermesi Büyük Orta Doğu Projesini dinamitledi. Uzmanlara göre: “Hukuksuz devlet örgütlenmiş şiddet ve terör devletidir. İsrail’in durumu budur.”

ABD ve İsrail’in hedefi Lübnan’ı Sünni-Şii-Dürzi-Hıristiyan-Maruni ve 4 küçük devlet yapmaktır. Ancak başarılı olamadı. Irak’ı Şii-Sünni-Kürt 3 devlete bölmek için işgal etti. Suriye’yi de 4 küçük devlete bölmek için 6 yıldır Esad katliamını destekledi.

Trump yalnız adamdır. ABD’yi çöküşten kurtarmak istese de karşısında CIA, Pentagon, Yahudi ağırlıklı küresel sermaye, Yahudi lobisi, Siyonizm ve Neo-Conlar var. Yardımcısı bile Neo-Con mensubudur.