Başkanlık sistemi üzerine söylenen yalanlar!..

A -
A +
Referandumun yakından uzaktan Erdoğan ile ilgisi yoktur. Güçlü olmaya mecbur hatta mahkûmuz. Almanya’nın kredileri ile ayakta duran ve büyük bir kriz içinde kıvranan Yunanistan Genelkurmayının hazırladığı raporda “Türkiye ile savaşmak için en uygun şartlar” diyor.
Referandumun “Hayır” taraftarları yalan söylüyorlar:
1. “Sistem değişikliğiyle Cumhurbaşkanının sorumluluğu olmayacak” görüşü yalandır. Aksine şu anda geniş yetkileri var sorumluluğu yoktur. Sistem değişikliği ile 301 oy ile soruşturma açılması istenecek.
2. “Tek adam rejimi geliyor” sözü da yalan. Mevcut sistemde halka karşı sorumsuzdur. Sistem değişikliği ile halka karşı doğrudan sorumlu olacak.
3. “Eyalet sistemi gelecek ülke bölünecek!” Bu da yalan. Eyalet sistemi başkanlık sisteminden bağımsız bir yapıdır.
4. “Rejim değişikliği yapılıyor!” Bu da yalan. Rejim değil sadece verimsiz ve ağır işleyen hükûmet sistemi değişiyor.
5. “Cumhurbaşkanlığı sisteminde Meclis olmayacak!” Bu da yalan. Cumhurbaşkanlığından bağımsız daha güçlü bir Meclis olacaktır.
6. “Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Meclis'in yasama işlevi gasbediliyor!” Bu da yalan. Yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kanunda olmayan alanlarda çıkarılabilecektir. Bu kararnameler yasalara uygunluk yönünden de anayasal yargı denetimine tabidir. Kanunlarla kararnameler arasında ortaya çıkabilecek çatışmanın çözüm yeri Anayasa Mahkemesi olacaktır.
7. “AK Parti kendi yargısını oluşturuyor!” Kesinlikle yalan. Yapılan değişikliklerle yargının meşruiyeti Cumhurbaşkanı ve Meclis gibi iki meşru kuvvetin yapacağı seçim ve atamalarla halka dayanacaktır. Milletin iradesi, böylece bağımsızlığı ve tarafsızlığı güçlendirilen yargıda da temsil edilecektir.
8. “Cumhurbaşkanı Meclis'i Feshediyor!” Bu da yalan. Cumhurbaşkanının şu anda anayasada zaten Meclis'i feshetme yetkisi bulunmaktadır. Değişiklik ise fesih gibi tek taraflı bir mekanizma yerine her iki organın kendi görevinin de sona erdirilmesi şartıyla yenilenmesini ve her iki seçimin birlikte yapılmasını getiriyor.
9. “Siyasi partiler işlevsiz kalacak!” Bu da yalan. Önerilen hükûmet sisteminde Meclis dışında olsa da tüm siyasi partiler ve seçmen Cumhurbaşkanı adayı gösterebilecektir. Siyasi partiler varlıklarını güçlü bir şekilde sürdürebilecektir.
1 Eylül 1999 Adli Yıl Açılış Konuşmasında o tarihteki Yargıtay Başkanı Doç. Dr. Sami Selçuk: “Türkiye üçüncü bin yıla 1982 anayasası ile giremez. Türkiye meşruluk durumu neredeyse sıfıra yaklaşmış bir anayasa ile yeni yüzyıla giremez. 1930’lu yıllara dönülemez. Dönülürse şimdiki zaman da avucumuzdan kayar gider. Yarının rüzgârları hiç esmez olur..."
1930’lardan ders alarak ama 1930’ların bekçiliğine özenmeden bilimin ışığında gelecekler üretilmelidir. O tarihte Başbakan Ecevit: “Yeni anayasa için geç bile kaldık” dedi. Vesayet rejimi 1982’den bu yana demokratik anayasayı önledi.
Doç. Dr. Sami Selçuk’a göre: “Saddam ne kadar meşru ise 1982 anayasası da o derece meşrudur.”
2012’de MİT Müsteşarının ifadeye çağırmaya çalışılması ile başlayan ve Gezi Olayları, 17-25 Aralık adli darbe, Cumhurbaşkanlığı ve 7 Haziran Genel Seçim ve ertesinde başlayan PKK, DEAŞ, DHKP-C, FETÖ terörü ve 15 Temmuz askerî darbe kalkışması. Bütün bunların nihai hedefi Türkiye’yi Suriye ve Irak gibi iç savaşa sürüklemek idi.
Dışarıdaki ile içerideki şer güçler bu hedeflerinden vazgeçmiş değildir. 16 Nisan referandumunda “Hayır” ile ülkeyi karıştırmak istemektedirler. Erdoğan-Putin görüşmeleri Türk-Rus ilişkilerindeki gelişmeler ve ABD’nin Genelkurmay Başkanının, CIA Başkanının gelişi, Merkel’in ve İngiliz Başbakanın gelişi Türk kamuoyunu rehavete sürüklemesin. Hepsinin nihai hedefi Türkiye’yi Sevr’e mahkûm etmektir.
Sevr antlaşma değildir. Bu antlaşmayı Osmanlı Mebusan Meclisi kabul etmedi ve Sultan Vahdettin Han (kuddise sirrûh) imzalamadı.
Suriye ve Irak’ta iç savaş sona ermedi ama sona yaklaştı. Hedefteki ülke Türkiye’dir. Referandumda “Hayır” oyu kullananlar elbette “hain” değildir. Ama Türkiye’yi iç savaşa sokmak isteyenlere bilmeyerek destek olmaktadırlar.
Dış ve iç düşmanlar inşallah 16 Nisan'daki referandumda hüsrana uğrayacaktır. Ama düşmanlıkları devam edecektir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.