Önemli bilgiler

A -
A +
Türkiye’nin cumhuriyet dönemi laiklik serüveni, bir anlamda din özgürlüğü ile dinden kopma mücadelesinin tarihidir. Irkçılık ve bölücülük fitnesini kendi ülkelerinde yasaklayan Batılılar, demokrasi ve insan hakları maskesini kullanarak milletimizi bölmek istemektedir. Türkler tarih boyunca kendi hakimiyet sınırları içinde yaşayan diğer toplulukların din, dil, kültür, örf ve âdetlerine hoşgörü ile yaklaşmışlardır. Batılı tarihçilere göre: Türklerin bu hoşgörü, adaleti sayesinde Orta Doğu, Anadolu, Balkanlar ve Kafkasya’da İslam dışı unsurlar varlıklarını devam ettirmişlerdir. Gayrimüslim ve Türk olmayan millet ve etnik grupları asla asimile etmemiştir. Tabii bu hoşgörü devlete karşı ihanet etmemek şartıyla geçerli idi.
İslamiyette terör, fitne, soykırım, cinayet yasaklanmıştır. Vatanı işgal edilen Müslüman halkın direnişi, cihadı, yani bağımsızlık savaşı ve İslamiyeti yayarak insanlığın dünya ve ahiret saadeti için mücadelesi tabii hakkı ve kutsal bir görevidir. Ancak “mücahit” ve “terörist” arasında son derece hassas çizgiler vardır. Ülkesi ve cihad için savaşmak son derece şereflidir. Ve ölen şehittir. Terör ise son derece çirkin ve cezası çok ağırdır. Ayrıca Müslümanlara ve İslamiyete zarar verir. “Bir insanın katli bütün insanlığın katli gibidir.”
Terör tuzağının içyüzü İslam Dünyasını sömürmek ve işgal etmek isteyen İslam düşmanı güçlerin bir numaralı hedefidir. Müslümanları ve İslamiyeti terörist ve anarşi kaynağı göstermektir. Böylece şerefli ve hak din olan İslamiyeti gözden düşürmek hızlı yayılmasının önü kesilmek istenmektedir. Bu konuda uzmanların görüşü:
“Terörü önleme maskesi altında teşvik ve tahrik eden ve gizli servislerce planlanan ve organize edilen bizatihi İslam düşmanı güçlerdir. Beyin yani 'üst akıl' bu güçlerdir. Bazı gafil ve cahil Müslümanlar ise bu güçlerin tuzağına düşmüş gafillerdir...
2002 yılında Avrupa Birliğindeki Yahudiler İsrail’e 7 milyar dolar gönderdiler ve bunu vergi borçlarından düşürdüler. ABD’nin New York’ta İkiz Kulelere saldırısı CIA, Pentagon ve derin devletin senaryosu idi. Ve ABD ile dünya kamuoyunu aldatarak Afganistan ve Irak’ın işgali gündeme geldi. Güney Asya ülkesi Butan’a 1999 yılında ABD’nin medya patronu Rupert Murdoch tesiriyle daha doğrusu baskısıyla televizyon serbest bırakıldı. Yolsuzluk nedir bilmeyen cinayeti sadece romanlarda okuyan Butanlılarda değişim başlamış oldu. Siyonizmin Murdoch kültürü potasında eriyen Butan’da fuhuş, uyuşturucu ve cinayet son derece fazlalaştı. Butan Kralı bin pişman ama Murdoch ile başa çıkamıyor. Ülkeye televizyon girdi, ahlak sükut etti. Televole kültürü gençliği kötü etkiliyor. Gelecek şoku yaşayan bir gençlik yetişiyor. Ailede başka yaşadığı çevrede başka kültürle karşılaşan gençler iyice eyyamcı oluyor." Prof. Dr. Ahmet Çelikkol
2003 yılında 318 otelin sadece 30’u Türkçe isimli idi. Çoğu yabancı isimlerden oluşuyordu. Türkçe yabancı dillerin (İngilizcenin) istilası altında. Alışveriş merkezlerinde ise Türkçe isimli mağazaya rastlamak son derece az. Bu Türkçede erezyondur. 2008’in Ağustos ayında Beşiktaş Stadında “Nükleersiz Türkiye Çarşı 25” pankartı emperyalist güçlere hizmettir. Ak Parti iktidarına kadar nükleer santrali ABD, AB, IMF ve Dünya Bankası ve yerli ve milli olmayan aydınlar önlediler. Örnek alınan Batı’da aile çöküyor. 2003 yılında Avrupa Birliğinde doğan çocukların yüzde 28’i evlilik dışı idi. Bu rakam şimdilerde yüzde 40 civarında İzlanda’da yüzde 60’a yakındır. Avrupa’da 3 evlilikten 1’i ABD’de ise 2 evlilikten 1’i boşanma ile neticeleniyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.