Kibir, tehlikeli bir hastalıktır!

A -
A +

Kibir, bir hastalıktır ve bu hastalığın sebepleri de pek çoktur. Tedavi biraz zor da olsa, mutlaka yapılmalı, değilse başımıza gelecek sıkıntılara razı olmak zorunda kalacağız!..

Geçen hafta bir nebze bahsettiğimiz kibir, çok tehlikeli bir hastalıktır. Bu hastalığın sebepleri de pek çoktur.

Bunların en önemlileri şunlardır:

Birincisi: İlim sahibi olmak, ilim öğrenmeden önce edep öğrenmemişse tehlikelidir. Zira ilimdeki gurur ve kibir, makamdan, mevkiden ve paradan daha çoktur. Eskiden büyüklerimiz önce edep öğretirlerdi sonra ilim... Âlim olanlar, gerçek manada Allahü teâlâdan korkanlardır. Önce kendini tanımalıdır. "Kendini tanıyan, Rabbini tanır" demişlerdir...

İkincisi: Güzelliğiyle övünmektir. Bunun da tedavi çaresi, yalnız dış görünüşüne değil, iç haline de bakmaktır. İçini araştırdığı vakit, güzelliği ile övünmesini gölgeleyecek birtakım çirkinlikler ile karşılaşır. Bütün azalarında pislikler vardır. Bağırsaklarında pislik, mesanesinde idrar, damarlarında kan... Günde bir veya iki defa necasetini, kendi eli ile temizler. Hali böyle olan güzelliği ile nasıl övünebilir?..

Üçüncüsü: Kuvvetine ve gücüne güvenerek kibirlenmektir. Gözleri ile göremeyeceği kadar küçücük mikroplara yenilen, hasta olan, küçük parmağı kadar bir akrebin sokması ile günlerce sancılar içinde kıvranan, hatta çok zehirli ise ölümüne de sebep olabilen insan, hangi gücüne güvenmektedir?!.

Dördüncüsü: Zenginlik, servet, aile efradı ve adamlarının çokluğu ile yapılan kibirdir. Bunlar, güzellik, kuvvet ve ilim gibi insanın kendisinde bulunmayan şeylerle kibirlenmektir ki, kibrin en çirkini de budur. İnsanın kendi şahsında bulunmayan bir şey ile kibirlenmesi en büyük ahmaklıktır. İman etmeyenlerden, kendisinden çok daha zenginler var. Bu da şeref verseydi iman etmeyenler onu geçerdi...

Demek ki, kulun vazifesi; kim olursa olsun, kimseye karşı kibretmemektir. Bir cahil gördüğü zaman, "Bu adam bilmediğinden isyan etmiş olabilir, ben ise bilerek isyan ediyorum. O benden iyidir..." Bir âlim gördüğünde ise, "Bu bilerek ibadet ediyor, ben ise bilmeden yapıyorum. Çoğu ibadetlerimi belki de yanlış yapıyorum.  O benden iyidir" demelidir. Yaşlı birini gördüğünde; "Bu benden daha çok Rabbimize ibadet etmiştir, üstelik Asr-ı Saâdete benden daha yakındır ve benden iyidir" demeli. Kendisinden küçük birini gördüğünde ise; "Bu benim kadar yaşamadı ve dolayısı ile günâhları da benimkinden daha azdır. O da benden daha iyidir" demelidir.

Tedavi biraz zor da olsa, mutlaka yapılmalı, değilse başımıza gelecek sıkıntılara razı olmak zorunda kalacağız...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.