Övülmek insanı kibre sevk eder -ll-

A -
A +
Bazı kimseler methedilmekten hoşlanmaz, zemmedilmekten ise memnun olurlar. Çünkü, övülmek insanı kibre sevk eder, iki büyük düşmanı olan nefis ve şeytanı sevindirir.
Geçen hafta başladığımız "Övülmek" konusuna devam ediyoruz efendim... "İnsanlar bu hususta dört kısma ayrılır" demiş ve üç kısmını açıklamıştık...Dördüncü kısım: Methedilmekten hoşlanmaz, zemmedilmekten ise memnun olurlar. Çünkü, övülmek insanı kibre sevk eder, iki büyük düşmanı olan nefis ve şeytanı sevindirir. Akıllı adam düşmanlarını sevindirir mi?Üstelik, günâhlarımıza nisbeten zaten az olan sevaplarımızı kibirlenmekle bitiririz. Şeytan, bir adamın peşine takılır, fakat ona hiçbir günâh işletemez. Bir gün insan suretinde o adama gelir ve kendisini tanıtır, şeytan olduğunu söyleyince adam kızarak, "bana niçin geldin?" diye sorar. O da;"Seni tebrik etmek için geldim... Yirmi senedir peşindeyim, bütün imkânlarımı kullandım fakat sana bir tek günâh bile işletemedim" deyince adam kibirlenerek; "Ee, sen beni ne zannettin?" der. Şeytan, yirmi senede yapamadığını yapmıştı, adamı bu yolla yenebilmişti, sevinerek uzaklaştı...Böyle bir tehlike ile karşılaşmamak için dikkatli olmalıyız. Bizi methettiklerinde şöyle düşünmeliyiz:"Bu adam beni tanımıyor, yaptığım kötülüklerden haberi yok, bilseydi beni övmezdi..."İkinci bir husus, bizi methettikleri şeyin kendimizden olmadığını düşünmeliyiz. "Bunlar bende varsa da, Rabbimin ihsanıdır, onun vergisidir" demeli. Böylece kibir tehlikesinden kendimizi korumaya çalışmalıyız...Ebu Bekr-i Sıddık (radıyallahü anh) methedildiği zaman; "Ya Rabbi! Bunlar beni benim kadar bilmiyorlar, ben de kendimi senin kadar tanımıyorum, kusurlarımı bilselerdi böyle konuşmazlardı. Onların bilmediği kusurlarımı affet" diye dua ederdi.Nefislerini terbiye etmiş, kibirlenme tehlikesi taşımayanları övmenin bir mahzuru yoktur. Peygamber efendimizin (aleyhisselam) eshabını öven çok hadisi şerifleri vardır. İsim olarak da methettikleri var. Mesela: (Ebu Bekr'in (radıyallahü anh) imanı terâzinin bir kefesine konsa, bütün dünyadakilerin imanı da öbür kefeye konsa, Ebu Bekr'in imânı ağır gelirdi.)(Benden sonra Peygamber gelseydi, Ömer (radıyallahü anh) Peygamber olurdu.)(Melekler bile Osman'dan (radıyallahü anh) hâyâ ederler.)(Ben ilmin şehriyim, Ali (radıyallahü anh) ise kapısıdır.)Bu mübarek ve doğru sözlerle bunlar, en yüksek zirvede övülmüşlerdir. Fakat nefisleri Resulullah'ın sohbetleri ile o kadar terbiye görmüştü ki; onlar için hiçbir tehlike söz konusu olamazdı bile...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.