Sayılı günler, çabuk geçer...

A -
A +
Maddi ve manevi nihayetsiz huzur ve bereket bahşeden ve değeri ölçülemeyen bir aydan ayrıldık. Bir daha kavuşabilir miyiz, kavuşamaz mıyız belli değildir.
    Bugün, "onbir ayın sultanı", rahmet mağfiret ve cehennemden kurtuluşa vesile olan mübarek ay bitti. Yarın bayram... Oruçlarımızı tuttuk, namazlarımızı, terâvihlerimizi cami ve mescitlerde eda ettik. Mümin kardeşlerimizle beraber olduk. Fakirlere, muhtaçlara, imkânlarımız el verdiği ölçüde yardım ettik. Zenginlerimiz, zekâtlarını, fitrelerini verdi. İftarlara davet edildik. Biz de kardeşlerimizi davet ettik. Böylece kaynaşmalar, görüşmeler ve tatlı sohbetler meydana geldi. Karşılıklı dualar edildi... Maddi ve manevi nihayetsiz huzur ve bereket bahşeden ve değeri ölçülemeyen bir aydan ayrıldık. Bir daha kavuşabilir miyiz, kavuşamaz mıyız belli değildir. Ne kadar da çabuk geçti. Sayılı günler böyledir. Sanki bir ay değildi de bir gündü. Bırakın ayı, seneler gün gibi geçiyor. Şimdiye kadar geçirdiğimiz zamana bakarsak bunu daha iyi anlarız. Her geçen gün bizi ölüme bir adım daha yaklaştırıyor. İnsanoğlu dünyaya geldiği günden itibaren her an ölüme doğru ilerliyor. Ondan kaçış mümkün değildir. Bir yerden kaçmaya çalışan kişi gittikçe ondan uzaklaşır. Ölüm hariç ondan ne kadar kaçarsak, ona doğru koştuğumuzu bir gün çok iyi anlayacağız. Dünyaya gelip de kalanı ne gördük ve ne de duyduk. Hepimiz bu dünyada yolcuyuz, misafiriz. İstesek de bizi burada bırakmazlar. Ölümü hatırlayan, ona hazırlanır. Kabre  girmeden kabrini genişletir, nurlandırır... Ölümü hatırlayan, zengin ise mağrur olmaz, şımarmaz, insanlara yukarıdan bakmaz. Gücü yettiği kadar herkese iyilik yapar. Fakir ise çok üzülmez. Sıkıntıların, hastalıkların biteceğini ve rahata kavuşacağını düşünür... Ölümü hatırlayan, tövbesini geciktirmez. Ölümün genç, ihtiyar ayırımı yapmadığını bilir. Ne zaman, nerede, nasıl geleceği belli değildir... Ölümü hatırlayan ibadetlerini zevkle yapar. Onunla kabre girecek olan yalnız onun amelidir. Bir insan ne kadar çok sevilirse sevilsin, hiç kimse onunla birlikte kabre girmez. Ameli ile baş başa kalır... Ölümü hatırlayan, merhametli olur. Bütün canlılara acır, onlara yardım eder... Ölümü hatırlayan, kanaat sahibi olur. Fakirlikten kurtulur. Kanaat sahibi olmayanın gözü doymaz. Daima muhtaçtır, gözünü toprak doyurur ancak; "Altından ağacın olsa gümüşten yaprak/Akıbet gözünü doyurur bir avuç toprak" demişler... Sevineceğimiz ve neşeleneceğimiz şu günlerde sizlere ölümden bahsettik! Ne yapalım ki bu da hayatın bir gerçeği. Akıllı insan zaten ölümü hiç unutmaz ki!.. Rabbimiz daha nice mübarek ramazan aylarına ve peşinden gelen nice bayramlara kavuşmamızı nasip eylesin... Âmin...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.